Gelişen ülkelerin krizlerini iyi izlemek gerek
Epeyce şey yanlış gidiyor.
Kovid salgını sonrası beklenen toparlanma tüm damarlarda hissedilemeden ekonomilerin yeniden yorgunluk fazına girmeleri sebebiyle oluyor bu. Peki sorunlar neler?
*Salgın hastalık sonrası tedarik sorunlarının derinleşmesi
*Enflasyonun dünyada kontrolden çıkması
*Emtia fiyatlarının şişkinliği
*Para politikalarının çok hızlı sıkılaşması
*Maliye politikalarının sıkılaştırıcı hale gelmesi
*Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında beliren gıda sıkıntısı
*Rusya’sız yeni sistemin sancıları
*Enerji krizi
*Yükselen faizler ve ralli yapan dolar...
İster istemez bazı bünyeler dayanamıyor.
Gelişen ülkelerin kimileri çoktan, farklı sebeplerle beyaz bayrak çektiler. Ekonomik olarak çok üzücü görüntüler yaşanıyor.
Lübnan, Sri Lanka gibi ülkeler buna örnekler.
Uçaklar yakıtsızlıktan uçamıyor. Memurlara izin verilmiş durumda.
Pakistan’da örneğin günün yarısını aşan elektrik kesintileri yaşanıyor.
Bakın bu ülkeler ve peşi sıra Etiyopya, Gana, Kenya, Beyaz Rusya, Tunus, Mozambik, Mısır, Bolivya, Zambiya, Surinam, Venezula, Rusya, Ukrayna, Ekvator, Arjantin, El Salvador, Tacikistan, Angola ve Bahamalar...
Bunlar ya iflas sınırına gelmişler ya da borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalacaklar.
Her ülkeyi tek tek analiz edip uzun aylarımı harcamadım.
Piyasadaki eurobond fiyatlarına bakarak söylüyorum.
Dolar bazlı borç faizleri müthiş rekorlar kırıyor bu ülkelerde. Bu da ister istemez bu şartlarda borçlarını ödemelerinin mümkün olmayacağını söylüyor bize. Piyasanın algısı bu.
Ya da ödeyecekler ancak şartlar değişirse...
Diyor piyasa.
JP Morgan Gelişen Ülkeler Bono Spread Endeksi'ni görüyorsunuz.
Türkçesi, birsürü gelişen ülkeyi ağırlıklandıralım. Onlardan aldığımız örnekler ve ABD bono faizi arasındaki makasa bakalım. Ne kadar açılırsa o kadar kötü. Çünkü yatırımcılar o ülkelerin bonolarından o kadar fazla yabancı para cinsinden faiz bekliyorlar demektir.
Endeksin bu kadar kötüleştiği son zaman kovid ile birlikte gelen ekonomik krizde yaşanmıştı.
Ne yazık ki 10 yıllık yabancı para cinsinden yüzde 11,7 faizi ve 900 baz puana yakın CDS (risk primi diyelim) ile ülkemiz de bu ligin sağrısında.
ABD’nin yana yakıla faizleri artırdığı, doların endeks olarak yıl başından bu yana yüzde 14 kuvvetlendiği ve Euro’nun bile pariteyi kaybettiği bu zamanda çarpışma kaçınılmaz.
Pek çok gelişen ülkeden ne yazık ki ekonomik anlamda kötü haberler duyacağız.
Dosdoğru, gün gibi berrak ve anlaşılır, kredibilitesi olan programlar çizip politikalar uygulamak gereken bir döneme girdik.