Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yazıyı gece yarısı güncellemek zorunlu oldu. O yüzden Kılıçdaroğlu’nun gezisine dair ek bilgileri ve Türkiye Bankalar Birliği’nin gecesinde yaşananları da aktarıyorum.

        B777’de muhalefet ve iktidarın 1A rekabeti

        ABD’den Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla dönecek CHP liderini bir sürpriz bekliyordu. IMF ve Dünya Bankası toplantıları için D.C.’de olan Nureddin Nebati de aynı uçakta Türkiye’ye, oradan da doğrudan Katar’a uçacaktı. Bu haber Ekonomi Bakanı’na da sürprizdi. Perşembe gecesi Beyaz Saray’ın hemen çaprazındaki Renwick Gallery’deki Türkiye Bankalar Birliği’nin toplantısına gelen Nebati etrafındakilere “Kemal Bey’le uçaktaymışız,” diyordu.

        VIP yolcular için 1A koltuğunun anlamı büyüktür. THY uzun yıllar 1A’yı son dakika yolculara bakan ya da başbakan gelir diye bloke ederdi. Aslında galley’e ve tuvaletlere yakın olduğu için 1A çok rahat değildir, ama oldum olası bir statü sembolüdür.

        Biri ana muhalefet lideri, biri Türkiye’nin en çok tartışılan bakanı. Bakalım 1A’da kim oturacak? Artık bunun yanıtını da uçaktaki “Yavuz Donat” ve diğer gazetecilerden alırız.

        REKLAM

        Bankacılar Nebati’den memnun

        Türkiye Bankacılar Birliği’nin daveti her yıl Dünya Bankası toplantılarının bitişinde şehrin en görkemli davetlerinden biri. Kemal Kılıçdaroğlu bu davete katılmadı, bankaların genel müdürlerinden şehrin önde gelen Türklerine kadar pek çok kişi burada olacağını, sohbet edebileceklerini umuyordu. CHP liderinin halka ve basına açık hiç programı yoktu, burada iyi bir kaynaşma ve dışarıdaki Türklerle temas etme fırsatı olabilirdi.

        Bir konuk “Aaa gitti mi bile,” dedi. Belli ki başkentteki Türkler onunla görüşmeyi umut ediyordu. Davet de sekiz saat meselesi de konuşulan konular arasındaydı.

        Uçağa gitmeden hemen gelen Bakan Nebati’ye ise Ziraat Bankası Genel Müdürü ve TBB Başkanı Alpaslan Çakar eşlik etti. Bankacıların bakana ilgisi büyüktü. Çakar’a Türk bankacıların bakandan memnun olup olmadıklarını sordum, “Çok daha iyi olacak,” dedi. İş dünyası bakanla iyi geçiniyor anladığım kadarıyla.

        Genel olarak Dünya Toplantıları’ndaki havadan da memnundu bankacılar. Bakan Nebati’yle de ayak üstü fırsat buldum. ABD’deki temasları için “Bir yumuşama başladı, ilişkiler daha iyiye gidiyor,” deyip önceki toplantıların çok daha sert geçtiğini ama şimdi işlerin düzelmeye başladığını ekledi. Rahatlamış gözüküyordu, her isteyenle fotoğraflar çektirdi. Bütün salonu turladı, herkesle el sıkıştı ve kendisiyle özdeşleşen gülümsemesi bir an bile yüzünden düşmedi.

        REKLAM

        Bir ara bir işadamının “Bizim global CEO’muz da Türkiye’ye yatırım yapmaya çok kararlı, çok sıcak bakıyor,”dediğini duydum. Yakalayan iki dakika da olsa bakana bu tarz mesajlar iletiyordu.

        Nebati’ye seyahatinin nasıl geçtiğini sordum, son derece memnundu.

        “Size Türkiye’de çok yükleniyorlar, nasıl böyle pozitif kalabiliyorsunuz?” dedim.

        “Aman yüklensinler ya,” diye gülerek geçiştirdi.

        Büyükelçi F-16 meselesini anlattı

        CHP lideriyle Washington büyükelçisi Murat Mercan’ın Salı günü görüşmesi bekleniyordu, ama heyet sabah erken saatte arayıp öğleden sonraki randevuyu iptal etti. Malum, rota değişmişti. CHP heyeti büyükelçilikten sadece gümrükten aranmadan geçmeyi talep etmiş, onun dışında bir istekleri olmamış. Büyükelçilik ayrıca havalimanına karşılama heyeti de yollamış.

        Mercan sonunda Kılıçdaroğlu’nu Perşembe günü kabul etti. Aldığım bilgilere göre F-16 krizinin nasıl çözüldüğünü anlatmış Washington büyükelçisi, Kılıçdaroğlu da daha çok dinlemiş. F-16 krizinin çözülmesi aslında Türk-Amerikan ilişkilerinin normalleşmeye başladığının göstergesi. Burada ilk günden beri çalışmaya başlayan, gezmedik etki grubu bırakmayan, lobicilerden senatörlere, basına kadar herkesle birebir temas kuran Mercan’ın etkisi var. Bu yakın temas, İsrail’le ilişkilerin yumuşaması, Yahudi lobisinin Türkiye’ye yeniden destek vermesi sayesinde en keskin Türkiye karşıtı senatörler bile yumuşamaya başladı. En ciddi Türkiye karşıtı isim New Jersey senatörü Bob Menendez’in bile sesi kesildi. Türk hükümeti böyle giderse F-35 programına da bir sene sonra yeniden alınacağımızı tahmin ediyor.

        Bunun bir başka okuması da “Amerika bu iktidarın üzerini çizmedi,” olabilir. En azından muhalefet böyle okuyacaktır.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar