Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "Petko dansı"yla meşhur Alman tenisçi Andrea Petkovic’in oyuna verilen yağmur arasında figür attırdığı eski videosu “işte sporun güzelliği” alkışlarıyla sosyal medyada dolaşırken patladı “çirkin” olay. Amerikan Açık’ta Serena Williams ile Naomi Osaka’nın karşılaştığı tek kadınlar finalinde. Yunan tragedyasına dönen maçın finalinde her iki kadın için de gözyaşı vardı. Müsebbibi de Portekizli sandalye hakemi Carlos Ramos…

        Kaybeden Serena ağladı; çünkü ortamı soğutacağı yerde kızıştıran erkek hakem marifetiyle cinsiyetçilik mağduru olduğunu düşünüyordu. Kariyeri boyunca zaten pek çok kez ırkçı hakaretlere maruz kalmıştı, şimdi de cinsiyet ayrımcılığına uğradığını söylüyor, “Kadın hakları için savaşmaya devam edeceğim” diyordu.

        Geçen yıl doğum yaparken ölümün eşiğinden dönmüştü, eski formuna kavuşup Avustralyalı Margaret Court’un tek kadınlarda 24 Grand Slam şampiyonluğu rekorunu yakalayacaktı. Doğal olarak gergindi. Şu da doğru; 36 yaşındaki Serena Williams vahşi cazibesiyle yırtıcı bir raket. Herkes çok sevilesi Djokoviç kadar cool ve oyunbaz, Şarapova gibi balerina seksapeline sahip olamaz.

        ZAFER Mİ ZEHİR Mİ?

        İlk Grand Slam şampiyonluğu ve Naomi Osaka'nın yüzünden okunan hüznü.

        Her şeye rağmen üstün bir oyunla maçı hakkıyla alan Naomi Osaka’nın gözyaşları da sevinçten değildi. Grand Slam kazanan Japonya doğumlu ilk tenisçi olarak tarihe geçerken, zaferi zehir edilmişti. Serena’ya davranışı nedeniyle hakeme öfkeli seyirci yuh çekerken aldı kupasını. “Biliyorum herkes Serena’yı destekliyor. Maçın böyle bitmesine üzüldüm” dedi; alın bandının siperini gözlerinin üzerine çekip akıttı içinde birikenleri. 20 yaşında tarihi başarıya ulaşan gencecik bir sporcu için çok acı bir deneyimdi. Ailesiyle 3 yaşındayken ABD’ye göç eden Osaka’nın idolüydü Serena Williams; onun gibi olma hayaliyle büyümüştü ve şimdi kortta ona karşı Japonya’yı temsil ediyordu. Naomi’yi teselli edip gözyaşlarını dindiren de Serena oldu; “Harika bir oyun çıkardı, kazanmayı hak etti” dedi.

        KİMSENİN TAKMADIĞI KURAL

        Şimdi dünya spor medyası enine boyuna ölçüp biçiyor, maçta kim haklı, kim haksızdı. Genel kanaat, hem Serena Williams hem de sandalye hakemi Carlos Ramos’un kabahatli olduğu şeklinde. Ancak kabahatler dizisi Ramos’un “işgüzarlık” olarak görülen ilk hareketiyle başlıyor ikinci sette. Naomi Osaka seti önde götürürken Ramos, Williams’ın tribündeki koçu Patrick Mouratoglou’dan taktik aldığı iddiasıyla uyarı veriyor. (Aslında Muratoğlu, çünkü mübadele sırasında İstanbul’dan Fransa’ya göçen Rum bir ailenin çocuğu).

        Serena şiddetle reddediyor taktik aldığını; “Ben asla hile yapmam, hile yapacağıma kaybederim” diyerek hakeme çıkışıyor. Sonra da sayı kaybedince raketini öfkeyle yere vurup kırıyor. Bu da ikinci kural ihlali oluyor ve hakem 15 sayı ceza veriyor.

        Serena Williams raketi kırdı, ikinci cezayı aldı hakemden.

        Hakeme yürüyen Serena Williams’ın ağzından olmayacak sözler dökülüyor: “Bana özür borçlusun. Hayatımda asla hile yapmadım. Kızıma örnek olacak bir anneyim ben. Hayatta kaldığın sürece bir daha benim oynadığım kortta olamayacaksın. Sen yalancısın. Özür dile benden… Sayımı da çaldın, aynı zamanda hırsızsın da…”

        Hakemden oyunu bitiren üçüncü ceza geliyor; seti 5-3 önde götüren Osaka bir oyun daha alıp, Williams’ı 6-2 ve 6-4’lük setlerle yenerek 3.8 milyon dolarlık para ödülünün de sahibi oluyor. Serena Williams’a da üç kural ihlali nedeniyle 17 bin dolar para cezası kesiliyor.

        Maç sonrası koç Mouratoglou, taktik verdiğini kabul etse de, kurallara aykırı olmakla birlikte bütün maçlarda yaşandığını ve hakemlerin görmezden geldiğini söylüyor. Serena Williams ise taktiği görmediğini iddia ediyor. Chris Evert ve diğer tenis yorumcuları da uygulanmayan bir kural olduğunu söyleyip, Portekizli hakemin ısrarını garipsediklerini belirtiyorlar.

        TAHTTA ÇİFTE STANDART

        Bu tartışma bir yana hakemin cinsiyetçi tutumuna yönelik eleştiriler bir yana. Sosyal medyada hakeme cinsiyet ayrımcılığından ötürü tepki yağarken, tenis efsanesi ve insan hakları savunucusu Billie Jean King de Serena’nın yerden göğe haklı olduğunu söylüyor; “Kadınlar duygusal davranınca ‘histerik’, erkekler aynı şeyi yapınca ‘sözünü sakınmaz’ olur. Bu çifte standardı ortaya koyduğun için teşekkürler Serena” diye tweet atıyordu.

        CNN yorumcusu da hakemlerle kapışan erkek tenisçileri sayıyordu bir bir; McEnroe, Nastase, Agassi… Hiçbiri de ceza almamıştı.

        Washington Post’un kadın spor yazarı Sally Jenkins, erkek hakemin güç gösterisiyle iki kadından da rol çaldığını şöyle dile getiriyordu: “Sırf bir kadının kendisine diklenmesine tahammül edemediği için küçücük bir meseleden tenis tarihinin en çirkin en acıklı sahnelerinden birine yol açtı. Görevini kötüye kullandı. İyi bir hakem tansiyon yükseldiği zaman ortamı yatıştırır. Ramos ise tam tersine kadınlar finalinin başrol oyuncusu yaptı kendini. Neden? Kadının ses tonu yüzünden! Erkek oyuncular küfreder, ciğerleri yırtılırcasına bağırır, raketleri kırar parçalar, asla ve asla Williams gibi cezalandırılmazlar. Williams raketi kırdığı an tartışma bitmeliydi. Ancak o andan itibaren, oturduğu tepe noktadan kadınlara hükmederek olayı tırmandıran kişi oldu Ramos. İki kadının da finalini geri gelmeyecek şekilde çaldı. Williams ‘hırsız’ demekte haklı.”

        Görüntü gerçekten böyleydi, Ramos’un taht oyunuydu. Aynı Ramos, geçen yıl Fransa Açık’ta serviste oyalandığı için ceza verince Rafael Nadal, “Bir daha benim maçımı zor yönetirsin” diye tehdit savurmuş, Ramos susmayı yeğlemişti. Erkekler kendi aralarında anlaşmıştı yine.

        O halde görmeyenler için Petko dans!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar