Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Marka ve çıplaklığı güzellik sanan bir nesil ile karşı karşıyayız
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Şimdi, "Ah ah bizler" diye bir yazı yazmayacağım elbet. Öyle bir yazı yazsam garip olurdu. Çünkü bu kadar sosyal medya dünyasında zaten hiçbir şey eskisi gibi kalmaz ve kalmamalıydı da. Fakat bana göre bu değişim, çirkin ve zevksiz gözüküyor.

        İlişkilerden hiç bahsetmeyeceğim bile. Çünkü bizim bildiğimiz aşk-meşk-ilişkiler yok. Gerçekten kendi adıma o kısmı geçtim ve o konu üzerinde durmuyorum bile artık.

        Ben biraz görüntülerden, tarzlardan, tavırlardan bahsetmek istiyorum. Mesela bu nesil maalesef; marka ve çıplaklığı "Güzellik" sanıyor. Kendilerini harika zannediyorlar ama bana göre çoğu çok kötü gözüküyor.

        Marka olmayan şeyleri giymek istemedikleri gibi, çıplak olmayan hiçbir kıyafeti de kullanmak giymek istemiyor gibi bir halleri var. Tarzları olmadığı gibi özgün de değiller. Bizler "Aman pişti olmayalım" diye bazı şeyleri almaz giymezdik, fakat bu nesil, özellikle başkasında gördüğünü alıp "Bende de var. Ben de buldum" demeyi seviyor. Ve bununla da hava atıp, övünüyor.

        Hepsi olmasa da yine ciddi ciddi çoğunluk gençlerde estetik müdahale var. Bir kere çoğunun dudakları yapılı. Ve daha 18'lerine bile gelmeyen küçük kızlar ciddi estetik müdahaleli.

        Ve yine çoğu makyajsız asla gezmiyor.

        Tırnaklarını yaptırmadan hayata karışmıyor bile.

        ***

        Yeni nesilde duygu yok

        Ve gerçekten çok farklı bir kuşak ile karşı karşıyayız.

        Mesela 2010 ve sonrası doğan çocuklar, pardon pardon bireyler de duygu yok!! (Kendilerine çocuk denmesinden hiç hoşlanmıyor bir o kadar da işlerine gelmeyince 'Ben daha çocuğum' diyorlar.)

        Uzun zamandır, "Çok garipler" dediğim kelimeyi de bu hafta buluyorum ve bu nesilde duygu olmadığını fark ediyorum. Gerçekten duygu, his, hissiyat, hissetmek, empati yok aramayın.

        Ve bu kuşak; yaparım, ederim, istemiyorum, bana ne, sana ne, kime ne tadında takılıyor. Canları ne istiyorsa yiyor, yapıyor ve devam ediyor.

        Mesela 13 ve sonrası ufaklıklar, "Ben oraya gideceğim, ben oraya tatile gideceğim, ben onu alacağım, ben bilmem ne aldım" falan takılıyor. Yani bizlerin, "Babama, anneme sormam lazım. Babam, annem alır mı acaba? Babam, annem izin verir mi acaba?" gibi cümleleri yok.

        Bu cümleler lugatlarında yok.

        Anne ve babalar sık sık çocuklarından özür diliyor. Çocukların beyinlerinde ciddi bir karmaşa hali var. Ama inanın onlara suç bulmuyorum. Bunu daha önce de yazdım, yine yazacağım; Anne ve babaların sürekli çocuklarına "Anneciğim, babacığım" diye seslenmeleri onların kafalarında haklı bir karışıklığa sebebiyet veriyor.

        Arkadaş bu çocuklar ne yapsın???? Kendilerini haklı olarak sizin anneniz ve babanız zannediyor. E işlerine gelmeyince de; "Ben daha çocuğum" diyor. Çok haklılar çok.

        Artık bu kuzucuklara kusur bulmuyorum. Ne yapsınlar!!!

        ***

        Aşk huzur sevmez

        Nilüfer "Aşk acısı değil huzur istiyorum" diye açıklama yapmış.

        69 yaşında bu dertlere girmek istemediğinden bahsetmiş. Ancak aşk;

        -Olay sever.

        -İtiş-kakış, kavga sever.

        -Kıskançlık sever.

        -Mevzu sever.

        -Kapris sever.

        -Kavuşamamak sever.

        Adı üstünde aşk.

        Şairler hep kavuşamamış üzerine şiirler yazmış. Oysa ki, seviyorsan git söyle. Ya da tüm engelleri aş aşkını doya doya yaşa. Zaman kaybetme. Ama yok; sevgili Nilüfer aşk huzur sevmez. Aşk ayrılık sever. Hüzün sever...

        Hele ki, ne nesil ile bu konuyu hiç konuşma. "Aşk"tan bir haber hepsi!!!