Enflasyonla yüzleşme zamanı geldi, çattı
Tüketici ve üretici enflasyonlarımızın toplamı 200 puana yaklaştı.
Küresel enerji krizi sürüyor, gıda fiyatlarındaki küresel baskı hakeza.
Cari açığımız git gide büyüyor. Çünkü dünyaya sattığımız, dünyadan aldığımızı karşılamıyor.
Sonuç?
Türk Liramız değer yitiriyor. Yıl başından bu yana kayıp %19’u buldu.
Aslına bakarsanız enflasyona nazaran daha az düşerek reel olarak değer kazanıyor. Ancak durum bu olsa da geriye dönük devalüasyon çok güçlü olduğu için (12 aylık %70’lerde) her yeni değersizleşme ithal fiyatlarındaki baskıyı artırıyor.
Maliye politikası nötr. Ya da nötr olmak istiyor fakat ne mümkün. Her delik bütçe ile kapatılmaya çalışılıyor.
İyi ihtimalle yılı %3’ten fazla bütçe açığı / milli gelir oranı ile bitireceğiz.
Evet, kredilere dönük ‘sen biraz pahalılaş da ekonomi aşırı ısınmasın’ şeklinde düzenlemeler yapılıyor. Fakat yeterli değil. Hangi ölçüyle bakarsanız bakın gerçekten korkunç bir kredi artışı var. %140’larda geziyor!
Para tabanı büyüyor.
Fakat istihdamda sorun yok. Vatandaş da yılın başında zammını aldığından ötürü şu an idare ediyor.
Bu bakımdan yüksek enflasyona göz yumuluyor.
Bu şekilde de idare edilir zannediliyor.
Fakat deniz bitti.
Cari açığın fonlama kompozisyonu fena halde Merkez’e kaldı. Çünkü akımlar devamlı dışarı doğru. Swap dahil her alanı tıkadığımız için içeri para giremiyor. Zaten mevcut makro ve mikro koşullardan ötürü para getirmek isteyen de yok.
Merkez sürekli 4’er 5’er milyar dolar rezerv kayıpları yaşamaya başladı.
Üstelik kurun sancısı da dinmiyor.
Bu sorun 2 ay önce de böyleydi ancak kur üstünde baskı yoktu.
Artık enerji alımları iyiden iyiye zorlamaya başladı. Kur da kıpırdanıyor. Artık kapanış bazında Dolar / TL’de rekor seviyeye geldik...
- TCMB kapıya tadilat var açıklaması asalı beri enflasyona başka gözle bakıyor.
- Hazine enflasyonun sonuçlarını fonlamaya çalışıyor.
- Kur korumalı mevduat rolünü oynadı ama artık başka sahneler var. Rolü bitti.
- BDDK gibi kurumlar diğerleri ile eşgüdüm içerisinde minik minik kredi kullanımını zorlaştırarak imece yapıyor.
Fakat konut fiyatlarındaki aşırılık, dövizdeki yük, enflasyon beklentilerindeki bozulma, harcanabilir gelirlerin yakın zamanda aşınacağı gerçeği ve kur -> enflasyon beklentileri sarmalına yeniden girmeye başlamamız bana vaktin dolduğunu söylüyor.
Belli ki Merkez’in bu işi artık tek başına yapması olası değil.
Sorunun azameti hepimizi yutacak boyuta varmış.
Öyleyse kafa kafaya verip, siyasi erke sorunu anlatıp nasıl bir çözüm bulunacağını tartışma vakti geldi. Çok geçmeden de biz çözüm üretme zamanı geldi.
Şimdi 2 şey önemli bence:
1/Sorun olduğunu görmesi gerekenler de benimle aynı fikirde mi?
2/Eğer öyleyse bu meseleyi kim aktaracak ve ne çözüm sunacak?