Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Dünyada bu yıl atmosferdeki kirlilik ciddi alarm verdi. Ancak patlayan enerji krizi meselesi konuyu tekrar zora sokacak gibi görünüyor. Avrupa’da epeydir çalışmayan kömür kaynaklı santraller elektrik üretimi için devreye alındı. Böylece karbon salımı artmaya, atmosfer kirlenmeye, iklim krizi hararetini yükseltmeye ve dünya da ısınmaya devam edecek.

Bu arada karbon emisyonu için çok sayıda kararlar ve gelecek hedefler de açıklanmaya devam ediyor. Fakat insanlık galiba iklim krizi eşliğinde birçok sorunu daha yoğun yaşayarak keskin kararlar almak zorunda kalacak. Bu sene düşen hububat mahsulü ve kahve üretimi bakalım ne tür konuların tartışmasını gündeme getirecek.

Bir diğer konu ise çiftlik hayvanları sebebiyle metan gazının atmosferle buluşarak bu sürece katkı yapması. Gelişmiş ülkelerde çevre ve iklim bilimci aydınlar ciddi anlamda bu hususu inceliyor. Metan emisyonlarını azaltmak için de 2040 yılını referans alan çalışmalar var. Fakat bu hususta da atılmış kesin bir adım yok. Et ve süt üretici şirketler, bu alanda ticaret yapan ülkelerin net bir yol haritası da henüz yok. Sadece tartışma var. Kimse daha az et yeme, çiftlik hayvanlarının ürünlerini tüketme veya doğa dengesine bırakma gibi bir eylem planından bahsetmiyor.

Avrupa Birliği’nde (AB) atmosfere etkileyen gaz (karbon ve metan gibi) salımını azaltmak için et ve süt tüketiminin de azaltılması için ülkelerin taahhüt altına girmesi gerektiği görüşü hâkim. Bu ürünlere az ulaşan ülke insanları olduğu gibi hızla tüketimi artıran gelişmiş ülkeler de var. Hedef elbette gelişmiş ülkeler ve kişi başı tüketimler olmalı, ama nasıl olacağı konusu karışık. AB’nin ilgili komisyonları, 2030 yılına kadar emisyonları en az yüzde 55 azaltma hedefini tutturmak için hayvancılık ve et tüketiminin kesinlikle azaltılması gerektiği görüşünde.

Çiftlik hayvanlarının iklim ayak izinde ineklerin payı ise 40’tan fazla. Besi ve süt sığırları kaynaklı metan emisyonu sık sık gündeme bu sebeple geliyor. Ama çiftlik hayvanları içinde geviş getiren keçi, koyun ve diğerleri bu küresel ısınma çerçevesinde gündemde. Zira başta inekler olmak üzere diğer çiftlik hayvanları, insan kaynaklı iklim emisyonlarının yaklaşık yüzde 14’ünü ürettiği düşünülüyor. Bu sebeple küresel ısınmayla mücadelede çiftlik hayvanlarının geğirme ve gübrelerinden gelen metan gazı önemli. Nasıl azaltılacağı hususu ise daha dikkate değer.

Peki durum böyleyken ülkeler hayvancılıkla ilgili emisyonlarını veya et ile süt ürünleri tüketimini azaltma yönünde neden ağırdan alıyor?

Yeni Zelanda, hayvancılık kaynaklı sera gazlarını azaltmak için yasa çıkarmış durumda. İnek sayılarının azaltılıp, belli sayıda tutulması için araştırmalar yapılıyor. İskoçya çiftçilik kaynaklı emisyonları azaltmak için 2032 yılına kadar, 2018 seviyelerinin yüzde 9 altına düşürmeyi hedefliyor. Ama nasıl yapacağı henüz belli değil. Danimarka, 1990 seviyelerinin yüzde 55 oranının altına inmek için hedef koymuş, ancak hayvancılıkla ilgili somut bir planı henüz yok.

ABD’de Kaliforniya Eyaleti hayvancılık kaynaklı emisyonları 2030 yılına kadar, 2013 seviyelerinin yüzde 40 altına düşürme niyetini açıklamış, fakat bunun için hiçbir yol haritası yok. Benzer durumda olan başka gelişmiş ülkeler de var. Avrupa’da süt ürünleriyle önemli pazar hakimiyeti olan Hollanda ise hayvan sayısını yaklaşık üçte bir oranında azaltmak için radikal planlar önermiş durumda.

Hedef koyan, plan yapan, proje geliştiren ülkeler var, lakin örnek vereceğimiz somut bir adım henüz yok. Türkiye ise henüz bu konuların uzağında. Et ve süt ürünlerini bu açıdan tartışacak konumda değiliz. Tarım ve Orman Bakanlığı mutlaka bu hususta çalışmalar yapıyordur. Büyük süt ürünleri üreticileri; besi hayvancılığı yapan ve et ürünleriyle pazarda hâkim olan şirketler de herhalde dünyadaki bu tartışmalardan haberdardır. Zamanında bu konulara ilgi gösterilirse ülkemiz adına kazanımlar sağlanılabilir.

Mesela dünyanın en büyük et ürünleri ve yem bitkileri üreticilerinden Brezilya ve Arjantin, uzun süredir sera gazı emisyonlarını azaltmak için et tüketimini azaltmanın gerekli olduğu yönündeki BM tavsiyelerine karşı çıkıyorlar. Türkiye dahil birçok ülke halihazırda Güney Amerika’dan et ve yem ürünleri tedariki yapıyor. Önümüzdeki yıllar için bu açıdan Türkiye’nin hazırlanması gerekir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar