Esra Şaşmaz ile Masal Zamanı: Çilli Tavuk
Günün birinde çilli bir tavuk solucan bulabilmek için eşelenirken yarı yarıya toprağa gömülü bir yumru fark etti
Tam o sırada yoldan geçen bir değirmenci aptal kuş diye dalga geçti. "Toprağı böyle eşelemek ne büyük zaman kaybı."
"Hiç de değil" dedi çilli tavuk.
Gagasının bir vuruşuyla toprağa gömülü olan para cüzdanı açıldı. Ayaklarının altına on altın sikke döküldü.
"Bak zaman kaybı değilmiş" dedi. Değirmenci altın sikkelere gözünü dikti.
"Ne kadar talihlisin. Tam da on altın sikkeye ihtiyacım vardı. Bunları bana ödünç ver. Sekiz gün sonra sana geri veririm."
Çilli tavuk iyi kalpli bir hayvandı.
"Tamam" dedi ve sikkeleri değirmenciye verdi.
Sekiz gün geçti ama değirmenci ortalıkta gözükmedi. Çilli tavuk altınlarının geri gelmeyeceğini anladı. Değirmencinin evine gidip şu on altını kendim geri alayım dedi.
Yürürken yolun kenarında bir merdiven gördü.
"Nereye gidiyorsun çilli tavuk" diye sordu merdiven.
"Değirmenciye gidiyorum. Bana on altın sikke borcu var."
"Benimle gelir misin?"
"Tabi" dedi merdiven. "Tamam öyleyse gel gir içime" dedi çilli tavuk. Merdiven de onun ağzından içeri atladı. Biraz ötede bir nehre rastladı.
"Nereye gidiyorsun çilli tavuk?" diye sordu nehir.
"Değirmenciye gidiyorum. Bana on altın sikke borcu var. Benimle gelir misin?"
Tabi" dedi nehir. "Tamam öyleyse gel gir içime" dedi Çilli Tavuk.
Nehir de onun ağzından içeri atladı. Çilli Tavuk ormanda yürümeye devam etti. Bu kez bir kurda rastladı.
"Nereye gidiyorsun Çilli Tavuk?" diye sordu kurt.
"Değirmenciye gidiyorum. Bana on altın sikke borcu var. Benimle gelir misin?"
"Tabi" dedi kurt. "Tamam öyleyse gel gir içime" dedi Çilli Tavuk. Kurt da onun ağzından içeri atladı.
Çilli tavuk değirmencinin evine kadar yürüdü. İçeri girdi ve on altın sikkesini istedi. Değirmenci gülmekle yetindi.
"Senin aptal bir kuş olduğunu biliyordum."
Ardından çilli tavuğu yakaladığı gibi dışarı çıkardı. Kuyudan içeri attı. Çilli tavuk hemen düşündü.
"Merdiven merdiven çık içimden" diye bağırdı.
Merdiven hemen dışarı fırladı ve çilli tavuk ona tırmanarak kuyudan dışarı çıktı.
Yeniden evden içeri girerek on altın sikkesini istedi. Değirmenci çilli tavuğun kurtulduğunu görünce kızdı. İki eliyle onu yakalayarak fırının içine attı. Çilli tavuk hızla düşündü.
"Nehir! Nehir! Çık içimden!" diye bağırdı. Nehir hemen tavuğun ağzından dışarı fırladı. Ateşi söndürdü, fırının kapağını açtı ve Çilli Tavuk dışarı fırladı.
"Beni aptal yerine koyamazsın!" diye bağırdı değirmenci. Çilli tavuğu yakaladığı gibi ahıra götürdü. Öküzün ayaklarının dibine fırlattı. Çilli tavuk hemen düşündü.
"Kurt! Kurt! Çık içimden!" diye bağırdı. Kurt hemen tavuğun ağzından dışarı fırladı. Öküzü ahırdan kovdu. Sonra da değirmenciyi önüne katarak ta uzataki tepelere kadar kovaladı.
Çilli tavuk az sonra değirmencinin yatağının altındaki on altın sikkeyi buldu. Hiç de zaman kaybı değilmiş dedi ve evine gitti.
Gökten üç altın elma düştü. Biri bu masalın başına, biri bu masalı seslendirenin başına, biri de bu masalı dinleyenin başına. Hoşçakalın!