Beyran, sabahların VAZGEÇİLMEZİ…
GAZİANTEP’TE geleneksel markaların dışında yeni açılan yerler de var. Önce geleneksel olarak devam eden yerlere bir göz atalım. Gaziantep’te insanı sabahları uyanır uyanmaz ilk beyran içmeye götürürler. Biz çorba olarak kabul etsek de Antepliler için ana yemek. Yapılışı çok kolay. Haşlanmış pirinç ve haşlanmış etle gözünüzün önünde yapılıyor. Sıcak su ve baharat karıştırılan bu lezzetli yemek için en çok neresi tercih ediliyor derseniz, bence Metanet. Bir de Kelebek var. Oraya da giden oluyor.
Eğer beyran sevmiyorsanız kahvaltı için çok alternatifiniz yok. Kahvaltı yapılacak yerlere Orkide’yi örnek verebilirim. Onun dışında ben de çok yer bilmiyorum. Metanet çıkışı turistlerin en büyük uğrak yeri Katmerci Zekeriya Usta’ydı. Ancak eskisi gibi rağbet görmediği söyleniyor. Sebebiyse bir sürü yeni yerin açılması. “İstanbul’da yer açtıktan sonra bozuldu” diyen de var, “Aynı” diyen de. İstanbul Watergarden’da şube açmış. Ben hâlâ çok seviyorum. Eski lezzetlerden biri, kesinlikle yeme rotasında olmalı bence. Sadece katmer yapıyor.
KÜŞLEME ANTEP'TE YENİR
Antep her gün daha da gelişiyor. İnanın dışarıdaki tüketim İstanbul’dan daha fazla. Herkes bir yerde yemek yiyor. Evde yemek yiyen çok az. O yüzden yeni yerler açılıyor ve hepsi ağzına kadar dolu. Yeni açılan mekânların başında Küşleme Kebaphan geliyor. Yeni ama eski Antep işi yapmış. Bina da tarihi görünüyor. Öğleyle başlayan yemek geç saatlere kadar devam ediyor. En önemli yemeği küşleme. Biz de denedik burayı. Önce ortaya bir şeyler söyledik, sonra küşleme ve alinazik. Antep’te finali katmerle yapmamak olmaz. Antep’te yediğim en güzel katmer diyebilirim. Hüseyin Usta’nın bu konuda uzman olduğu belli. Artık eskisi gibi yapmıyorlar. Şimdi tam kızartıp dondurmayla getiriyorlar.
************
Amerika’ya baklava gönderiyorlar
GAZİANTEP’TEN konuşup baklavayı konuşmamak olmaz. Gaziantep’te daha çok fıstık sarma, kare baklava ve kaymaklı şöbiyet yeniyor. Gaziantep’in en meşhur baklavacısı, hiç şüphesiz İmam Çağdaş. Herkes biliyor. Gaziantep’ten dönüş için uçağa bindiğinizde insanların yüzde 80’inin elinde İmam Çağdaş baklavası görüyorsunuz. Yüzde 20’sinde de Koçak, Zeki İnal, Çelebioğlu, Güllüoğlu paketleri var. Biri Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir restoran açıyorsa kapısına “Baklavamız İmam Çağdaş’tan geliyor” yazıyor. Nusret’in bütün şubelerinde servis edilen baklavalar İmam Çağdaş’tan. Sadece şehir dışına değil, yurtdışına da baklava veriyorlar. Kuru baklavalarını, Amerika kıtasına kadar gönderiyorlar.
İmam Çağdaş’a günde yaklaşık 2 bin kişi giriyor. 50 TL hesap ödeyen de var, 500 TL ödeyen de, hiç para ödemeyen de. Parası olmayanlar da burada bedava yemek yiyebiliyor. Çağdaş Ailesi bu konuda çok duyarlı. Zaten bu yüzden de aile çok seviliyor.
4. kuşak hâlâ işbaşında. Ailenin en büyüğü olan Talat Çağdaş, İmam Çağdaş’ın oğlu. Her sabah saat 04.00’te üretim yerine gidip son tepsi çıkana kadar bekliyor. Asıl işin başında oğlu Burhan Çağdaş var. Burhan Bey’in oğlu da kendisiyle birlikte çalışıyor.
Yemekler, daha doğrusu kebaplar da çok güzel. Yiyecekler masaya sırayla geliyor. Yemeğe fındık lahmacunla başlıyorsunuz. Alinazik, küşleme, patlıcan kebap sırayla servis ediliyor. Finaldeyse karışık tatlı geliyor ve tıka basa doyup masadan kalkıyorsunuz.