Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Avrupa Merkez Bankası mevduat faizi eksi 0.4. Almanya’nın 30 yıla kadar bütün vadelerde borçlanma maliyeti negatif. Fransa, Hollanda, İsviçre ve Japonya’da 10 yıllık tahvil faizleri negatife indi.

        Küresel ölçekte toplam 15 trilyon dolarlık tahvil eksi faiz veriyor. Bu rakam, yatırım yapılabilir nota sahip şirket ya da devlet tahvili stoğunun, dörtte birine tekabül ediyor.

        Negatif faizin olmadığı yerlerde de, 2008 krizi sonrası görülen en düşük faizler söz konusu. ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1.65’lere kadar geriledi. Çin’de 10 yıllık Yuan cinsi tahvil faizi yüzde 3’ün altına indi.

        Aslında bu haberlere alıştık.

        Avrupa Merkez Bankası’nın mevcut eksi 0.4 mevduat faizini eksi 0.5’e indireceğini de biliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerinde de hızla faizlerini indirdiğini gözlemliyoruz. Sadece son 1 ayda Türkiye, Hindistan, Filipinler, Rusya, G. Kore faizlerini indiren gelişen ülkeler arasında.

        Ancak 2 gün önce Danimarka’dan gelen bir haber, negatif faiz çılgınlığın gideceği yeri anlamak açısından benim için tam bir şok oldu.

        Danimarka’nın 3. büyük bankası Jyske Bank, 10 yıl vadeli mortgage / ipotekli krediyi , eksi - evet yanlış duymadınız- negatif faizle vereceğini açıkladı. Banka 10 yıllık Danimarka Kronu üzerinden ev almak için kullanılacak mortgage kredisini eksi 0.5 faizle, 20 yıl vadeli mortgage kredisin de “0” faizle vereceğini açıkladı. Diğer Danimarka bankaları da ( Nordea, Total Kredit) 30 yıllık mortgage kredisini 0.5 faizle veriyor.

        Nasıl olacak bu iş? Diye mırıldandığınız duyar gibiyim…

        Danimarka Merkez Bankası mevduat faizini, diğer büyük merkez bankalarından daha önce, 2012’de eksiye indirdi. Mevcut faiz de eksi 0.65.

        Danimarka Merkez Bankası verilerine göre 507 milyar krona ( 67 milyar Euro) bankalarda eksi faizle yatıyor. Ya da her gün biraz eriyor!

        Bankalar da bilançolarında duran 507 milyar krona ederindeki mevduat stoğu ile ne yapacaklarını bilemiyor. Merkez Bankası’na götürse, ödeyeceği faiz eksi 0.65 yani ciddi bir kesinti olacak. 10 yıllık Danimarka tahvili alsa ödeyeceği faiz eksi 0.56. Burada da büyük kaybı var.

        Günlük bankalar arası krona cinsi referans faizi eksi 0.45. Yani bankalar birbirlerine para verirken de para kaybediyorlar.

        Gelelim kredi piyasasına.

        2007’de kriz öncesi, Danimarka’da toplam kredi stoğu 600 milyar krona civarındaymış. Kriz sonrası bu stok 400 milyar kronaya düşmüş. 2018 sonunda hala aynı miktarda.Yani Danimarka’da ticari krediler artmıyor, yerinde sayıyor.

        Bu sebeple bankalar dönüp dolaşıp yeniden konut piyasasına gözlerini çevirdiler.

        Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 140 metrekare apartman dairesinin ortalama fiyatı 5 milyon krona (460 bin Euro) ve geçen sene ortalama fiyatlar yüzde 4.5 artmış.

        2008 krizi sırasında Danimarka’da ev fiyatları 2 sene içinde yüzde 2 düşmüş. Sonraki 2 sene fiyatlar o seviyede kalmış ve 2012’den beri her sene yükseliyor. Nihayet 2018’de, Danimarka’da ortalama konut fiyatları 2007 seviyesini yakalamış ve geçmiş.

        Yani Danimarka’da mevcut durumda emlak piyasasında aşırı artmış fiyatlarından bahsetmek mümkün değil.

        Ancak bankaların negatif faiz uygulaması ile bu rakamların hızlı artışa geçme ihtimali var.

        Sonuç…

        2008 krizi, ABD merkezli, konut sektörü kaynaklıydı. Kriz daha sonra Avrupa’ya atladığında özellikle İspanya, İzlanda gibi memleketlerde, gayrimenkul sektörü üzerinden büyük tahribat yarattı. Avrupa’da ve ABD’de bir çok bankanın bilançosu kredisini ödeyemeyen mortgagezede’nin teminat olarak verdiği gayrimenkullerle doldu.

        Sene 2019…

        Kriz sonrası faizler sıfır oradan da eksiye çekildi. Piyasaya tarihin en büyük likiditesi sunuldu. KOBİ’lere en düşük faizle, büyük teşviklerle krediler verildi. Ancak hiçbiri yaraya istenen ölçüde merhem olmadı.

        Şimdi döndüler dolaştılar, yeniden konut/ gayrimenkul piyasası üzerinden kurtuluşu arıyorlar.

        Hiçbir şey olmamış gibi…

        Büyük bedeller ödenmemiş gibi…

        Kimse gelir dağılımı niye bu kadar bozuldu? Neden piyasadaki satılık evlerin kendini amorti etme süresi niye 2 katına çıktı? Teknoloji bu kadar gelişmişken, 4 duvar bir çatı altına girmek için insanlar neden 20 -30 yıllık gelirlerini ipotek altına aldırsın? diye sormuyor…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar