Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Başlık biraz klişe oldu.

Biliyorum. Ama bu sefer dünya ekonomi tarihinde belki 30-40 yılda bir gerçekleşen bir şey oluyor. Dünyanın dört bir yanında birbirinden bağımsız gelişmeler oluyor ve bunların sonucunda ortaya çıkacak yeni “dünya ekonomi düzeni” önümüzdeki birkaç 10 yılın geçerli sistemi olacak.

Fazla gizemli konuştum, farkındayım. Daha fazla uzatmadan ayrıntılara girelim.

Önce popüler konu Yunanistan’la başlayalım.

Yunanistan’da olup biteni biliyorsunuz. Yunan halkı AB’nin kemer sıkma isteklerinden bunaldı ve Başbakan Tsipras’ın önlerine getirdiği referandumda “Ohi” yani daha fazla kemer sıkmaya “Hayır” dedi. Yunan halkı referandum sonucunu her ne kadar “Biz Euro’da kalmak istiyoruz, sadece 5 yıldır tasarruf ve vergi artışlarına artık ‘Hayır’ diyoruz” diye açıklasa da, Brüksel’de bu sonuç farklı algılandı. Başta Almanya olmak üzere AB’de birçok ülke Yunanistan’ın referandumda “Hayır” diyerek aslında Euro’dan çıkış için -GREXİT- yeşil ışık yaktığını düşünüyor. Diğer yandan özellikle İspanya, İtalya gibi ülkelerde son dönemlerde yükselişe geçen sol tandanslı partilerde; Podemos, 5 Star gibi, Yunanistan’ın “Hayır” oyu AB’nin Brüksel üzerinden uyguladığı otoriteye karşı bir başkaldırı olarak ifade ediliyor.

İşte kartların yeniden dağıtılmaya başladığı ilk yer de burası. Yunanistan’ın akıbeti ne olursa olsun, bundan sonra “AB” aynı statüde kalamayacak. Tsipras referanduma gidecek kadar ipleri gererken, AB’nin 1 numaralı gücü olan Almanya’nın çözüm odaklı siyaset üretmemesi ve 2 numarası olan Fransa’nın son derece pasif kalmış olması, AB ve Euro Projesi için büyük bir çatlağın oluşmasına neden oldu. Bu noktadan sonra ne karar alınırsa alınsın, AB’de Brüksel çıkışlı Alman ve Fransız ortak sesi olan Birleşik Avrupa ideali mümkün değildir. Dolayısıyla AB’nin doğu sınırında Euro kullanımı için gün sayan Macaristan, Bulgaristan, Polonya gibi ülkeler için de, AB içinde olan ama Euro kullanmayı reddeden İngiltere için de ve hatta Güney Avrupa’da yer alan İtalya ve İspanya için de Avrupa Birliği fikri anlam değiştirmek zorunda kalacak.

Şimdi de Ortadoğu’ya gidelim ve İran’a bakalım.

30 Haziran’da bitmesi gereken ama 7 Temmuz’a kadar uzatılan P5+1 nükleer program toplantılarından henüz tam bir anlaşma çıkmadı. İran ve karşısındaki ülkelerin hâlâ uzlaşamadıkları konular var. Ancak kimse de masadan kalkmaya cesaret edemiyor. Bu yüzden tartışmalar 10 Temmuz’a uzatılmış durumda. Genel kanı buraya kadar getirilen müzakerelerin yarıda kalmayacağı ve anlaşma sağlanacağı noktasında. Ortadoğu’da AB’nin 2 önemli müttefiki olan İsrail ve S.Arabistan’ın destek vermediği görüşmeler, ABD Başkanı Obama’nın kişisel takibi ve hem Rusya’nın hem de Çin’in desteği ile bu noktaya kadar gelebilmiş vaziyette.

Kartların dağıtılacağı bir nokta da burası. Eğer İran bu anlaşmayı yapar ve dünya ekonomik ve ticaret sistemine yeniden katılırsa hem bölge için hem de özellikle dünya petrol piyasası için çok önemli bir noktaya gelecek. Dünyanın 2. büyük enerji rezervine ve 80 milyon nüfusa sahip İran’ın sisteme yeniden entegre olması sadece ekonomi alanında değil, Suriye, Filistin ve hatta IŞİD gibi birçok önemli konuda ciddi siyasi kararların alınmasına yol açacaktır.

Kartların yeniden dağıtılacağı Rusya, Çin gibi konu başlıklarımız da mevcut. Ancak onlar için yerimiz kalmadı. Bir sonraki yazıda da bu iki konuya değinelim.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar