Arif AKDOĞAN / Lütfi ERDOĞAN / GAZETE HABERTÜRK
“20 yıllık bir foto-muhabiri olarak ilk kez fotoğraf çekerken bacaklarımı hissetmediğim bir olaya tanık oldum. Olay yerinden insanlar can havliyle kaçıyor, çığlıklar yükseliyordu. Fotoğraf makinemin ayarlarına son kez baktım. İlk gördüğüm, kanlar içinde birbirine sarılmış bir çiftti. Ankara Garı’ndaki meydanda herkes ağlıyordu.
Yerdekilerin çoğu ölmüştü. Kanlar içinde uzanmış eller, başında bekleyen sevgililer... Kâbusun orta yerine bırakılmış gibiydim, başını hiç hatırlamadığım... Bacaklarım titriyordu. Adım atamıyordum. Her yerde genç- lerin cesetleri vardı. Üst üste, tertemiz yüzlü. Durdum, fotoğraf çekemiyordum artık. Kendime gelmek için saçlarımı çektim. Boğulacak gibiydim. Kız arkadaşlarının yeni ojelenmiş ellerini bırakmayan bir delikanlı vardı. Olduğu yerde donup kalmıştı. Mitinge katılan sağlık- çılara insanlar, ‘Ne olur bir de siz bakın’ diye gerçeği bile bile yalvarıyordu. Başın sağ olsun güzel ülkem...”