Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Kazakistan’da başlayan eylemleri sadece doğal gaz ve petroldeki aşırı artışlar üzerinden değerlendirmek doğru olmaz. Kazakistan’da halkın taleplerini tam anlamıyla ifade edip, değerlendirecek muhalefetin olmaması, Rusya-Çin arasındaki katalizör konumu, Rus nüfusunun yoğunluğu, batı ile yakınlaşması, ülkedeki batılı şirketlerin enerji projelerindeki etkinliği ve kazanılan paraların halkın istihdamına ve sosyal refahına çok fazla yansımaması gibi epeyce sebebi bugünkü gelişmelere gerekçe göstermek mümkün.

Ayrıca Kazakistan’ı sürekli olarak kendi ekseninde tutmaya çalışan Rusya’nın zaman zaman bu ülkede yaşayan Rus nüfusunu da gerekçe gösterip haklarının korunması anlamında yaptığı uyarılarla bu coğrafya ile yakından ilgilendiği de biliniyor.

Kazakistan’ın son yıllarda Türkiye ile daha fazla yakınlaşmasının da Rusya’yı rahatsız ettiği batılı ülkeler tarafından gündeme getiriliyor. Ancak durum tam olarak öyle değil, ama yakınlaşmanın Rusya ile birlikte olması arzu ediliyor. Putin-Erdoğan ikilisi de bu süreci Kafkaslarda olduğu gibi şimdiye kadar iyi yönetti.

Ancak Rusya-Türkiye arasında elbette rekabette var. Mesela Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) Arjantin merkezli INVAP firmasıyla ortak kurduğu GSATCOM Uzay Teknolojileri AŞ vasıtasıyla Kazakistan’da haberleşme uydu ihalesine girdi, kazandı. Fakat akabinde Rusya’nın baskısıyla TUSAŞ’ın kazandığı ihale iptal edilerek, haberleşme uydu işi Rusya’ya verildi. Bu husus ticari ilişkiler çerçevesinde değerlendirebilir.

Fakat kısa süre önce TUSAŞ, Kazakistan ile 3 adet ANKA İHA sistemi anlaşması yaptı. Eğer bu gelişmeler sonrasında Rusya, kendi üretimi benzer ürün olmamasına rağmen ANKA alımlarına da müdahale ederse süreci farklı okumak gerekir.

Diğer taraftan yaşanan hadiseleri besleyen çok farklı gelişmeler söz konusu. Moskova, Türkiye-Kazakistan ilişkisinden ziyade ABD, NATO ve diğer batılı ülkelerin bu coğrafyada varlık göstermesinden rahatsız. Bir de bölgede şimdilik görünmeyen Rusya-Çin rekabeti söz konusu. Rusya bir vesileyle Kazakistan’ın yanından ayrılmasını istemiyor.

Kazakistan yönetimi ise halk eylemlerine birkaç kez muhatap olmasına rağmen buradan dersler çıkarıp, gerekli önlemi almakta geç kalmışlar. En büyük zafiyetlerden birisi bu.

Dolayısıyla Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’in zor durumda en yakın müttefiki Rusya’dan yardım istemesini ve sonrasında gelişmelerin nasıl bir seyir alacağını gözlemlemek gerekir. Ayrıca böyle bir hadiseye de dışardan sadece Rusya’nın müdahale edebileceğinin de bilinmesi lazım. Rusya yerine başka bir ülkenin devreye girmesi, Rusya’nın direkt gelişmelerin içinde olacağı anlamı taşıdığını hatırlatmaya bile gerek yok.

Kazakistan yönetiminin yeraltı zenginliklerini özellikle de enerji kaynaklarını halkın refahında kullanmada zayıf kalması, sıkıntılı dönemde enerji ürünlerine iki kat zam yapması görünen en somut sebeptir. Dış güçler, teröristler, yabancı parmağı gibi söylemleri bu açıdan da değerlendirmek gerekir. Dışardan gelen etkileri Kazakistan yönetimi şimdi değil, keşke önceden görebilme basiretini gösterebilseydi!

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi olan Kazakistan’ın, Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi sonrasında, bu çatı altında iş birliğinin geliştirilmesine verdiği katkının gelişen olaylardaki etkisi batılı analistlerin abarttığı kadar değil. Ayrıca Karabağ Zaferi aynı zamanda Türkiye-Rusya ilişkisiyle bu noktaya geldiği de bilinen durumdur. Fakat Rusya’nın içinde olduğu gelişmeleri çok daha geniş yelpazede değerlendirmek icap eder. Çünkü mesele sadece Kazakistan ile sınırlı değil!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar