Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “NEREDE yaşamak istersin?” diye sorsalar, şüphesiz “Gaziantep” derim. Çünkü bu şehirde sabah, öğlen, akşam, gece, sürekli insanlar yemek yiyor. Yerel halk zaten başı çekiyor. Gaziantepliler sabah kalkar kalkmaz yemek planı yapmaya başlıyor, “Bugün, nerede, ne yiyelim?” diyorlar.

        Bir şehirde, 300 tane baklavacı, yüzlerce kebapçı, yüzlerce ciğerci olur mu, oluyor. Saydığım sadece birkaç tane branş, onun dışında çok daha fazlası var. Katmerciler ayrı, beyrancılar ayrı, künefeciler ayrı... Bunları da hesaba kattığınızda, binler yapıyor.

        Sabah bakıyorsun her yer dolu, öğlen bakıyorsun dolu, akşam yine öyle. İnsanlar sanki hiç evde yemek yemiyor! Geçen hafta Gaziantep’te 2 gün kalınca bunu bir kez daha gördüm. Hafta sonu dışarıya çıkmayan şehir ahalisi bu sefer ya bağ evinde ya da evinde mangal yapıyor, her yerden duman yükseliyor. Duman yükselmeyen ev göremezsiniz. Adeta yemek yemek için dünyaya gelmişler. Gaziantep’in yüzlerce yöresel yemeği var. Biz sadece baklava, beyran ve künefeyi biliyoruz. Bunu nereden mi öğrendim? Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’den...

        ***********

        YÜZLERCE YÖRESEL YEMEĞİ VAR

        GAZİANTEP mutfağında yer alan bütün yemeklerin yapıldığı restoranlar var. Eğer çok merak ediyorsanız Gaziantep’e gittiğinizde bu restoranlara gitmenizi tavsiye ederim. Yüzlerce yemeğin reçetesi çıkarılmış, her gün farklı yemekler yapılıyor. Fatma Hanım (Şahin), bu işlerle gerçekten çok uğraşıyor.

        Tek sorun gelen yabancı ve yerli turistin akşam gideceği çok az yerin olması. Gaziantep gibi bir şehirde, sadece Beyazhan’da alkol olması bence yetersiz. “Bırakın kim içerse içsin, bize ne?” dersek ülke kazanacak. Sonuçta gidip bir yerde içiliyor. Yasaklamak çözüm değil. Yasakla bir yere varmak zor. Örneğin “Çimlere basmak yasak” yazın, herkes bir kere inadına basar ama yazmayın kimsenin umurunda olmaz.

        ***********

        ELİMİZDEKİ FIRSATI DEĞERLENDİRMELİYİZ

        NEYSE asıl konuya gelirsek, Gaziantep, UNESCO’nun Dünya Gastronomi Şehirleri arasında yer alıyor. Yabancı turist bu şehri görmek ve yemeklerini yemek için gelecek, yanında ayran mı içecek? Tamam ayranı da verelim ama isteyene bira da verelim, içki de verelim. Koca koca adamları biz terbiye edecek değiliz. Eğer turizmin önünü açmak istiyorsak, bu yasaklardan kurtulmamız gerek. Önümüzde bir Dubai örneği var. Dubai’ye bakarsak, neyin ne olduğunu daha iyi anlayacağız.

        Gaziantep gelişen bir yer, önü açık, her gün 50 uçak inip kalkıyor, gelin bunu fırsata çevirelim. Ülke ekonomisi kazansın, devlet kazansın. Daha güçlü olmak istiyorsak yeme-içme sektörüne önem vermemiz gerekiyor, yasakları kaldırmamız gerekiyor, rahat bırakmamız gerekiyor. Çünkü teknoloji üretemiyoruz, en iyi yaptığımız şey hizmet sektörü. İşsizliği bitirecek olan turizm ve yeme-içme sektörü.

        Elimizde bu kadar fırsat varken niye kafayı olmadık şeylere yoruyoruz. İmkân var, yerli ve yabancı turist geliyor, e o zaman bunu gelire çevirmemiz gerekmiyor mu? Bizde vur deyince öldüren bir bürokrasi olduğu için sonra işin içinden çıkılmıyor. Ben sadece fikrimi söyledim, tabii ki karar büyüklerimizin. Ama Gaziantep gibi, Mardin gibi, Antakya gibi, Adana gibi yerleri lütfen küçümsemeyin, oralara ciddi bir turist akın var. Bunları değerlendirmek gerekiyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar