Yunanistan mı daha ucuz Türkiye mi yoksa Arnavutluk mu?
Tatile damga vuran Türk restoranları mı daha ucuz Yunanistan mı sorusuna gelin, Arnavutluk'u da dahil ederek bir kıyaslama yapalım.
Tatil sezonunun müzmin polemiği haline gelen “Türkiye mi Yunanistan mı?” sorusu bu sene daha da alevlendi.
Geçici bir çözüm olarak görülen kapı vizesi sayesinde ülkemizden Yunan adalarına hatırı sayılır bir turist akışı yaşandı. Instagram komşunun sahil fotoğrafları, Twitter ise komşunun restoran faturalarıyla doldu taştı. Böyle olunca ister istemez her iki ülkenin tatil anlayışı ve bütçesi tekrar tekrar karşılaştırıldı. Gitme imkanı bulanlar, komşunun ne kadar da ucuz ve kaliteli bir tatil imkanı sunduğunu öve öve bitiremedi. Tıpkı sokak röportajı dayılarının “çıkar telefonunu göster” demesi gibi tatilde de “çıkar faturanı göster” anlayışıyla karşılaştık.
Arnavutluk’ta yaşadığım ve memleketim İstanbul’a bu sene kara yoluyla yani Yunanistan’dan geçerek geldiğim için ben de aldım faturaları ve katıldım tartışmaya. Oldukça sık karşılaştığım “Arnavutluk ucuz mu?” sorusunu da dahil ederek üç ülke arasındaki yeme içme imkanları ve bütçesi hakkında yazmak istedim.
Esnaf lokantasıyla beach bar’ı kıyaslamayalım
Kıyaslama yapılırken gözden kaçırılmaması gereken bazı noktalar var. Yemek yenilen, hizmet alınan mekanların konumu, ortamı ve statüsü. Esnaf lokantası ile Michelin yıldızlı bir restoranı kıyaslamak, elma ile Hindistan cevizini kıyaslamak gibi olabilir. Yunanistan'da bir ayaküstü yemek mekanı ya da taverna ile Alaçatı'daki havalı bir beach'i kıyaslamak doğru olmayacaktır. Ben size kendi deneyimlerime göre, ortalama restoranlar arasında bir kıyaslama yapacağım.
Tarihsel birliktelik gereği üç ülkenin de mutfağı birbirine benziyor. Çeşit zenginliği açısından Türkiye Yunanistan’a benzese de Arnavutluk’ta da sebzeli türlü, kuru fasulye, pilav, kelle paça, kokoreç gibi tatları rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Sadece Arnavutluk mutfağının günümüzde çok fazla İtalya etkisi altında olduğunu söyleyebiliriz, bu da bolca pizza ve makarna imkanı sunuyor.
Halkidiki’de yiyip içiyorsanız şezlong ve şemsiye ücretsiz
Yunanistan’ın ikinci büyük şehri Selanik ile Halkidiki yakınlarında Stavros’ta mütevazı bir deniz kenarı restoranda 20’lik ouzo, 4 kişiye yetecek kadar deniz ürünü, suvlaki (ızgara şiş), musakka, meze ve salatadan oluşan bir yemek yaklaşık 80- 100 euro aralığında. Detaylara bakarsak neredeyse ana yemek kadar büyük porsiyonlarla gelen kalamar ve karides ızgara 15 euro, hamsi (gavros) 7, suvlaki 10, salata 7-8, patates kızartması 5, cacık 4 euro.
Aynı bölgedeki sahil işletmelerine bakalım. Öncelikle bir şeyler yiyip içtiğinizde şezlong ve şemsiyeden genellikle ücret alınmıyor. Diğer fiyatlar şöyle: Kulüp sandviç 7,5, tost 3,5 euro, kokteyller 9-10, espresso 3,5, buzlu kahveler 4,5-5 euro, kolalı içecekler 4 euro.
Arnavutluk’un Yunanistan sınırı oldukça hesaplı
Buradan çıkıp Arnavutluk sınırından (Makedonya tarafından) içeri girdiğimizde yine biraz Yunan atmosferi taşıyan sakin ve mütevazı Korçe şehrine geliyoruz. Oldukça iyi yorumlar alan köklü bir restorana giriyoruz. Bu kez alkollü içki olmayan, farklı et yemekleri, makarnası, salatasıyla 4 kişilik bir masaya 35 euro ödüyoruz. (Arnavutluk’un para birimi Lek. Ancak Euro harcarsanız da kabul ediliyor. Kabaca 100 Lek 1 Euro diyebiliriz). Üstüne de yolluk olarak rakija ve karpuz ikramıyla uğurlanıyoruz.
Yıllardır Arnavutluk’ta yaşadığımız için başkentten uzaklaştıkça fiyatların düştüğünü bilsek de bu kadar güzel bir yemeğin bu kadar uygun olmasına biz de şaşırıyoruz. Aynı yemeği başkent Tiran’da yersek 50-60 euro civarında olacağını biliyoruz. Ülkede son yıllarda ardı ardına turist rekoru kırılmasının sebeplerinden birinin “görece” ucuz olması olduğunu hatırlatalım. Yine lüks bir restorana veya fast food seçeneklerini eleyerek ortalama bir restoranda aşağı yukarı et yemekleri 12-15 euro’dan başlarken karides ve kalamar 7-10 euro civarında.
Ancak Balkanlar’ın Maldivleri denilen Ksamil ve geri kalan Riviera bölgesindeki sahillere indikçe fiyat artıyor. Başkentte 6-7 euro olan kokteyl fiyatları güneydeki beach barlarda 10-12 euro civarında; şezlong ve şemsiye ise mütevazı mekanlarda 5-10 euro gibi. Buralarda İtalyan mutfağının etkisini hep görebilirsiniz, her yerde iyi ve uygun pizza bulabiliyorsunuz. İşin güzel tarafı pizza örneğinden gidersek mütevazı bir yerde 5-6 euroya yiyorsanız, pahalı bir restoranda ise 8-10 euro ödersiniz.
Sokak mısırı Arnavutluk’ta 1.5, Yunanistan’da 2 euro
Öğünler dışında yenilip içilenlere bakarsak öncelikle elbette Türkiye’deki gibi bir vergi uygulanmadığı için her iki ülkede de alkollü içki daha uygun. Yunan tavernasında
kadeh uzo 3, 20’lik ouzo 9, fıçı bira 3-4 euro, ev yapımı litrelik şarap 15 euro’dan başlıyor. Türk kahvesi, espresso ve filtre kahve 2 euro.
Arnavutluk’a baktığımızda Tiran şehir merkezinde ev yapımı şarap 15 euro, bira çeşitleri ise 2-4 euro civarında. Kahve kültürünün çok baskın olduğu bu ülkedeki en yaygın kahve zincirlerinde espresso 1 euro’dan daha ucuz, Türk kahvesi ve Americano yine 1,5 euro gibi. Marketten aldığınız yarım litrelik içme suyu 40 cent.
Yunanistan’da seyyar sokak satıcısından 2 euro’ya aldığımız haşlanmış ya da közlenmiş mısır, Arnavutluk’ta 1.5, hatta daha az turistik yerlerde 1 euro’ya düşüyor.
Sadece fiyat değil biraz da samimiyet
Elbette tatil tercihlerimiz fiyatların yanısıra beklentilerimiz, tatil anlayışımız, ilgi alanlarımız, önceliklerimiz ve gideceğimiz yerin atmosferine göre değişiyor. Ancak Yunanistan olsun Arnavutluk olsun Türkiye’den daha ucuz ya da pahalı olmasından ziyade eskiden görmeye alışık olduğumuz ve özlediğimiz nitelikler açısından cazip görünüyor.
Ülkemizde daha az gördüğümüz aile işletmeleri, samimi mekanlar, garsonların ve işletme sahiplerinin dürüst yaklaşımları gibi unsurlar komşuya hatta daha da ötesinde Balkan sahillerine gösterdiğimiz rağbeti belki de daha iyi açıklıyor.