X

Günün gelişmelerini anlık takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Takipte Kalın

ABD, Kanada, İngiltere ve İsrail’de, Daily Telegraph’tan Jerusalem Post’a kadar çok sayıda gazetenin sahibi olan şirketinden 85 milyon doları hortumlamakla suçlanan Black’in 100 yıl hapsi isteniyor. Black suçlu bulunduğu takdirde hayatının geri kalanını hapiste geçirecek.

KANADA’da bira işiyle uğraşırken medya sektörüne el atan ve Kanada ile ABD’de birçok gazete ve dergiyi kendi bünyesine katan, sonra da İngiltere’de lord unvanını almak için Kanada vatandaşlığını bırakan medya baronu Conrad Black, bu hafta mahkeme karşısına çıkartılıyor. Dava için yarın Chicago’da jüri seçimine başlanıyor. 62 yaşındaki Black ile birlikte iki ortağı ve muhasebecisi de yargılanacak. Davanın 4 ay süreceği tahmin ediliyor.

Aynı zamanda İngiliz Lordlar Kamarası’nın bir üyesi olan Black’ın Chicago merkezli Hollinger International şirketi bünyesinde ABD’den Chicago Sun Times, İsrail’den Jerusalem Post, Kanada’dan National Post ve İngiltere’den Daily Telegraph gibi büyük gazeteler vardı. 1999 yılında 2 milyar dolarlık kazançla gücünün zirvesine ulaşan Black bundan üç yıl önce kendi holdingi tarafından 85 milyon doları zimmetine geçirdiği iddiasıyla dava edilmişti.

Hollinger International hissedarları öncelikle Black’i yönetimden uzaklaştırmış, ardından da 2004 yılında Daily Telegraph ve Jerusalem Post gazetelerini satmıştı. Amerikan ve Kanadalı yetkililerin başlattığı soruşturma 2005 yılında noktalanmış ve Black’in yargılanmasına karar verilmişti. Black ayrıca şirketin özel uçağını kendi amaçları doğrultusunda kullanmak ve karısının doğum gününde şirket fonlarını kullanmakla suçlanıyor.

Chicago’da görülecek davada 100 yıl hapsi istenen Black, suçlu bulunması halinde hayatının geri kalanını hapiste geçirmek zorunda kalacak.

Hakkındaki suçlamaları "karalama kampanyası" diye niteleyen Black, kendisini bir "özgürlük savaşçısı" olarak tanımlıyor.

Black’in avukatı Andrew Stoltmann, "İnsanlar müvekkilimin haksızlığa uğradığını ve yasal sistemin kurbanı olduğunu görecekler" diye konuştu.

Conrad Black, Orson Welles’in ünlü filmi Yurttaş Kane’deki basın patronuna benzetiliyor. 

Murdoch’a kafa tutan adam

CONRAD Black sahici bir İngiliz lordu. İngiliz Muhafazakar Partisi, Black’e Lordlar Kamarası’nda üyelik teklif edince Black, Kanada yasaları gereği ülke vatandaşlığından çıkıp İngiliz pasaportu almış ve Kanada’daki gazetelerinin çoğunu satmıştı. Torontolu varlıklı bir bira imalatçısının oğlu olarak dünyaya gelen Black, ilk gazetesi olan Sherbrooke Record’u henüz 25 yaşındayken satın almış, iki yıl geçmeden 20 kadar gazeteyi Sterling adlı şirketine dahil etmişti. 33 yaşında, tarım makineleri imal eden Massey-Ferguson’un da sahibi olan Argus Corp.’u satın alan Black, iş sahasını madenciliğe kadar genişletti ve Kanada gazetelerinin yarıdan fazlasını kontrol altına aldı. Batmak üzere olan gazeteleri kısa sürede kar eden basın organları haline getirdi. Black 1985 yılında İngiliz Muhafazakar Partisi’nin sesi olan Daily Telegraph gazetesini bilinmeyen bir fiyata satın alıp, Rupert Murdoch’un gazetesi The Times’la girdiği tiraj savaşından zaferle çıktı. 

Hürriyet