Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son 3 maçta 16 gol yemiş, büyük bir çöküş yaşayan Bursaspor için doğal olarak en büyük motivasyon kaynağı Beşiktaş maşıydı. Kriz dönemlerinin, bunalımların en büyük ilacı; rekabet yaşadığınız veya puan aldığınızda her şeyi geride bırakabileceğiniz maçlardır. Beşiktaş karşılaşması Bursaspor için bu açıdan çok önemliydi. Kaybedilmeden bitirilecek bir maç, bütün sezon içerisinde yaşanan olumsuzlukları geride bırakabilecek bir fırsattı. Doğal olarak Bursa maçı bu motivasyonda oynadı. İlk yarıda özellikle orta alanda Bilal’in liderliğinde Beşiktaş’ın pas ayakları Oğuzhan ve Tolgay’ı kontrol altında tutmayı başardı.

        Fakat savunma oynamak, özellikle Beşiktaş’a karşı bunu 90 dakika oynayabilmek kolay değil. Mümkün de değil. Topa yeterli derecede sahip olmadan sürekli topun arkasından koşarak Beşiktaş’a karşı bunu başaramazsın. Oynamanız gerekir. Oynamaya çalıştığınızda da bu sefer arkanızda alanlar bırakmak durumunda karlısınız. Oynamaya çalışırken kaptırdığınız toplar da kalenize pozisyon olark döner.

        Bursaspor kendi felsefesini eldeki oyuncularıyla oyunun bir bölümünde uygulamaya çalıştı. Eksikleri ve oyun içerisindeki sakatlıkları buna ancak belli bir noktaya kadar müsaade etti. İkinci yarının başıyla beraber Beşiktaş kontrol safhasını bırakıp oynayan takım noktasına geçti. Oyunla beraber gelen tempo, doğal olarak pozisyonları da getirdi. Oğuzhan’ı, Tolgay’ı Aboubakar’ı daha çok gol bölgesinde ve pozisyonlarda görmeye başladık. Quaresma’nın ve Babel’in kanatlarda da oyunu zorlamasıyla Beşiktaş oyunu Bursa ceza sahasına yıktı. Ablukaya aldığı Bursaspor kalesini santrforları Aboubakar ve Cenk’in işbirliğiyle de düşürdü. Gol öncesi Şenol Hoca’nın Cenk’i oyuna alıp çift santrfora dönmesi doğru bir karardı. Yorulan ve pozisyon vermeye başlayan Bursa savunmasını bu ikili ciddi şekilde bozarken, Beşiktaş’ın ihtiyacı olan golü de yaptılar.

        Bu maçın aslında hikayesi Beşiktaş’ın ilk golü bulup öne geçmesine kadardı. Zorlanan, hırpalanan, fizik gücü çok yeterli olmayan ve büyük bir kriz yaşayan Bursa için golden sonra oyuna tutunmanın çok kolay olmadığını onlar da Beşiktaş da biliyordu. Golden sonra Beşiktaş’ın doğal olarak yaptığı bir savunma duruşu var. Hepimiz iyi biliyoruz ki böyle zorlu bir süreç olmasa, Beşiktaş bu maçta ilk golden sonra bu potansiyeliyle ikinci golü son saniyeye bırakmazdı.

        Psikolojisiyle, zor şartlarıyla, zor rakibiyle, zor taraftarıyla zor bir maçı Beşiktaş, bitirmesi gerektiği gibi bitirdi. Tecrübesini de kalitesini de bu yarıştaki kendine olan özgüvenini de bir kez daha tekrar etti. Şimdi psikolojik üstünlük tekrar Beşiktaş’ın elinde.

        FABRİ

        Oyunun ikinci yarısında Stancu ve Kubilay’ın ayağından Bursaspor’un iki tane önemli pozisyonu var. Burada Fabri’nin ayakta kalması ve kurtarışı Beşiktaş’ı oyunda tuttu.

        QUARESMA

        Quaresma, Beşiktaş için çok önemli bir futbolcu. Yeteneğine ve katkısına söylenecek bir şey yok. Ama böyle bir hayati maçta yapmış olduğu sorumsuzlukları da anlamak mümkün değil.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar