Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Madem Tesla çok yakında Türkiye pazarına girmenin sinyallerini veriyor, birkaç hafta önce başımdan geçenleri anlatmanın tam zamanı. Fatih Altaylı gibi otomobil uzmanı olmadığımı, otomobilin hobim bile olmadığını, otomobillerden hemen hemen hiç anlamadığımı, zaman zaman mecburen ve isteksizce otomobil kullandığımı ön not olarak belirteyim.

Geçtiğimiz günlerde bir toplantı için gittiğim Houston’da şansıma kiralık otomobil olarak Tesla çıktı. (Bir diğer seçeneğim kamyonetti.) Önce heyecanla Tesla’yı kiralamayı Kabul ettim, ama otomobile biner binmez içimi bir endişe aldı. Çünkü Avis aracı en az yüzde 70 şarjla geri getirmem gerektiğini söyledi. Nerede şarj edeceğim soruma ise “Kendin bulacaksın,” yanıtını aldım.

Houston büyük bir şehir, mesafeler uzak, trafik yoğun. Elektrikli otomobilleri bugüne kadar sadece okuduklarımdan biliyorum ve özellikle uzun yolculuklarda insanların nasıl kabuslar yaşadığına dair notlarına aşinayım. O yüzden şarj edememe korkusu göstergede yüzde 83’ü görüce arttı.

Bir diğer mesele direksiyonu ayarlamaktı. Tesla bildiğimiz bütün otomobillerin aksine, bir anlamda öğretilmişliğe aykırı tasarlanmış. Her şey ama her şey ortadaki dev tabletten yönetiliyor. Aynalardan klimaya, radyodan direksiyona kadar. Bunu çözmemiz için iki Avis çalışanı gerekti. Birisi navigasyonda kuş bakışı görüntüyü seçmiş, normal haritaya döndürmem için epey uğraştım. Yazılımın mantığını bir kere anladıktan sonrası kolay. Otomobil kullanmak için bir öğrenme eğrisi var, adeta sınıfı geçince yola çıkmak gerekiyor. Kapı açmak bile farklı.

Telefonu bağlayacak bir USB girişi yok. Apple Car Play’le de—henüz—uyumlu değil, dolayısıyla Tesla’nın yazılımına mahkumsunuz. Telefonum şarjı epey azdı, Tesla’nın Qi kablosuz şarj sistemi telefonu 45 dakikada birkaç birim oynattı o kadar.

Şarj konusunda akşam Houston’da bir süpermarketin otoparkında “supercharger”lar buldum. Otomobilin uygulaması şarj noktalarını gösteriyor. Ben gittiğimde sıra yoktu, normalde oluyormuş. Arada alışveriş yaparken de yüzde 100’e geldi. Ancak Tesla sahiplerinin benim gibi otomobili bırakıp alışverişe gidenlere nefretle baktığını hemen anladım. Sınırlı şarj ünitesi var, insanlar da sıra bekliyor doğal olarak. Tamamı 25 dolara doluyormuş ama sanki benim için yüzde 20’lik bir şarj dilimi 10 doların üstündeydi. Bir arkadaşım bazen benzinle aynı fiyata geldiğini söyledi. Zaten Tesla sahiplerini bu süper şarj ünitelerinin fiyatlarından şikayetçi.

Ertesi gün sıfırdan Tesla kullanmayı öğrendikten sonra Houston’da epey keyif alarak dolaştım. Ancak gözüm sürekli azalan pildeydi. Şarjın birer birim halinde yavaş yavaş düşmesi en azından bana bir endişe daha kattı. Zamanla aşılır herhalde, ama yüzde 80’lere gerilemesi epey çabuk oldu ve bende anında yolda kalma korkusu oluştu.

Tesla’da kullanılan malzemeler biraz ucuz geldi. Daha önce Über olarak bindiğimde de aynısını hissetmiştim. Ama sürüş epey zevkliydi. Kullanmayı öğrenip şarjı da umursamamaya başlayınca epey keyif aldım. Hatta bir ara sırf biraz daha kullanmak için seyahatimi uzatsam mı diye düşündüm.

Son kararım: Otomobil satın alacak olsam kesin alırdım, bir kere diğer bütün elektrikli araçlara kıyasla cool faktörü var. iPhone kullanmak gibi, Tesla da ayrı bir cemiyetin üyeliğini aralıyor. Evin önünde şarj ünitesi olsa hayat çok daha güzelleşirdi tabii.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar