Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Uzun bir evde kalma sürecinden sonra gün geçtikçe her şeyin daha fazla normale döndüğünü sandığımız bir dönem yaşadık, yaşıyoruz. Devlet büyüklerimiz haklı olarak ekonomide çarkların dönmesi için serbestleşmeyi sağladılar. Zira koronavirüsün hayatı durdurarak verdiği etkilerine baktığımızda ekonomi tarafı uzun bir süredir liderliği eline almış durumda.

Ancak işin salgın boyutunu ihmal ettikçe, kontrolleri gevşettikçe ekonomi tarafında daha fazla sıkıntılara yaşayacağımızı, yeniden evlere kapanmak zorunda olacağımızı, ‘çarklar dönsün’ diye açılan işyerlerine artan endişeler yüzünden yeniden sıkıntılı günlere döneceğini görmemiz gerekir.

Covid-19 ile yaşamayı öğrenmemiz ve bu sebeple daha sıkı kontrollü serbestlik olması gerekirken Kurban Bayramı’nda Türkiye’nin dört bir yanından tuhaf manzaralara şahit olduk. Tatil beldelerindeki ‘Covid-19 atsan yere düşmez!’ görüntüleri İstanbul’da da söz konusuydu. Hatta bedava olan toplu ulaşım araçlarında, özellikle metroda istif halindeki insanlar arasında maske takmayanlar da vardı. Olmayan tek şey kontrol, denetim ve müeyyide. Böyle nereye kadar gidebiliriz ki?

Mesela önceki gün Covid-19 uyarısında bulunan Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, “Lütfen bizi maske kullanımı ihlali nedeniyle daha fazla ceza yazmak zorunda bırakmayın” uyarısında bulunmuş. Ancak bu maske takmayana ceza uygulamasında da bir tuhaflık var.

Kurban Bayramı’nın son günü Taksim’de Habertürk’te bir misafirimi bekliyordum. Telefonum çaldı, misafirim yarım saat gecikeceğini söyledi. Yarım saat oldu bir saat, 1,5 saat derken 2 saat gecikince merak ettim. Meğer metroda maske takmayan iki vatandaşla tartışmış, şikayetçi olmuş. Güvenlik, polis gelmiş, tutanak tutulmuş. Karakola gidilmiş. Ama Taksim Polis Merkezi maske takmayanlara hiçbir şey yapmadan salmış. Misafirimle bu gerginlikte buluştuk. Maske hikayemiz şöyle;

Yenikapı – Taksim arasında çalışan metroda Almanya’dan gelmiş birisi Türk, diğeri Alman vatandaşına maske takmadığı için yolcular tepki gösteriyor. Bir kadın, ‘Lütfen maskenizi takın.” diye uyarıyor. Başka yolcularda araya girip bu kişileri maske takmaları yönünde uyarınca tartışma büyüyor.

Bu iki kişi de ellerindeki maskeleri gösterip “Takmayacağız. Maske zaten korumuyor. Siz de takmayın.” şeklinde cevap veriyor. Bir başka yolcu; “Türkiye’de kurallar böyle, üstelik kapalı alandayız. Lütfen maskenizi takın.” tarzından ikinci uyarı da bulunmasına rağmen Yenikapı’dan Taksim’e kadar maskesiz olarak yolculuklarına devam ediyorlar.

Bu iki kişi Taksim’de metrodan inen yolcular tarafından güvenliğe şikâyet ediliyor. Bu esnada bile bu iki kişi güvenlikle de maskenin korumadığı konusunda kendi düşüncelerini paylaşıp takmamakta direniyorlar. Güvenlik de polis çağırıyor. Güven Timlerine bağlı polis ekipleri şikâyet eden yolcunun talebi üzerine bu iki kişi hakkında tutanak tutarak tarafları Taksim Polis Merkezi Ekiplerine ifadeleri alınmak üzere teslim ediyor.

Polis merkezinden gelen polisler tarafları önce sağlık kontrolü için Taksim İlkyardım Hastanesi’ne götürüyor. Ardından da ifadeleri alınmak üzere Taksim Polis Merkezi’ne gidiliyor. Polis Merkezi Amiri böyle bir şikâyeti alamayacağını söyleyip, taraflara tutanağı tutan Güven Timlerine geri vermek istiyor. Tutanağı tutan polisler ise şikâyetçi bir taraf olduğu için bu işlem Taksim Polis Merkezi’nin yetki alanına girdiğine dikkat çekerek itiraz ediyor.

Neticede bu konu yaklaşık 3 saat sürmesi üzerine bir çözüm ulaşamayacağını anlayan şikâyetçi taraf yani benim misafirim şikâyetinden vazgeçiyor. Maske takmayanlar da herhangi bir cezai işlem uygulanmadan yollarına devam ediyorlar.

Gerçekten bu maske işini, cezaları, kontrolü anlamakta güçlük çekiyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar