Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında petrol sonrası için görünen ve görünmeyen ticaret ve turizm merkezli ciddi bir yarış var. İki ülke veliaht prenslerinin bu konuyu merkeze alarak ikili ilişkileri nasıl şekillendireceklerini tartıştıkları ise iki tarafın da medyasına yansıyan bir durum.

Suudi Arabistan petrol sonrasına hazırlanmak için bölgenin ticaret ve turizm merkezi olma yolunda adımlar atıyor. Küresel şirketlerin her türlü ihtiyacını karşılayacak yeni şehirler ve altyapılarını hazırlıyor. İlişkisinin güçlü olduğu şirketlere de Körfez Bölgesi’de dahil bölgenin abisi, en büyüğü olduğu mesajını gönderiyor. Gelecek 50 yılda bu merkezlere yatırım yapan, işletme açan yabancı şirketlerden de vergi almayacağı belirtiliyor.

BAE ve özellikle Dubai’yi şimdiye kadar bölge merkezi olarak seçen buralarda yönetim merkezleri bulunduran, yatırımlarına devam eden yabancı şirketlerin yeni tablo sebebiyle kafası karışmış durumda.

Kafası karışan ise sadece yabancı şirketler değil. Körfez’deki diğer ülkeler de merak içinde. 7 emirlikten oluşan BAE’nin başkenti Abu Dabi ise yeni gelişmeleri nasıl yöneteceğine odaklanmış durumda. Çünkü beraberinde bölgenin güvenlik stratejilerinin de dengeli götürülmesi gerekiyor. Ticaret ve turizmde rekabet etmeye hazırlandığı Suudi Arabistan ile ilişkilerine derinlik kazandırmak için de İsrail, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerle yakın iş birliğine içine giriyor.

Son yıllarda iki veliaht prensi yüz yüze veya telefonla sık sık biraya getiren en hararetli mevzu bunlar. Üzerine bir de ABD Devlet Başkanı Biden’ın bölgenin güvenlik stratejilerine yönelik yaptığı eleştiriler ve attığı adımlar eklenince Körfez Ülkeleri farklı arayışlar içine girmiş durumda. Bu sebeple Abu Dabi Veliaht Prensi El Nahyan’ın Türkiye ziyaretine sadece ekonomik iş birliği ve ticaret açısından değil, daha önemli olan bölgenin değişen yapısı jeopolitik cihetiyle de bakılması gerekiyor.

Evet şu ana kadar Türkiye’de iki ülke yakın müttefikliği konuşuluyordu. Ama durum artık öyle değil. Yemen’deki çatışmalara öncülük eden, bölgedeki diğer tartışmalı konularda Katar örneğinde olduğu üzere beraber strateji geliştiren Suudi Arabistan ve BAE ilişkilerinin bir de negatif alanı var.

Riyad yönetiminin petrol sonrası dönemde bölgenin ticaret ve turizm merkezi olarak küçük komşusunun önüne geçme yönünde attığı adımlar Körfez’de ekonomik rekabetin başladığını çok net ortaya koyuyor. İki hafta önce Dubai’de 5 gün geçirdiğimde iş dünyasının gündeminde de bu konu vardı. Ancak çok yüksek sesle konuşulmuyor, iş dünyası kendi aralarında kaygılarına paylaşıyor. İki ülkenin rekabet etmeden ortak bir yol bulup, bulamayacağını merak ediyor.

İki ülkenin de şu anki fiili liderleri; Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed al-Nahyan, nasıl bir stratejik iş birliği geliştireceklerine sadece Orta Doğu meselesi olarak bakılmamalı. Geçtiğimiz temmuzda iki müttefik arasında petrol politikası üzerinden soğuk rüzgarlar esmiş, farklı görüşlerde oldukları gündeme gelmişti. Abu Dabi Prensi farklı petrol politikası sebebiyle Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesiyle iki ülke arasında yakın müttefikliğin belli alanlarda yara almaya başladığının en önemli işaretlerinden birisi olarak yorumlanmıştı. Türkiye’nin gelişen bu ilişkiler ağında uzak olacağı düşünülebilir mi?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar