Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Arjantinli Papa'ya söverek Arjantin'de seçim kazanmak!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Adamın lakabı “Peruka”, dağınık kalsın diye saçını hiç taramadığını söylüyor ama sanki mizanpli yapıyor, spreyli. Javier Milei’nin saç modeli eskilerden, Elvis Presley ile George Best tarzı arasında gidip geliyor, fakat daha kabarık. Hareketler teatral, fikirler uçuk kaçık, belagat bodoslama, kariyeri daldan dala konan cinsten ve bugün Arjantin’de ilk turu yapılacak seçimlerin en kuvvetli nihai başkan adayı Milei.

        Amerikan medyasına bakarsanız Arjantin’den yeni bir Trump yükseliyor; sağ popülist retoriği, iklim krizini inkarı, seçkinlere, müesses nizama ve bilime alerjisi bakımından Trump’ı andırmıyor değil ama daha eksantrik. Geçmişinde ikinci sınıf rock band müzisyenliği, ikinci lig takımında kalecilik ve tantrik seks koçluğu da var ama aslen ekonomist, liberter ekonomist olarak ateşli TV tartışmalarında ün yaptı, iki yıl önce de Kongre’nin alt kanadına seçildi.

        Üç haneli enflasyon oranı, eksiye geçen döviz rezervleri ve dibe vurmuş para birimiyle ne olacak bu Arjantin’in hali diyenler için Milei’nin ekonomi programı pek parlak değil. Kamu harcamaları ve savurganlığın kökünü nasıl kazıyacağını göstermek için miting meydanlarına motorlu testereyle çıkıyor. Budayacağı harcamalar arasında eğitim ve sağlık var.

        Tarihinin en derin ekonomik krizini yaşayan Arjantin’de yıllık enflasyon yüzde 138, satın alma gücündeki dramatik düşüş nedeniyle halkın yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Başkan adaylarının belirlendiği ağustostaki ön seçimlerden bu yana Arjantin Pesosu yüzde 44 değer kaybetti. Seçilecek yeni lider ekonomiyi diriltmeye çalışırken, IMF’den alınan 44 milyar dolarlık kredinin koşul ve hedefleri doğrultusunda ilerlemek zorunda.

        Milei’nin ekonomiyle en yakın ilişkisi, Milton Friedman ve Murray Rothbard gibi iktisatçıların adını verdiği beş İngiliz mastiff köpeği. Onlarla birlikte yaşıyor, bekar ve seçildiği takdirde kız kardeşi Karina’nın first lady olacağını söylüyor, hep yanında. Başkan yardımcısı adayı Victoria Villarruel de sağ yanında.

        Seçildiği takdirde yapacağı daha aykırı işler de var Milei’nin; para biriminin dolarizasyonu, Merkez Bankası’nın lağvedilip kamu rolünün en aza indirilmesi. Ayrıca organ ticaretini piyasa gereği serbest bırakacak, silah satışını kolaylaştıracak, “Post-Marksist ajandanın aileyi imha aracı olduğu gerekçesiyle” okullardaki cinsel eğitim dersini kaldıracak, 2020’de yasallaşan kürtajı tamamen yasaklayacak.

        Seçim yarışı iddialı üç aday arasında. Ağustostaki ön seçimlerden yüzde 30 oy oranıyla birinci çıkarak sürpriz yapan Özgürlükçü Gelişim adayı Milei’nin yanı sıra, iktidardaki Peronist koalisyonun adayı Ekonomi Bakanı Sergio Massa ve merkez sağdaki Değişim için Birlik ittifakının adayı eski Güvenlik Bakanı Patricia Bullrich burun farkıyla yarışıyor. Üçünden biri, ikinci dönem aday olmayan Devlet Başkanı Alberto Fernandez’in yerini alacak. İlk turu kazanmak için oyların yüzde 45’i gerekiyor veya ikinci sıradaki adaya 10 puan fark atmak kaydıyla yüzde 40 da yeterli.

        Tarihi seçimde oy kullanacak 35.4 milyon Arjantinliye gelince; son haberlere göre seçmen derin bir yarılma içinde. Bazı seçmenlerin ancak sandık başında karar vereceği söyleniyor. Sokağı ve medyayı ateşleyerek özellikle yokluklardan bunalan öfkeli genç seçmeni çeken Milei pole pozisyonunda, ancak bıçak sırtı tablo nedeniyle seçimin 19 Kasım’daki ikinci tura kalacağı tahmin ediliyor. Merkez sağdaki Bullrich’ten aşırı sağdaki Milei’ye oy geçişinden ötürü, ikinci turdaki rakibi muhtemelen hakim siyasi gücü temsil eden Massa olacak.

        Bugün ayrıca Kongre’nin alt ve üst kanatları için kısmi yenileme seçimleri de yapılacak.

        KİLİSELERDEKİ RADİKAL DÖNÜŞÜMÜN RESMİ

        Son sekiz yıldır büyük bir ekonomik kaosun içinden geçen Arjantin’de değişim özlemi nedeniyle Javier Milei gibi bir figürün yükselişi çok da şaşırtıcı değil. Esas şaşırtıcı olan Milei’nin durmadan Papa’ya sövdüğü halde Katolik Kilisesi’nin Latin Amerika’daki kalelerinden birinde bu kadar rağbet görüyor olması. Hem de Papa Francis’in anavatanında.

        Milei Papa’ya karşı en zehir zemberek çıkışı, Fox News’tan kovulan “Trumpist” sunucu Tucker Carlson’ın X’deki programında yaptı. Öyle bir çıkıştı ki, 400 milyon kez izlendi. Milei’nin deyişiyle “Papa, Castro ve Maduro gibi kana susamış diktatörlere büyük sempati besleyen bir komünistti. Siyasi manevralar çeviren Papa’nın azılı solcu katillere karşı yakınlığı vardı. Venezüela diktatörünün suçlarını hoşgörüyle karşılıyor, yumuşak davranıyordu."

        Milei’nin sözleri Arjantin’de olduğu kadar Katolik aleminde de büyük yankı yaptı, hani neredeyse dine küfrediyordu. Ancak ülkesindeki muhafazakar kampın öfkesini çekmek şöyle dursun, taraftar bile topladı. Çünkü Arjantin’deki Katolik fikir önderleri de, göçmen sorununa tek taraflı bakış açısıyla eleştirdikleri Papa Francis’le araya mesafe koymaya başlamıştı; onlara göre Papa, Batı’nın göç krizine yaklaşımını eleştirmekle yetiniyor, fakat Küba ve Venezüela’daki sosyalist rejimlerden kaçarken Karayip’te veya Güney Amerika cangıllarının nehirlerinde boğulan göçmenlerin trajedisini görmezden geliyordu.

        Şimdi analizler şu yönde: Eğer Papa’nın memleketindeki seçimi Milei kazanırsa, Katolik Kilisesi’nin nüfuzunda yeni bir gedik daha açılacak. Çünkü Avrupa’daki kiliseler giderek boşalırken, Latin Amerika’da da Evanjelik kiliselerin giderek güçlendiği gözleniyor. Brezilya’da yapılan araştırmalara göre 2030’da Evanjelik kiliselerin cemaati Katolik kiliseleri geçecek.

        Milei de kampanya boyunca Evanjeliklere yakınlık emareleri gösterdi. Carlson’ın yayını kadar küresel etki yapmadı ama Milei diğer röportajlarla TV konuşmalarında Papa’ya ağzına geleni söyledi. Papa, şeytanın yeryüzündeki temsilcisiydi ve tanrının evindeki tahtı işgal etmişti, bütün felaketlerine rağmen komünizmi destekliyor, yoksulluk ve sefaleti buyur ediyordu. Oysa Milei’nin temsil ettiği liberalizm, ticaret ve ekonomiyi teşvik ediyordu. Papa, fiyat sisteminin işlemesi bakımından kaçınılmaz olan özel mülkiyete de karşı çıkıyordu, oysa özel mülkiyetin sorgulanması ülkenin yoksulluğa sürüklenmesi demekti.

        Bu saldırılar üzerine, başta Buenos Aires’li ünlü Padre Pepe olmak üzere yoksul mahallelerin papazları, Papa’nın onuruna dayanışla ayini düzenlediler.

        BİLİMİ KAPATIP EKONOMİYİ AÇACAK!

        Javier Milei’nin seçileceğini düşünenlere göre Latin Amerika’ya yine demokrasiye tehdit yeni bir Bolsonaro geliyor. Nitekim Brezilya’da seçimi kaybeden Bolsonaro, Milei’ye seçimde başarı dileklerini yolluyor.

        Akademiye göre bilime de tehdit Milei. Aynı Trump gibi iklim krizinin “sosyalist palavra” olduğu görüşünde; “Şimdiki gibi aşırı sıcaklar daha önce de oldu, iklimin döngüsel davranışı” diyor. Çevreci kaygıları gereksiz buluyor, sanayinin nehirleri uygun şekilde kirletme hakkına sahip olduğunu söylüyor.

        Kamu harcamalarını kısmak için ülkenin ana bilim ajansı Ulusal Bilim ve Teknik Araştırmalar Konseyi (CONICET) ile sağlık ve çevre bakanlıklarını kapatmayı vaat ediyor. CONICET, 400 milyon dolarlık yıllık bütçesiyle ülke çapındaki 300 kurumda 12 bin kadar araştırmacıya fon sağlıyor. Milei’ye göre bu kurumların kapatılması, bütçe krizinin giderilmesine yardımcı olacak. Bilimsel araştırmaların kamu yerine özel sektör tarafından da yürütülebileceğini öne sürüyor. Milei’nin programında devlet okulları ve hastaneler de topun ağzında.

        Bu seçim vaatleri üzerine Buenos Aires’teki Ulusal Doğa Bilimleri Akademisi bir bildiri yayınlayarak “Devlet bilime yatırım yapmazsa, geleceğimiz de olmaz” diyor. En gelişmiş ülkelerde bilimsel araştırmanın güçlü devlet desteği aldığı hatırlatılıyor. Nature dergisine konuşan fizikçi Jorge Aliaga’nın dediği gibi, “Bilim, toplumumuz için sanatsal bir hobi değil, yoksulluktan kurtuluşa ve nihayetinde ülkeyi kalkındırmaya giden yoldur. Devletin önceliği olmalıdır. Aksi takdirde araştırmacılar yurt dışında iş aramaya başlar. Bilim insanlarını kaybetmek ülke için önemli sorundur.”