Cumhuriyet neden 29 Ekim'de ilan edildi? Prof. Dr. İlber Ortaylı yanıtlıyor
Türkiye'nin yeni bir rejime geçtiği 29 Ekim günü için bazı kaynaklar bu tarihin özellikle Mustafa Kemal Atatürk tarafından seçildiğini yazıyor. Prof. Dr. İlber Ortaylı katıldığı bir programda iddialara yanıt veriyor.
Cumhuriyet'in neden 29 Ekim tarihinde ilan edildiğine dair internetteki bazı kaynaklar, Atatürk'ün bu tarihi 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması'nın intikamını almak için özellikle seçtiğini yazıyor. Bu ve bunun gibi iddialar doğru mu?
Bu sorunun cevabını 29 Ekim 2022 tarihinde HaberTürk'te yayınlanan, 'Fatih Altaylı ile Teke Tek' programına katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı veriyor. Ortaylı şöyle diyor;
Bu gibi şeylerin bir sembolik anlamı olur ama bu sembolizmi yerine getirmek için o kadar rahat değildi ortalık. Mesela maşru bir hükümdar ölür, meşru bir velihat onun yerine geçer. Taç törenini üç gün, beş gün, bir hafta erteleyebilirsin; manası vardır ama burada böyle bir şey söz konusu değil; yani o meclis ne yapacağına karar vermiş, vermemiş.
Gelecek belli fakat münakaşalar var. 'İşgal gücünün bilmem kaçıncı yıl dönümüne rastgetiririz de bunu da gösteririz' gibi bir anlayış güzel ama bununla ilgisi yok.
Ortaylı, her şeyin Lozan Antlaşması ile ilgili olduğunu söylüyor. Mondros Ateşkes Anlaşması'nda Türkiye'nin kaybettiği tüm imtiyazların Lozan'da görüşüldüğünü; Türkiye'nin henüz kendi içinde kargaşa yaşadığını ve hızlıca devleti yapılandırmak için çalışmaların yapıldığını ifade ediyor.
Nutuk'ta geçen bilgilere göre; Lozan ile gelen bağımsızlık, beraberinde devletlerin, Türkiye'yi yeni rejim ve cumhurbaşkanı seçimi için baskı yapmasını da getirdi.
Bu konuda yeni devletin arasında karışıklık sürerken Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet Paşa, 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırlayarak meclise sundu.
Nutuk'ta İsmet Paşa'nın tartışmaların devam ettiği heyette şöyle bir konuşma yaptığı yazıyor;
Parti Başkanı'nın teklifini kabule ihtiyaç kesindir. Bütün dünya, bizim bir hükûmet şekli görüştüğümüzü biliyor. Bu görüşlerimizi bir sonuca bağlayıp açıklamamak, güçsüzlüğü ve karışıklığı sürdürmekten başka bir şey değildir. Bir tecrübemden söz edeyim. Avrupa diplomatları bu konuda beni uyardılar. 'Devletin başkanı yoktur' dediler. 'Şimdiki idare şeklinize göre başkan, Meclis Başkanı'dır. Demek ki siz, bir başka başkan bekliyorsunuz.' Avrupa'nın düşüncesi işte budur.
Meclis heyeti yeni tasarıyı uzun süre tartıştıktan sonra en sonunda bunun devletin geleceği için tek yol olduğu konusunda karara vardı; hem Cumhuriyet ilan edildi hem de yeni Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı olarak Mustafa Kemal Paşa seçildi.
Fotoğraflar: AA