İklim ve afet politikalarını uygulayan politika yapıcılara önerilerin de yer aldığı açıklamada, "2053 net sıfır emisyon hedefine hizmet eden, bilime dayalı, kararlı ve şeffaf, ulusal ve yerel eylem planları acilen hayata geçirilmelidir. Bu planlarda iklim kaynaklı göçün yönetilmesine ve yerinden edilen kişilerin haklarının korunmasına yönelik stratejiler mutlaka yer almalıdır. Su verimliliği seferberliği gibi girişimler güçlendirilerek yaygınlaştırılmalıdır" ifadeleri kullanıldı.
"Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu"ndan akademi, bilim dünyası ve STK'lara "iklim" ve "su" çağrısı
Trabzon Kent Konseyi tarafından organize edilen "Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu"nun sonuç bildirgesi yayımlandı. Sempozyuma yaklaşık 800 kişinin iştirak ettiği bildirilen açıklamada, iklim krizi ile mücadelenin bilimsel ve bütüncül politikalarla, toplumsal seferberlik anlayışıyla başarıya ulaşabileceği vurgulandı. Akademi, bilim dünyası ve sivil toplum kuruluşlarına da çağrı yapılan açıklamada, şu değerlendirmeye yer verildi: "İklim değişikliğinin yerel ve bölgesel etkilerine yönelik disiplinler arası çalışmalar artırılmalı, uyum ve azaltım için yenilikçi teknolojiler ve politikalar geliştirilmeli ve sonuçlar karar alıcılarla etkin bir şekilde paylaşılmalıdır."
Trabzon Kent Konseyi tarafından organize edilen "Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu"nun sonuç bildirgesi yayımlandı. Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu Düzenleme Kurulundan yapılan yazılı açıklamada, 24-25 Haziran'da düzenlenen sempozyumda 8 oturum gerçekleştirildiği, 21 konuşmacının katılımcılara bilgi sunduğu belirtildi.
Sempozyuma yaklaşık 800 kişinin iştirak ettiği bildirilen açıklamada, iklim krizi ile mücadelenin bilimsel ve bütüncül politikalarla, toplumsal seferberlik anlayışıyla başarıya ulaşabileceği vurgulandı.
Açıklamada, yerel yönetimlere ve ilgili kamu kurumlarına su kaynaklarının korunması, atık suyun geri kazanımı, iklim dirençli altyapıların oluşturulması, risk haritalarının güncellenmesi ve doğa tabanlı çözümlerin uygulanması tavsiye edildi.
Kentlerin iklim eylem planları hazırlanırken göç ve sosyal kırılganlık analizlerinin de sürece dahil edilmesinin önemine dikkat çekilen açıklamada, iklim değişikliğine bağlı sağlık risklerini izlemek, erken uyarı sistemleri kurmak ve sağlık altyapısını iklim krizine dirençli hale getirmek için halk sağlığı merkezlerinin önleyici stratejiler geliştirmesi gerektiği kaydedildi.
İklim değişikliği ve suyun önemine ilişkin çeşitli tespit ve önerilerin paylaşıldığı açıklamada, vatandaşların tüm kaynakları verimli kullanmalarının, atığı azaltmalarının ve doğa dostu tüketim alışkanlıkları edinmelerinin öneminin de altı çizildi.