Tebrikler şampiyonum
Şampiyonluk dünyada yaşanabilecek en güzel duygulardan bir tanesi. Tarif etmeye kalksak, edemeyiz. Bunun ne demek olduğunu ancak yaşayanlar bilir. Bir sezon boyunca emek veren; terini, ruhunu, aklını ortaya koyanlar anlayabilir. Büyük özveri ve irade ister.
Beşiktaş, Osmanlı karşısına çıkarken bütün sezon boyunca yaptıklarıyla zaten maç öncesinde de şampiyondu. Bu maç yalnızca bütün sezon boyunca ortaya konan büyük emeğin sonlandırılacağı bir an oldu. Hak edilinenin kazanılacağı bu başarı karşısında, olması gereken takdirin ve alkışın alınacağı bir mücadele zamanıydı.
Beşiktaş, Şenol Hoca’nın liderliğinde sezonun tamamını şampiyon bir takım gibi oynadı. Hep kazanmak isteyen bir takım olarak sahada yer aldı. Her maçı kontrolünde tuttu. Tüm müsabakalarda en çok pozisyonu Beşiktaş üretti. En verimli oynayan, en çok gol atan takım da Beşiktaş oldu. Futbol İzleyenlerin, seyretmekten en çok keyif aldığı takım da Beşiktaş’tı.
Sezonun zorlu yollarında bazen Sosa liderlik yaptı; bazen yakalanan skoru koruyabilmek adına Tolga ayakta kaldı. Bazen Oğuzhan takımın maestrosu ve yöneteni oldu, skorları değiştirdi. Bazen takımın geri dörtlüsü Ersan’ıyla, Rhodolfo’suyla, Marcelo’suyla, Necip’iyle, Beck’iyle, İsmail’iyle dimdik ayakta kalan savunma duvarı oldular. Bazen Quaresma kilitlenen maçların anahtarı oldu. Yaptığı ortalarıyla, asistleriyle ve golleriyle maçları çözdü. Bu arada yaptıklarıyla Beşiktaş taraftarının kalbindeki Quaresma sevgisini yeniden ısıttı. Gomez, sezonun, şampiyonluğun ve Beşiktaş tarihinin de altına imzasını attı. Şampiyonlukta her zaman son sözü söyleyen isim oldu. Bazen Töre, bazen Kerim, bazen Cenk, bazen Olcay... Hiçbirinin emek olarak, başarı olarak birbirinden bir farkı yok. Özverileriyle, karakterleriyle, futbolculuklarıyla ve yetenekleriyle Beşiktaş formasını hak eden oyuncular oldular. Hem sevgiyi hem saygıyı hak ettiler.
Büyük başarılar, şampiyonluklar tesadüfen ortaya çıkmaz. Bu süreç büyük bir serüvendir. İçinde kan da vardır, gözyaşı da vardır, ter de vardır, çim kokusu da vardır. Ama her şeyin ötesinde bu başarıyı isteyen çelik gibi bir irade vardır. Bu irade mutlaktır. Beşiktaş takım olarak hep bu iradenin peşinde oldu. Ona inanan taraftarıyla şehir şehir gezip bugünü inşa etti. Attığı her adım, geriye düştüğü maçlardaki ortaya koyduğu yenilmezlik iradesi ve kazanma azmi hep bugünler içindi. O gün taraftarıyla, yönetimiyle, futbolcusuyla, teknik adamıyla, masörüyle, doktoruyla, malzemecisiyle tek vücut halinde ortaya koyduğu kararlılık dün akşam hak edilen bir başarıyla taçlandırıldı. O sene bu sene felsefesi sezonun her anında ortaya kondu.
Bunu çok özlemiştik. 7 yıl uzun bir zaman. Her yıl şampiyonluklar içerisinde yaşamış bir camianın uzun bir sabır süreciydi ama karşılığı hepsine değdi. Beşiktaş bir kez daha, her zaman olduğu gibi olması gerektiği yere bir kez daha adını yazdırdı.
Tebrikler şampiyonum.