Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir süredir, seri halde İspanyol/Latin Amerika kurgu kitapları/yazarları okumaktayım. Bu dünyadaki yeni nesil veya orta yaş yazarların dünyanın politik geleceğini iyi kavradıklarını, bunları edebiyata iyi yedirdiklerini; mizahı ve dramı iç içe geçirerek hayata dokunur karakterler yarattıklarını ve belki de en önemlisi, arkalarına tarihi alarak gelecekte önümüzde hangi tuzakların kurulu olduğunu bize gösterdiklerini düşünüyorum. Bu süreçte eserlerini tamamladığım son yazarsa, Kolombiyalı yaşdaşım Juan Gabriel Vasquez.

        Bir özet geçmem gerekirse, Vasquez 1973 yılında Bogota'da doğdu. Yazarlık, çevirmenlik, gazetecilik yapıyor ve yaşayan en önemli Latin Amerikalı yazarlar arasında gösteriliyor. İki avukatın çocuğu olarak dünyaya gelen yazarımız haliyle hukuk diploması aldı ama 1996 yılında, 16 yıl sürecek bir Avrupa seyahatine başladı. Paris, Belçika ve Barselona’da geçirdiği 16 yılın ardından 2012’de memleketi Bogota’ya döndü. Marquez, Llosa, Borges, Fuentes gibi isimlerden etkilenen yazarımızın yedi roman, iki öykü, iki deneme kitabı var ve eserleri 28 dilde yayımlanıyor.

        Türkçe’de dört roman bir denemesi yayımlandı Vasquez’in. Biri, Kolombiya’da son yirmi beş yılın en önemli romanlarından biri seçilen “Gammazcılar” (Los Informantes - 2004). Diğeri, İspanyolca en iyi roman dalında Qwerty Ödülü'nü, Bogota’daki Fundación Libros&Letras Ödülü'nü (Kitaplar ve Edebiyat Vakfı) kazanan “Costaguana’nın Gizli Tarihi” (Historia Secreta de Costaguana - 2007). Üçüncüsü, 2013 tarihli “İtibarlar” (Las Reputaciones). Dördüncüsü ise birazdan daha ayrıntılı anlatacağım, “Düşen Şeylerin Gürültüsü” (El Ruido de las Cosas al Caer).

        Vasquez, John Hersey, Victor Hugo ve E.M. Foster’ın da aralarında bulunduğu değişik yazarlardan çeviriler yaptı. Kolombiya'daki El Espectador gazetesinde köşe yazarlığını sürdürüyor. Türkçe’de de yayımlanan "Çarpıtma Sanatı" adlı denemesiyle Simón Bolívar Gazetecilik Ödülü’'nü kazandı. Ayrıca, “Yersiz Yurtsuz Adam” (2007) adında bir Joseph Conrad biyografisi kaleme aldı.

        DÜŞEN ŞEYLERİN GÜRÜLTÜSÜ (Juan Gabriel Vasquez / Çev: Süleyman Doğru / Everest Yayınevi)
        DÜŞEN ŞEYLERİN GÜRÜLTÜSÜ (Juan Gabriel Vasquez / Çev: Süleyman Doğru / Everest Yayınevi)

        ÜÇ ROMANDA NE ANLATIYOR?

        Vasquez “Gammazcılar”da II. Dünya Savaşı’nın Kolombiya’ya etkilerini Kolombiyalı bir ailenin geçmişle hesaplaşması üzerinden anlatıyor. Konum bu kitap değil, dolayısıyla kitabın güzel özetlenmiş tanıtımını aktarmakla yetineceğim: “Gabriel Santoro’nun, 1938 yılında Almanya’dan Kolombiya’ya göç eden yakın aile dostları, Alman Yahudisi Sara Guterman’ın anılarından hareketle yazdığı ‘Sürgünde Bir Hayat’ adlı kitabı, ünlü bir entelektüel ve retorik uzmanı olan öz babası tarafından acımasızca yerden yere vurulur. Oysa bu kitap Gabriel için, yalnızca, ülkesinin hızla yok olan geçmişini, belleğini korumanın masum bir yoludur. Bu tepki karşısında yıkılan Gabriel, babasının, araştırmasına yönelik öfkesini, itibarını yok edebilecek ve kendi kimliğini yeniden tanımlayabilecek sırrı çözmeye çalışır. Birkaç yıl sonra babasının gizemli bir şekilde trafik kazasında ölmesinin ardından, Gabriel kitabın satır aralarından 1940’lı yılların Bogota’sına, 1990’lı yılların Medellin’ine uzanan bir yolculuğa çıkar ve yıkıntıların arasında, yarım asırlık gerçekleri, şüphe, ihanet ve suç ağını, babasının son derece karmaşık ve karanlık portresini keşfeder.”

        “Costaguana’nın Gizli Tarihi,” Vasquez’in biyografisini de yazdığı Polonya asıllı İngiliz yazar Joseph Conrad’ın hikâyesiyle de harmanladığı farklı bir edebiyat deneyimi. Yine tanıtımdan aktaralım: “Londra, 1903. Kolombiyalı José Altemirano, adını hatırlamak istemediği bir Karayip ülkesinden yeni gelmiştir. Bu sırada Joseph Conrad, sonunda Nostromo adını alacak yeni romanını yazmaya çabalamaktadır. Peşinden suçluluk ve pişmanlık duygularını sürükleyen Altamirano, bir insanın ve bir ülkenin başına gelebilecek en korkunç şeylere tanık olmuştur. Conrad’ınsa, Güney Amerika’da Costaguana Cumhuriyeti adını verdiği hayali bir ülkede geçen öyküsünü tamamlayabilmesi için o bölgeden gelen birinin yardımına ihtiyacı vardır. Bu ikiz ruhların, Altamirano ile Conrad’ın buluşmasıyla 1820 Şubat’ında başlayan o sırlarla dolu hikâye ilk kez anlatılacak, Costaguana’nın gizli tarihi açığa çıkacaktır.”

        “İtibarlar,” ülkesinde bir efsaneye dönüşmüş, bir çizgisiyle siyasilerin hayatını alt üst edebilen karikatürist Javier Mallarino’nun hikâyesi üzerinden “itibar” konusunu işliyor. Mallarino, 40 yıllık başarılı kariyerinin sonunda, gücünün zirvesindeyken, genç bir kadının ziyaretiyle kendisini birdenbire tüm yaşamını, geçmişini, kariyerini, itibarını etkileyecek bir olayın içinde buluyor. İtibarın nasıl bir anda, geçmişteki bir olay yüzünden sarsılabileceğinin, kamuya mal olmuş figürlerin mahrem hayatlarının ne gibi sonuçlar doğurabileceğinin hikâyesi bu. Ve itibar suikastçılarının itibarının da bir gün yerle yeksan olabileceğinin…

        REKLAM

        DÜŞEN ŞEYLERİN GÜRÜLTÜSÜ

        Ve gelelim ilk basımı 2012’de yapılan, bu yılın sonunda ikinci basımı gerçekleşen asıl kitabımıza: “Düşen Şeylerin Gürültüsü.”

        “Bir insanın hayat hikâyesini kırk yaşında yazması gerektiğini bir yerlerde okumuştum ve ben bu mutlak vadenin kıyısındayım: Bu satırları yazdığım sırada o uğursuz doğum gününden sadece birkaç hafta uzaktayım. Hayatının hikâyesi. Hayır, ben burada hayatımı değil, sadece uzun süre önce yaşanmış birkaç günü anlatacağım ve bunu yaparken de, bu hikâyenin, çocuk masallarında hep söylendiği gibi, geçmişte yaşandığının ve gelecekte de yaşanabileceğinin tamamen bilincinde olacağım…” Üç aşağı beş yukarı böyle başlıyor kitap.

        Yine Kolombiya’da, başkent Bogota’dayız. Tıpkı yazarımız gibi hukukçu olan, hukuk fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalışan genç Antonio Yammara, uğradığı bilardo salonunda gizemli adam Ricardo Laverde ile tanışır. Arkadaş olurlar ama Laverde geçmişi konusunda son derece ketumdur. Laverde bir gün Antonio’ya gelip, elindeki kaseti dinleyebileceği bir yer bulmasını ister. Kasedi dinleyip Şiir Evi’nden çıktıklarında, motosikletli iki kişinin saldırısına uğrarlar. Laverde hayatını kaybeder, Antonio sakat kalır. Ama bu onun, bu korkunç olayın ardında yatan gerçekleri araştırmasına engel olmaz.

        Vasquez bizi bu romanla ülkesinin karanlık geçmişine, uyuşturucu savaşlarına, ABD’nin Latin Amerika üzerinde kurduğu tahakküm ve yarattığı tahribata götürüyor: “O günlerde şehrim, yakın tarihinin en şiddet dolu yıllarından sıyrılmaya başlıyordu. Basit bıçaklama vakalarından, serseri kurşunlardan ya da küçük çaplı uyuşturucu kaçakçılarının arasındaki hesaplaşmalardan değil, küçük insanların küçük hınçlarını ve küçük intikamlarını aşan şiddetten bahsediyorum. Bu şiddetin aktörleri kolektiftir ve isimlerinin baş harfleri büyük yazılır: Devlet, Uyuşturucu Karteli, Ordu, Gerilla.”

        Acımasız ama bazı Kolombiyalılar açısından “devlet baba” görünümündeki ünlü Kolombiyalı uyuşturucu karteli Pablo Escobar’ın düzenlediği suikastler, düşürdüğü uçak, meşhur hayvanat bahçesi ve çiftliği, romanın fonunda bize hep eşlik ediyor. Aynı şekilde ABD’nin bu uyuşturucu trafiğini engellemek, Kolombiya hükümetini kendi yanına almak için yaptıkları, bu ülkeden gelen “Sivil Toplum Gönüllüleri” ve onların eylemleri de roman kurgusu içinde önemli yer teşkil ediyor. Bütün bunların hem toplumsal hafızada, hem de insanların hayatında ne kadar önemli olduğunu şu cümlelerle özetliyor yazar. “Benim kuşağımın insanları bu tür şeyleri yaparlar: Neredeyse hepsi seksenli yıllarda yaşanan ve hayatlarımızı belirleyen ya da biz daha ne olduğunun farkına bile varmadan onların akışını değiştiren o olaylar sırasında hayatımızın ne halde olduğunu birbirimize sorarız. Her zaman şuna inanmışımdır ki, bu şekilde, yalnız olmadığımızı teyit ederek, o on yıllık dönemde büyümüş olmanın sonuçlarını bertaraf ederiz ya da bize sürekli eşlik etmiş olan savunmasızlık duygusunu hafifletiriz.”

        HATIRLAMADAN YAŞANABİLİR Mİ?

        Bunlar romanın toplumsal boyutları. Diğer tarafta kişisel hikâyeler var. Antonio Yammara’nın eşi ve ailesiyle ilişkileri, Ricardo Laverde’nin yavaş yavaş keşfettiğimiz sıra dışı yaşamı ve ailesi, romana girip çıkan Amerikalılar, Kolombiyalılar, tarihten yansımalar… Ve bir anda karşımıza çıkan ortak geçmişler ve bunun yarattığı yakınlaşmalar: “Ama belki de bizi asıl şaşırtan yaşadığımız hayal kırıklığının kendisi değil, onu birlikte yaşama biçimimiz, yani bizi bir anda birleştiren o beklenmedik ve daha da önemlisi, anlatılamaz dayanışma oldu. İkimiz de bu yere aynı dönemde gelmiştik, bu yer her ikimiz için de aynı şeylerin simgesi olmuştu…”

        Bir öyküsünde “Düşünmeden yaşanabilir” diyen Cortazar’dan mülhem, “Peki ya hatırlamadan yaşanabilir mi” sorusunu soruyor Vasquez; zira şu yazdığımız cümle bile çoktan bir anı olmuştur. İşte, onun peşinden koştuğu şey de, bu anılar, geleceğe ışık tutacak hatıralar.

        Ve tabii bir de düşen şeylerin gürültüsü var. Roman kahramanlarının neredeyse tamamının hayatını doğrudan belirleyen bir “gürültü” bu: “O gürültü, ben farkında olmadan orada başlayan düşüşümün gürültüsü değil miydi? ‘Yoksa sen de mi gökten düştün?’ diye sorar Küçük Prens, hikâyesini anlatan pilota ve düşündüm ki, evet, ben de gökten düşmüştüm, ama benim düşüşümün olası bir tanığı ya da birilerinin başvurabileceği bir karakutusu yoktu, tıpkı Ricardo Laverde’nin düşüşünün karakutusu olmadığı gibi…”

        Vasquez’in bundan sonraki romanlarını da takip etmenizi öneririm…

        REKLAM

        ***

        İKİ TAVSİYE

        Dik yürümek bizi nasıl insan yaptı ve diğer canlılardan nasıl ayrıştırdı? İnsanın evrimine bakış açımızı değiştiren yeni keşifleri derinlemesine inceleyen, 7 milyon yıllık bir yolculuk bu kitap. Ve yürüdük, sonra konuşmaya başladık, sonra da yazmaya. Fransız felsefeci Lavelle’in kitabı da, dil, sessizlik, düşünce ve okuma üzerinden okuru, söz ve yazı hakkında düşünmeye davet ediyor.

        İlk Adımlar (Jeremy Desilva / Çev: İpek Kökeş / Nova)
        İlk Adımlar (Jeremy Desilva / Çev: İpek Kökeş / Nova)
          Söz ve Yazı (Louis Lavelle / Çev: Işık Ergüden / Fol)
        Söz ve Yazı (Louis Lavelle / Çev: Işık Ergüden / Fol)
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar