HT Gastro
Seyahat

Mimaride devrim yaratan 7 Roma eseri

Roma mimarisi önceki mimarilere hiç benzemiyordu. Kolezyum, Trajan Pazarları, Caracalla Hamamları, Maxentius Bazilikası, Roma'daki mimari devrimin ardından ortaya çıkan yapılardır. Listede Türkiye'den de bir yer var.

Giriş: 25.03.2024 - 10:01 Güncelleme: 16.04.2024 - 18:30
Haberler Gastro Seyahat Mimaride devrim yaratan 7 Roma eseri

Roma antik tarihin en büyük imparatorluğunu kuramamış olabilir, ama şüphesiz en kalıcı ve etkili olanıydı. Roma'nın çılgın ve abartılı mimari tutkusunun nedeni acımasız ve korkulması gereken bir imparatorluk olduklarını tüm dünyaya yaymak içindi. Bu yüzden pek çok yapı ve mekan bugüne kadar varlığını sürdürdü, aynı zamanda bilgi de aktarıldı.

Roma mimarisi önceki mimarilere hiç benzemiyordu.Persler, Mısırlılar, Yunanlar ve Etrüsklerin hepsinin anıtsal mimarileri vardı, ancak binalarının heybeti genelde dıştan görünümlerinden ibaretti. Yani binalar, dışarıdan bakıldığında etkileyici olacak biçimde tasarlanmıştı ama iç alanları boyut olarak küçüktü ve anıtsal değildi. Bu sistemde, sütun gibi yukarı doğru uzanan direkler, lento denen yatay bir blok yardımıyla birleştiriliyordu. Bunun iyi bir örneği İtalya'daki Paestum'da bulunan antik Yunan tapınağıdır.

İmparator Neron betondan yapılan daha büyük ve iyi binalar için yeni bir modayı başlatan kişi olabilir, ancak Romalı mimarlar ve onları destekleyen diğer imparatorlar, bu modayı en büyük potansiyeline ulaştırmışlardır. Vespasianus'un Kolezyum'u, Trajan Pazarları, Caracalla Hamamları ve Maxentius Bazilikası, Roma'daki mimari devrimin ardından ortaya çıkan yapılardır.

Yine de Roma mimarisi tamamen betondan oluşmuştur diyemeyiz. Trajan Forumu gibi bazı mermer yapılar, Klasik Yunan mimarisine halen imrenildiğinin kanıtıdır. Roma'da beton ve mermer yapıların bir arada yaşaması, Romalıların kendi yenilikçi fikirlerini temsil eder. Son olarak şunu söyleyebiliriz: Roma mimarisi, deneysel çabaların ve yeni bir şeye ulaşma arzusunun başarısıdır.

1

Kolezyum

Nedir: En ikonik stadyum, amfitiyatro
Nerede: Roma, İtalya
Hayranlık konusu: 80 bin kişilik

Roma'nın en ünlü yapılarından biri olan amfitiyatro, 80 bin kişilik oturma kapasitesiyle bugüne kadar inşa edilmiş en büyük antik amfitiyatrodur. Kolezyum, traverten kireç taşı, tüf (volkanik kaya) ve tuğla kaplı betondan yapılmıştır.

Hemen fark edilebilen dört katlı kemerli oval kule yaklaşık 50 metre yüksekliğindedir ve günlerce süren gladyatör oyunları için kullanılmıştır. İmparatorlar burada Roma halkını ve daha çok kendilerini eğlendirmek için acımasız gladyatör dövüşleri düzenlerlerdi. Sayısı 9 bine varabilen hayvan ve dövüşçü için geçitler ve odalar, arena zemininin altında hala açıkça görülebilmektedir.

2

Bunlardan başka pek çok halk gösterileri, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klâsik mitolojiye dayanan dramalar da canlandırılırdı. Bir tiyatro mühendisliği harikası olarak, Kolezyum periyodik olarak sular altında bırakıldı, okyanus çatışmalarını yeniden canlandırmak için gemilerle dolduruldu ve deniz savaşları yapıldı. Kolezyum daha sonra barınma yeri, iş dükkânları, dinî kışlalar, istiham, taş ocağı, Hristiyan türbesi gibi değişik amaçlara hizmet etti. 2007 tarihinde, Dünya'nın Yeni Yedi Harikası'ndan biri seçildi.

3

Ziyarete giderseniz kalabalığa kalmamak için çok erken gidin ya da güneş batarken en iyi selfie noktaları için kendi gladyatör savaşlarını veren influencer'ları izleyin ve mekanın keyfini çıkarın.

4

Pompeii ve Herculaneum

Nedir: Volkanik olarak ölümsüzleştirilmiş Roma kasabaları
Nerede? Napoli, İtalya
Hayranlık konusu: 2 bin yıllık zaman yolculuğuna en çok yaklaşacağınız an

Herkulaneum ve Pompeii, Antik İtalyan yarımadasında eski Roma kentleridir. 79 tarihinde Vezüv yanardağının patlamasıyla yok olmuşlardır. Destanlara göre Herculaneum kentinin kurucusu Herküldür. Vezüv Yanardağı'nın iki gün süren faaliyeti sonucu bu iki kenti sadece iki gün içinde altı metre kızgın külün içine nasıl gömülmüştür. Yeterince hızlı kaçamayan insanlar ve bazı evcil hayvanları bile yakıp kül etti.

5

Vezüv'ün korkunç patlamasının ardından yaklaşık 1700 yıl boyunca kayıp durumda olan kent, 1748 yılında tesadüfen yeniden keşfedildi. O zamandan beri yapılan kazılar, şehre ait pek çok bilgiyi gün yüzüne çıkararak Roma İmparatorluğu'nun kentlerindeki yaşama ait bilgilere ulaşılmasını sağladı. Pompeii günümüzde UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde olup İtalya'nın en popüler turistik merkezlerinden biridir. Günümüzde yılda 2,5 milyondan fazla ziyaretçi alıyor.

Arkeologlar, katılaşmış külde kalan boşlukları alçıyla doldurarak Pompeii'nin kurbanlarının ve evcil hayvanlarının unutulmaz kalıplarını yarattılar.

6

Pont du Gard

Nedir: Su kemeri
Nerede?
Gardon Nehri, Fransa
Hayranlık konusu: 360 metre uzunluğunda, 50 metre yüksekliğinde, 2 bin yıldan daha eski

Pont du Gard su kemeri nefes kesici güzellikte olmasının yanı sıra Roma mühendisliği ve matematiğinin ne kadar titiz olduğunu gösteren inanılmaz bir örnektir. Batı dünyasının çoğu bir asır öncesine kadar su için hala kuyulara bel bağlarken, Romalılar 2 bin yıl önce içme, banyo ve çeşmeler için akan suya sahipti.

Gardon nehrinin 50 metre yukarısındaki üç katlı su kemeri, bu kaynağı garanti altına alma konusunda da ne kadar ustaca davranabildiklerini gösterir. Gardon nehrinin vadisi üzerinden su taşımak üzere tasarlanan Pont du Gard, Uzes yakınlarındaki pınarlardan Roma şehri Nimes'e su taşıyan yaklaşık 50 km uzunluğundaki bir su yolunun parçasıydı. Su yolu günde 20 bin m³ su taşıyordu.

7

Kemerli mimarisi kesinlikle güzel olmakla kalmıyor, aynı zamanda o kadar hassas kesilmiş taştan yapılmış ki bir arada tutmak için harç bile kullanılmamış. Yakından baktığınızda her bir taşın (bazıları altı ton kadar ağır) büyük tasarımda nereye yerleştirileceğine dair yazılı talimatları bile görebilirsiniz. 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.

8

Leptis Magna

Nedir: Roma limanı
Nerede? Libya sahili
Şaşkınız: Görmesem inanmam diyeceğiniz türden bir mekan.

Kulağa daha çok nadir bulunan bir hayvanın bilimsel adı gibi gelebilir, ancak bu Libya bölgesi inanılmaz derecede iyi korunmuş bir Roma limanına ev sahipliği yapmaktadır. Bir zamanlar Afrika'nın derinliklerinden gelen ticaretle gelişen bir şehir olan Lepcis Magna, Roma İmparatorluğu çöktükten sonra yavaş yavaş çöl kumları tarafından yutuldu.

Sonraki 1500 yıl boyunca da neredeyse hiç fark edilmedi. Bu nedenle devasa, sütunlarla kaplı forum, denize bakan geniş yarım daire tiyatro, çok katmanlı amfitiyatro ve birçok çarpıcı heykel ve duvar resmi neredeyse hiç bozulmadan günümüze ulaşmıştır.

Leptis Magna kalıntıları, Libya'nın Khoms şehrinde, Trablusgarp'ın 130 km doğusunda, Lebda Vadisi'nin denize kavuştuğu sahilde bulunmaktadır. Akdeniz sahillerinde yer alan Roma kalıntılarının en iyi korunmuş örneklerinden birisidir. 1982 yılında UNESCO tarafından bir Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Lepcis Magna, imparator Septimus Severus'un doğum yeridir.

9

Pantheon

Nedir: Eşsiz kubbeli tapınak
Nerede? Roma, İtalya
Şaşkınız: Roma mühendisliği

Bir başka büyük Roma tapınağı deyip geçemeyeceğimiz, dünya çapında antik dönemden günümüze kadar en iyi korunmuş eserdir. İçeri girmek için kuyruğa girdiğinizde neden bahsettiğimizi çok iyi anlayacaksınız. Roma’da ilk kubbeli yapı Pantheon’dur.

Tapınaktan kiliseye dönüştürülen bu yapının dairesel gövdesi, güneş ışığının içeri girmesini sağlayan 2,7 metrelik merkezi bir delik ile tamamlanan çarpıcı bir kubbe ile örtülmüştür. Tavan hayranlık uyandırıcıdır, ancak hayran kalmanız için başka bir neden daha olacak. Çapı 43 metre olan bu tarihi yarım küre, yapılışından yaklaşık 2 bin yıl sonra bile hala dünyanın en büyük betonarme kubbesidir.

10

Tapınağın sadece bu boşlukla aydınlanıyor olması asıl önemli olan kısımdır. Boşluğun adı Oculus olarak geçer. Kubbe, Oculus ve süslemeler devrim yaratırken bugün hala sorulan asıl soru yapı malzemesidir. Pantheon tamamen beton ile yapılmıştır ve antik çağda keşfedilmediği bilinen betonun nasıl kullanıldığı hala büyük sırdır.

Kubbenin tabanında ağır traverten beton kullanılırken, tepesinde hafif tüf ve pomza kullanılmıştır. Bu tapınağın en büyük özelliği tüm tanrılar için yapılmış olmasıdır. Çünkü eski zamanlarda genellikle tapınaklar tek bir tanrı için inşa edilirmiş. Pantheon Tapınağı, 1990 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmiştir. Michelangelo, Panteon Tapınağı'nı tanrısal ve insanüstü kelimeleri ile tanımlamıştır.

11

Palatine Hill

Nedir: Antik Roma'nın kalbi
Nerede? Roma, İtalya
Hayranlık konusu: İngilizcedeki saray anlamına gelen "palace" sözcüğünün etimolojik kökeni bu yapıdan geliyormuş.

Roma 7 tepeli şehir olarak bilinir. Bu tepelerin en merkezde olanı ve Roma kentinin tarihî kalıntılar açısından en zengin bölgesi Palatine bölgesidir. Roma'nın kökleri Palatino'dadır. Gerçekten de, son zamanlarda yapılan kazılara göre bu bölge aşağı yukarı MÖ 1000 yılından itibaren yerleşim görmeye başlamıştır.

12

Roma’nın kurulduğu yer olarak bilinen Palatino Tepesi, İtalya’nın en büyük açık hava müzelerinden biridir. Roma’da bulunan yedi tepenin en merkezinde olan Palatino, tarihi kalıntılar açısından en zengin bölge olarak bilinmektedir. Palatino Roma Forumu’nun içinde yer almakla birlikte forumdan 40 metre yukarıda yer almaktadır. Tepede; Roma tapınakları, imparatorların sarayları, kemerler, bahçeler ve hipodrom gibi pek çok tarihi yapı ve kalıntı bulunmaktadır.

Roma Mitolojisi’ne göre, Roma’nın kurucuları olduğuna inanılan Romulus ve Remus kardeşler dişi bir kurt tarafından Palatino Tepesi’nde bulunmuştur. Dişi kurt iki kardeşi de emzirmiş ve hayatta kalmalarını sağlamıştır. Aynı efsaneye göre çoban Faustulus ve eşi Acca Larentia çocukları bu tepede bulmuş ve onları büyütmüştür. Çocuklar Palatino Tepesi’nde yetişmiş ve Romulus Roma’yı bu tepede kurmaya karar vermiştir.

13

Cumhuriyet dönemi boyunca birçok zengin Roma yurttaşı burada ikamet etmiştir. Augustus, Tiberius ve Domitian'a ait sarayların kalıntıları hala görülebilir. Augustus, aynı zamanda evinin yanına bir de Apollon tapınağı yaptırmıştır.

14

Afrodisia

Nedir: Antik kent
Nerede? Anadolu, Türkiye
Hayranlık konusu: Çok iyi korunmuş bir Roma şehri olması

Afrodisia Antik Kenti, Yunan-Roma dönemi mimari ve kent özelliklerini çok iyi yansıtan bir yerleşim yeridir. Kentteki Afrodit Tapınağı milattan önce 3'üncü yüzyıla, kentin kendisi ise bir yüzyıl sonraya dayanıyor. Bölge, antik kent ve kentin kuzeyindeki mermer ocaklarından oluşuyor. Zenginliği ise mermer ocaklarından geliyor.

Adını Yunan aşk tanrıçasından almasına rağmen, Afrodisia'da hayran kalacağınız şey Roma kalıntıları olacaktır. Tanrıça Afrodit'e adanmış bir kenttir. Afrodisyas eski Karia bölgesinde, günümüzde Aydın ilinin Karacasu ilçesine bağlı Geyre mahallesinde bulunur. 2017'de Dünya Mirası olarak tescil edildi.

İnanılmaz derecede iyi korunmuş kalıntılar arasında Afrodisya Tapınağı'nın yükselen sütunları ve siyasi toplantılar için yarı dairesel, mermer koltuklu bir Odeon bulunur. Çok katlı, sütunlu geniş bir imparatorluk tapınağı, tiyatro oditoryumu, 2 hamam, dağınık heykeller ve fısıldayan ağaçlar sizi bekliyor.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER