Bakan Çelik: AB artık adressiz konuşmayı bıraksın
AB Bakanı Ömer Çelik, AB Liderler Zirvesi öncesinde Avrupalı siyasilerin Afrika'da kurulması planlanan bölgesel Tahliye Merkezlerine dair açıklamalarını değerlendirdi. "Adressiz sözler işe yaramıyor." diyen Çelik, "Göç meselesini köprüler kurarak yönetmek yerine, duvarlar örerek karşılayan zihniyete söylenmesi gereken sözler bunlar. Juncker'in bu sözleri 'adrese teslim' ederek, göçmen düşmanlığı yapan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz'a söylemesi iyi bir başlangıç olabilir" ifadesini kullandı
Avrupalı siyasilerin Afrika’da kurulması planlanan bölgesel Tahliye Merkezlerine dair söylemlerini Twitter üzerinden değerlendiren ABBakanı ÖmerÇelik, önemli açıklamalarda bulundu.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’ın "Biz Brüksel'den Kuzey Afrika ülkeleri adına karar alamayız. Bu, sömürgecilik yapıyoruz gibi yanlış bir mesaj gönderir" sözlerini paylaşarak, Jucker’in doğru bir tespitte bulunduğunu belirtti.
Çelik, “Fakat Juncker’in bu sözleri adrese teslim etmesi gerekiyor. Adressiz sözler işe yaramıyor. Göç meselesini köprüler kurarak yönetmek yerine, duvarlar örerek karşılayan zihniyete söylenmesi gereken sözler bunlar. Juncker’in bu sözleri 'adrese teslim' ederek, göçmen düşmanlığı yapan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’a söylemesi iyi bir başlangıç olabilir” ifadesini kullandı.
BakanÇelik, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile ilgili olarak ise, “Hollanda Başbakanı Mark Rutte, ‘Sığınmacı akınını kontrol altına almamız gerekiyor. Bunun için Afrika'daki ülkelerle Türkiye'yle yapılan sığınmacı mutabakatına benzer anlaşmalar yapılabilir’ demiş. Rutte’nin teklifine karşı Afrikalı dostlarımızı uyarmak isterim. Anlaşma yapmadan bizimle konuşmanız faydalı olur. AB’nin 18 Mart anlaşmasında bize verdiği sözleri hangi estetik bahanelerle tutmadığını anlatabiliriz size” dedi.
BakanÇelik, şunları kaydetti:
“Afrikalı dostlarımız anlaşma yapılana kadar işbirliğine açık AB temsilcileri ve ülkelerine AB ülkelerinden sık sık yapılan üst düzey ziyaretlerle karşılaşacaklar. Ciddi sözler verilecek ve beraber çalışmanın öneminden uzun cümlelerle bahsedilecek. Göç dalgası kontrol altına alınana kadar böyle sürecek. Sonra göç kontrol altına alınınca verilen sözlerin tutulmadığını görecekler. Sözlerin neden tutulmadığına dair estetik bahanelerle ve yalanlarla karşılaşacaklar. İlk önce bu yalanları Avusturya Başbakanı dillendirecek. Arkasından aşırı sağın iktidarda olduğu ya da ikinci parti olduğu ülkeler başlayacak. AB yetkilileri ise ‘ortak karar alamıyoruz, çok üzgünüz’ diyecek. AB artık adressiz konuşmayı bıraksın. Sorun bahçede değil, mutfakta. Mutfaktakiler AB’yi Weimar cumhuriyetine çevirmeye çalışıyor. Göçmen düşmanlığı bu ırkçıların sadece bahanesi.”
