Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Gözlerini yeni yeni dünyaya açan, yabancı dergileri takip eden, yabancı müzik dinleyen biri için 90’lı yılların hemen başındaki Türkiye çöl gibiydi. Ama çölde su bulmuş gibi heyecanlı ve umutluyduk da bir yandan. Bir değişim başlamıştı. Blue Jean dergisi, Ömer Karacan’ın programları adeta bir gençlik hareketinin gelmekte olduğunun habercisiydi.

Ve-Ve-Ve…Vakkorama.

Taksim’de tam 40 yıl önce 1982 yılında açılan bu mağaza gençliğin buluşma merkeziydi. Paramızın yettiği bir ürünü almak, Swatch saat takmak, paketi içinden daha pahalı hediyelere sahip olmak bile bir başka dünyanın da olduğunu, bu enerjinin burada sınırlı kalamayacağını hissettirirdi.

O yüzden Cem Hakko tam da Vakkorama’nın ortasında özel bir radyo kurmaya karar verdiğinde bunun Türkiye’nin tarihini değiştireceğini hissediyordum. Bildiğimiz hiçbir şeye benzemiyordu Vakkorama. Daha yayına çıkmadan Power FM de bildiğimiz hiçbir şeye benzemeyecekti; belliydi.

Taksim’deki Vakkorama daha  önce eşi benzeri olmayan bir mağazaydı.
Taksim’deki Vakkorama daha önce eşi benzeri olmayan bir mağazaydı.

Ben o yıllarda Vakkorama’nın ortasında Power FM’in camından içeri bakan, Funky ‘C’ gibi kimi DJ’leri ta o yıllardan tanıyıp arkadaş olmaya çalışan, onlardan biri olmaya özenen, daha doğrusu onlar kadar ‘cool’ olmak isteyen bir çocuktum. Geceleri aşık olduğumu düşündüğüm kızlara Zeynep’ten istek şarkı yollardım. Hafta sonları Cem Ceminay’a telefonla bağlamak için telefonu meşgul ederdim. Mr. Sonic’le röportaj yapmıştım. İstek şarkı için saatlerce radyonun başından kalkmazdım. Kulağımda bir Walkman, sabahtan akşama radyo dinlerdim. Yalnız olmadığıma eminim.

Türkiye’nin de radyo günleriydi işte. Ben de eski radyoculardan sayılırım işte; en azından dinleyici olarak.

O günler aynı zamanda ilk başarıya ulaşmış gençlik hareketi ve sivil itaatsizlik eylemine sahne oldu. Radyoculuk Türkiye’de hiçbir zaman sadece radyoculuk değildi. Vakkorama’nın içindeki stüdyonun camına anonslar ve şarkılar kadar eylemler, isyanlar, şöhretler ve ilk kadın başbakan bile yansıdı.

5 Kasım 1982: Vakkorama’nın kuruluşu.

5 Kasım 1992: Power FM’in yayına başladığı gün.

Birinin üzerinden 40, diğerininkinden 30 sene geçmiş.

*

Birkaç gün sürecek bu yazı dizisi iki hafta boyunca yüz yüze, Zoom, Skype, WhatsApp veya telefon üzerinden o dönemin tanıklarıyla konuşarak hazırlandı. Saatler süren söyleşi kayıtlarından hem Power FM’in hem de Türkiye’nin o en heyecanlı günlerinin sözlü tarihini belgelemek istedim.

Power FM’in sözlü tarihi aynı zamanda gençliğimizin de hikayesi.

Kimse benden bunu yapmamı istemedi. Ama ben öncelikle o dönemin dinleyicisi olarak kendi kendime bu işe kalkıştım. Bir de bütün kazanımlarının sürekli unutturulmaya çalıştığı Eski Türkiye’nin kültürel mirasına sahip çıkmak için.

*

Söyleşiler okuma kolaylığı açısından kısaltılıp düzeltilmiştir. Arşiv ve bazı randevuların ayarlanması konusundaki yardımlarından dolayı Power FM yayın direktörü Burçin Acer’e katkılarından dolayı teşekkürler.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar