Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AŞIRI zayıflıktan güçsüz düşen bedeniyle yoğun bakımda tutulan İrem Derici’yle birlikte unutulmuş anoreksiya hastalığı yeniden gündeme geldi. Hatırlarsanız bir dönem çok fazla gündemdeydi, ancak son zamanlarda Amerika’nın obeziteyi pohpohlaması ve Kardashian Ailesi nedeniyle unutulan bu mevzuyu yeniden konuşur olduk.

        Hatta birçok anne-baba, “Aman benim kızım zayıflama hastalığına tutulmadı. O daha çok Kim Kardashian gibi olmak istiyor” diyor. Çünkü son yıllarda aşırı zayıflık değil, balıketli hatta mümkünse ince belli ve kocaman popolu olmak moda.

        Bu arada konuyla ilgili filmler de yapılmıyor değil. Daha 10 gün önce Netflix’te, “Kemiklerine Kadar” diye bir film izledim.

        Anoreksiya hastası genç kız, bir tedavi programına katılıyor, doktor rolünde de Keanu Reeves var. Anoreksik kız rolünde ise Lily Collins oynuyor.

        Collins inanılmaz zayıflıyor, vücudunda yaralar çıkıyor. Ciddi zayıflama hastalığına kapılan bir grup, bir evde toplanıyor. Hatta o tedaviye katılan biri, zayıflık uğruna karnındaki bebeğini bile kaybediyor.

        Artık kalori, gram hesabı yapıyorlar. Bir kalori bile onlar için çok ama çok önemli. Bir salatalık dilimi yerken hesap ediyor, bir serum alırken bile cinnet getiriyorlar. Çünkü alacakları serumun kalorisini hesap ediyorlar.

        Kilo takıntısı işte böyle bir durum. İrem Derici de bu hale gelmiş, bir keresinde “Zayıf ölmeyi tercih ederim. Kilolu olmak istemiyorum” demişti.

        Yıllar içinde gram kilosunu bile kendine ne kadar sorun ettiği belli oldu. Hayatından vazgeçecek kadar zayıf olmayı istedi. Ama inşallah hastane günlerinde sağlığının kıymetini anlamıştır.

        **************

        ÖĞRENEMİYORUZ

        -METRODA sağda durmamız gerektiğini.

        -Başkasının hayatına müdahale etmemeyi.

        -Korna çalmamayı.

        -Yere tükürmemeyi.

        -Sokakta yürümenin inceliklerini.

        -Yüksek sesle konuşmamamız gerektiğini.

        -Yaşlılara saygı, çocuklara sevgi gösterilmesini.

        - Otobüste bacakların sonuna kadar açılmayacağını.

        **************

        DÜNYA KLASİKLERİ MESELESİ

        ESKİDEN magazin programlarında mankenlere mikrofon uzatılır, “siyaset, tarih, bilim, sanat” hakkında sorular sorulurdu. Genelde de bilemeyecek isimler seçilir ve ardından gazetelerin köşe yazarları “İşte manken değil mi, kültürsüzler” diye yazıp yerin dibine sokarlardı.

        Sırf gazete köşe yazarları değil ahali de yapardı. Fazla geriye gitmeyin, daha 90’larda yaşanırdı bu olay. Şimdi de sosyal medyada bir video dolaşıyor. Sokaktaki insanlara mikrofon uzatılıyor ve “Evlilik programı yapan üç kişi kimdir?” diye soruluyor.

        Ve haliyle herkes hiç tökezlemeden, “Esra Erol, Zuhal Topal ve Seda Sayan” yanıtını veriyor. Ardından, “Bize dünya klasiklerinden üçünün adını söyler misiniz?” diye soruluyor ve az önce takır takır yanıt veren ahali “Sayamam” diyor.

        Hatta biri de “Anna Garanina bir, Anna Garanina iki, Anna Garanina üç” diye cevap veriyor. Yani değişen bir şey yok. Köşe yazarları yine kitap okunmayan memleket için “Kültür seviyemiz yerlerde” yazıları yazıyor.

        Sosyal medya ahalisi de “Zavallı durumdayız” diye yerden yere vuruyor. Malumunuz biz 90’larda da belgesel izleyen, kitap okuyan bir halktık, şimdi de öyleyiz ve başkasını beğenmiyoruz!

        Çevir kazı yanmasın. Değişen bir şey yok anlayacağınız.

        **************

        AMAN ELEŞTİRECEĞİN İNSANA DİKKAT ET!

        - ÇÜNKÜ düşman oluyorlar.

        - Çünkü yolda yürürken senden, ailesinden birini öldürmüşsün gibi, parasını çalmışsın gibi, kocasını-karısını elinden almışsın gibi kaçıyorlar.

        - Çünkü sağda solda hakkında iğrenç şekilde konuşuyorlar.

        - Çünkü iftira atmaktan çekinmiyorlar.

        - Çünkü kendilerini sevmiyorlar.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar