Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kürşad Oğuz Bilimin ilk dünya turu

        12 Şubat 1809’da, zengin ve ünlü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi Charles Darwin. Kendisine uygun bulduğu herhangi bir yaşam biçimini benimseyebilecek ve buna sahip olacak kadar özgürdü. Ancak seçimini, kolaydan yana yapmadı. 1820’lerde Cambridge Üniversitesi’ne girdiğinde zaten bilime ilgi duyuyordu, ancak matematik ve klasikler dışında bu alanda pek az eğitim alabildi. Dahası, üniversite en kolay ulaşabileceği iki meslek olan tıp ve papazlık için uğraştı ama bu meslekler onda pek coşku uyandırmadı. Neyse ki fakültede, fen alanındaki çalışmalarını ve özellikle günümüzün ekoloji ve evrimsel biyoloji disiplinlerinin öncüsü olan bilimsel doğa tarihine olan eğilimini teşvik eden John Stevens Henslow ve Adam Sedgwick de dahil olmak üzere bazı akıl hocaları bulabildi. Günümüze kadar gelen pek çok genç bilim insanı gibi Darwin de sahip olmayı umduğu mesleğin ustalarının kitaplarını okuyarak ilham aldı. Ve kendisini, dünya bilim tarihine geçecek çok önemli bir yolculuktan en iyi şekilde yararlanmak üzere büyük bir özenle hazırladı.

        Beş yıl boyunca televizyon, radyo, telefon, gazetenin olmadığını; seyahat ettiğiniz geminin ancak ara sıra uğradığı limanlarda elinize geçen aylar öncesine ait mektuplar dışında evinizle de hiçbir bağlantınızın bulunmadığını düşünün. Buna karşın, önünüzde çok daha iyi bir şey var: Her yerde sizi bekleyen hayal bile edilemez keşiflerin söz konusu olduğu, seyahat edilecek ve tarihe not düşülecek gün ışığı görmemiş bir dünya. Bu dünya, yeryüzündeki bitki ve hayvanların büyük çoğunluğunun henüz bilimin kapsamına girmediği bir zamanda, toplayabildiği tüm örneklerin müzeler için değer arz ettiği, yaptığı tüm gözlemlerin kayıt değeri taşıdığı bir yolculuğa çıkmış genç doğa bilimci için dünya Charles Darwin’in ellerindeydi.

        BEAGLE YOLCULUĞU (Charles Darwin / Çev: Çağatay Turhan-Şeyma Eren-Ozan Karakaş / Ayrıntı)
        BEAGLE YOLCULUĞU (Charles Darwin / Çev: Çağatay Turhan-Şeyma Eren-Ozan Karakaş / Ayrıntı)

        ZAMAN MAKİNASI GİBİ

        Darwin’in 1831’de 22 yaşındayken yaptığı ve 1836’da sona eren destansı gezisinin sonucunda, tüm dünyada bilinen adıyla “Beagle Yolculuğu” adlı eser ortaya çıktı. Bu eser bugün entelektüel bakımdan tüm zamanların en önemli seyahat kitabı olarak kabul ediliyor. 1845’te yayımlandığında Victoria döneminin en çok satan kitabı oldu. Yazarın seyahati sırasında ara sıra verdiği kişisel derslerin de eşlik ettiği bu hatırat, Batı ülkelerinde yaşayan çoğu insanın Avrupa ve Kuzey Amerika sınırlarının ötesine seyahat etmesinin dolaylı ve tek yoluydu. İster tüm yolculuğu tekrarlamak için baştan sona okuyun, ister ara sıra yalnızca zevk için göz atın, Beagle Yolculuğu hâlâ keyifli bir deneyim. Üstelik yazarın tarihsel önemi bir yana kitap bir tür zaman makinesi işlevi görmesi bakımından daha büyük bir değere sahip.

        Yazılış biçimi okuru sadece uzayda değil zamanda da yaklaşık iki yüzyıl öncesine götürüyor. Önce, henüz kesilmeye başlamadan önce Brezilya’nın büyük Atlas Ormanı’na giriyoruz; yok olup gitmeden Güney Amerika’nın ucundaki Fuego halkını ziyaret ediyoruz; bugün bile son derece uzak görünen şu gezi bölgelerine gidiyoruz: Ascension Adası, St. Paul Kayalıkları, Falkland Adaları, Fernando De Noronha, Cocos Adaları…

        Darwin hiçbir ayrıntıyı atlamıyor; bu anlamdaki titizliği tarihçiler için olduğu kadar genel okur için de büyük bir şans. En önemlisi, Beagle Yolculuğu’nda Darwin’in daha sonraki evrim anlayışında belirleyici olacak olan deneyimleri okuyoruz. Darwin, 30 yıl sonra teorisini kamuoyuna ilk kez açıkladığında, bu açıklama eşi benzeri görülmemiş bir küresel doğa tarihi deneyimine yaslanıyordu. Bu yolculuk, kendisinin de sonraki yıllarda doğruladığı gibi, yaşamını dönüştüren bir deneyimdi.

        Beagle Yolculuğu pek çok açıdan okunabilir ve buna göre yorumlanabilir. Kitabın son derece önem arz eden bir özelliği, bilimsel aklın doğuşunda “kalfalık yılları”na bir örnek teşkil etmesi. Beagle Yolculuğu’nun sayfaları, Darwin’in kalfalık yıllarının günlüğüdür. Genç doğa bilimci, dünyanın etrafında seyahat ederken (İngiltere - Güney Amerika - Galapagos - Güney Pasifik - Güney Afrika - Güney Amerika – İngiltere) kendisi bilincinde olmasa da evrimsel yaşam görüşünün temelini oluşturmaktadır. Brezilya’nın Atlantik yağmur ormanlarında yaşayan canlıların sergilediği çeşitliliğe sevinir. Arjantin’deki nehir yataklarında soyu tükenmiş memelilere ait fosiller bulur ve bu fosillerin bazı bakımlardan bugünkü canlı türlerinden farklı olsa da bazı bakımlardan da onlara benzediğini fark eder. O dönem Güney Amerika’nın farklı yerlerinde bulunan faunaların farklı türlerinin birbirine benzerliğinden etkilenir. Galapagos Adaları’nda oluşturduğu ünlü koleksiyonları arasında takımadanın bir adasından diğerine sürekli değişen alaycı kuşlar yer alır. Değişime dair bu olgu İngiltere’de ornitolog ve ressam John Gould tarafından kendisine işaret edildiğinde, sonunda evrimin genel olarak gerçekleştiğine ikna olur ve ona neden olan süreci araştırmaya başlar.

        HASTA OLDU, KÖLELİĞİ GÖRDÜ…

        Brezilya, Arjantin, Şili, Peru, Ekvator, Havai, Yeni Zelenda, Avustralya… Dünyanın birçok bölgesini dolaşarak bitki ve hayvanları toplamak, onları değerlendirerek gözlemlerini teorik bir çerçeveye oturtmak 22 yaşındaki Charles Darwin'in temel amacıydı. Bugünün koşullarında kolaymış gibi görünen bu gezi, o günlerde büyük bir özveri gerektiriyordu. Beş yıl süren bu gezi sırasında genç Darwin deniz tutması dâhil bir dizi hastalığa katlanmak zorunda kalmıştı. Bir yanda daha önce görmediği olağanüstü canlılarla tanışıp onları Doğa Tarihi Müzesi’nin en önemli koleksiyonu olarak derlerken, diğer yanda İspanyol işgalcilerin yerli halklar üzerindeki baskı ve katliamlarına, köleliğin iğrenç yüzüne tanık oldu.

        Yayınevi, Darwin’in eserlerini Türkçe’de ilk kez bir arada basıyor. İki Pulitzer ödüllü Edward O. Wilson’un derleyerek illüstrasyonlarla zenginleştirdiği Beagle Yolculuğu’ndan (1845) sonra Türlerin Kökeni (1859), İnsanın Türeyişi (1871) ve İnsan ve Hayvanlarda Duyuların İfadesi (1872) kitapları da yayımlanacak ve külliyat tamamlanacak. Bilim insanının ölümünden 123 yıl sonra…

        ***

        İKİ TAVSİYE

        İngiliz edebiyatının kurucusu sayılan, İngilizcenin ilk kült metinlerinden Canterbury Hikâyeleri’nin şairi Geoffrey Chaucer, usta biyograf Ackroyd’un kalemiyle yeniden hayat buluyor. Damızlık Kızın Öyküsü’nün yazarı Atwood ise 1979 tarihli bu kitabında açık ilişki kavramını sorguluyor ve bütün hikâyelerin en cevapsız sorusunu soruyor: Bağlanmadan özgürlük mümkün müdür?

        Chaucer (Peter Ackroyd / Çev: Nazlıcan Saltan / Alfa)
        Chaucer (Peter Ackroyd / Çev: Nazlıcan Saltan / Alfa)
        Âdem’den Önceki Yaşam (Margaret Atwood / Çev: Suna Güler / Doğan)
        Âdem’den Önceki Yaşam (Margaret Atwood / Çev: Suna Güler / Doğan)