18 yaşında gencecik, körpecik bir kız evladı yaşamına son veriyor.
Ardında da, kendisine Musa Orhan’ın tecavüz ettiğini iddia eden bir mektup bırakıyor.
Düşünün ya 18 yaşında.
Hayatının baharında.
Belli ki, o noktaya gelene kadar, o kararı verene kadar neler yaşıyor.
Belli ki, sesini duyurmaya çalışıyor ama duyuramıyor.
En son çare da hayatına son veriyor.
Buna kim çıldırmaz!
Buna kim isyan etmez Allah aşkına!!!
İnsan olan, vicdanlı olan herkes isyan eder.
Üstelik her gün bir sürü duymuyor muyuz?
Taciz-tecavüz, şiddet gün geçtikçe artmıyor mu?
Kadınlar çocuklarının gözleri önünde katledilmiyor mu?
Ve biz kadınlar yasa çıkmasını beklerken bu olaya tepki veren bir kadına da “Sus” deniyor.
Düşünün ya düşünün.
Adının bir tecavüze karıştığı iddia edilen kişi serbest kalıyor ama buna ses çıkartan bir kadına dava açılıyor.
Aklım almıyor.
Ezgi Mola her vicdanlı kadın, bırakın kadın olmayı insan gibi sesini yükseltiyor.
İsyan ediyor.
Ve 2 yıl 4 ay hapis talebi ile dava açılıyor.
Aklım almıyor hanımlar beyler, gerçekten aklım almıyor..
Kanım donuyor.
Ürperiyorum.
Kızıyorum.
İsyan ediyorum.
Şu an buraya yazmak isteyip yazamadıklarımı tahmin ediyorsunuzdur.
O dava açanların gözünün içine bakıp sormak istiyorum.
“Sizin hiç kızınız, kardeşiniz, karınız, teyzeniz, anneniz, halanız yok mu?” diye.
Hatta:
“Ailenizdeki kadınların yüzüne nasıl bakıyorsunuz?” demek istiyorum.
Gerçekten, nasıl?
Neden?
Niçin?
Lütfen artık yeter.
Kadınları değil suçluları susturun lütfen.
Çıkartın artık bu yasaları..