Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ülkenin Güneydoğu, Doğu ve Akdeniz bölgelerinde 10 ilde etkili olan iki depremin arka arkaya gelmesi, Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu’na göre üç fay hattının kırılması, depremin şiddetinin 7.7 ve 7.6 ile yüksek olması, yeryüzüne sadece 7 km yakınlıkta bulunması felaketin boyutunu çok artırdı.

        ➔Depremin yayıldığı alan bazı ülkelerden daha büyük. 350 km uzunluk, 250 km genişlikte bir alanı etkilemesi arama kurtarma faaliyetlerini etkiledi.

        ➔İlk haftasını dolduran depremde can kaybı 30 bini buldu. Göçük altında kaç kişinin kaldığını ve toplamda ölü sayısının kaça yükseleceğini bilmiyoruz.

        ➔Öyle anlaşılıyor ki, 33 bin ölümlü Erzincan depremindeki sayısının geçilmesi mümkündür. Bu haliyle de Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi ile karşı karşıyayız demektir.

        ÇEYREK ASIRDA BİR ARPA BOYU YOL ALAMADIK

        ➔Bir haftalık bilanço bize gösteriyor ki, 24 yıl önce büyük Marmara depremini yaşamamıza rağmen aradan geçen çeyrek asırda depreme hazırlık ve deprem anında yapılacak arama kurtarma konusunda herhangi bir ilerlemeye sağlayamadık.

        ➔Deprem kuşağı üzerinde yaşadığımızı biliyorduk. Sık sık depremler meydana geldiği ve yine yüksek kayıplar verdiğimiz acı tecrübelerle sabit.

        ➔Üstelik Marmara’da İstanbul merkezli ve 7.5 şiddetinde bir deprem de bekleniyor zaten.

        REKLAM

        ➔Deprem coğrafyasında bulunmamıza rağmen şehirleri fay hatlarının üzerine kurduk. Üstelik binaları ve altyapı yatırımlarını depreme dirençli yapmadık.

        Vatandaşa örnek olması gereken ve binaları denetleyip cezalandıracak olan devlet de güvenli binalar yapmadı ki, hastaneler yıkıldı, otoyollar hazar gördü. Şimdi böyle bir devlet nasıl hesap soracak göreceğiz.

        ➔Sonuçta toplum ve devlet olarak bir kez daha büyük depreme hazır olmadığımız görüldü. Çeyrek asırda bir adım yol alamamışız.

        DEPREM OKUR YAZARLIĞIMIZ YOK

        ➔Toplum olarak, devlet müdahalesi gelinceye kadar kendi kendimize ilk yardımı yapmada yetersiz kaldık.

        Çünkü, deprem ve arama kurtarma konularında yeterince okur yazarlığımız yok. Risklerden korunmak için sadece okur yazar ve finansal okuryazar olmak yetmiyor. Arama kurtarmada ve deprem ya da afetler konusunda da okur yazar olmalıyız. Bu işin eğitimini okullarda, askeriyede almadık. Sık sık tatbikatını yapmadık.

        ➔Bu nedenledir ki son depremde de her şey devletten beklendi. Depremin ilk saatlerinden itibaren depremzede nerede bu devlet diye sordu.

        ➔İlk saatlerde müdahale zordu ama sonraki saatler için depremzede bu sorgulamasında haklıydı. Devlet bölgede etkili biçimde ancak iki gün sonra görülebildi.

        Köklü devlet geleneğimiz var ama en ölümcül ve maddi hasarı en yüksek depremlere erken ve etkili müdahale yapamıyoruz. Organize olmakta zorlanıyoruz.

        BİR BÜYÜK SAVAŞ GİBİ

        ➔Şiddeti yüksek, arka arkaya ikili deprem, yanlış yapılanma, deprem okur yazarlığının düşük olması, organize müdahalede geç kalan devletle birleşince ortaya facia çıkıyor.

        ➔Bu nedenle depremde büyük kayıplar verdik. En büyük kayıp insan varlığında elbette. 30 bin can kaybı, bunun üç dört katı yaralı, sanki bir büyük savaş yapmış durumdayız.

        REKLAM

        ➔Olan oldu, bundan sonrasına bakalım diyemeyiz. Bugüne nasıl geldiğimizi iyi anlayamazsak soruna doğru teşhis koymamış, çözümleri de doğru yapmamış oluruz.

        En önemli sorumluluk devlettedir, en önemli sorun da devlettedir. Öncelikle devletin bir deprem politikası yoktur, stratejisi olmalıdır ama yoktur. Bu nedenle sürekli deprem olduktan sonra afeti yönetmekle ve enkaz kaldırmakla uğraşıyoruz.

        ➔AFAD var ama yeterli ve güçlü değildir. Ülkenin geneline yayılmamış, sayıca yetersiz ve mali gücü de çok az. Devlet yapısı içinde küçük çaplı bir kurum ve yetkisi az.

        DEPREM BAKANLIĞININ ZAMANIDIR

        ➔Öncelikle devletin deprem politikası olmalı ve bugünkünden çok farklı olmalı.

        ➔Ana eksikliğimiz deprem gibi coğrafyamızdan kaynaklanan büyük bir sorunun devlet içinde yeterince karşılık bulmaması ve güçlü bir kurumu olmamasıdır. Sorun büyük ama soruna yanıt verecek büyüklükte kurumu yoktur.

        ➔Devlet yönetimi içinde temsili yüksek, mali olanakları fazla bir kuruma, ana uğraşı sadece deprem ve afetler olan bir yapı oluşturmalıyız.

        ➔Bunu sağlayacak ve işin beyni olacak şekilde ayrı bir deprem bakanlığı kurulmalıdır. Bu bakanlık da herkesin diş geçirebileceği bir yer değil, doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı, deprem konularında geniş yetkilere sahip ve son sözü söyleyen merkez olmalıdır.

        ➔Böyle bir bakanlık son yıllarda küresel ısınmanın etkisinden dolayı hızla artan orman yangınları, sel, heyelan gibi diğer afetlere etkili müdahale için de gereklidir.

        ASKERDE VE OKULLARDA DEPREM EĞİTİMİ

        ➔Bakanlık yanında ama bakanlığın koordinasyonunda çalışacak, depremlere anında müdahale edecek 24 saat, 7 gün ve 52 hafta her an hazır ve tetikte bekleyecek ekibe de ihtiyaç vardır.

        REKLAM

        ➔Bu ekibin donanımı eksizsiz, hemen organize olabilen ve bunun için sık sık tatbikatlar yapan, arama kurtarmada ne yapacağını bilen kişilerden oluşması gereklidir.

        ➔Deprem konusunda ve arama-kurtarmada niyetimiz iyi, gayretimiz yüksek ama maalesef okur yazarlığımız düşük. Bu açığı ancak eğitimle kapatabiliriz. Eğitim iki kanaldan yapılmalı.

        ➔Biri ilkokul, ortaokul ve liselerde deprem artık zorunlu bir ders olarak okutulmalı. Bu kadar hayati bir konunun okullarda okutulmaması büyük bir hata ve eksikliktir.

        ➔Deprem eğitiminin ikinci ayağı askerlik üzerinden yürümelidir. Askerlikte hem eğitim alacak yeterli zaman var hem de toplumun yarısını oluşturan erkekler eğitilmiş olacak.

        ➔Beklenen büyük Marmara depremini dikkate alırsak beka meselesi haline gelmiş bir konuda eğitim için askerlik süresinin bir kısmının kullanılması iyi bir fırsattır.

        Ordu depremlere erken ve organize müdahalede en çok yararı olacak kurumdur. Sayıca asker çoktur, tüm Türkiye sathına yayılmıştır ve 24 saat nöbettedir. Genç ve fizik olarak güçlüdür.

        DEPREM VE AFETTE TÜRKİYE MODELİ

        ➔Her büyük depremde 10 binlerce insanın ölmesi ve 10 milyarlarca dolar ekonomik kayıp meydana gelmesi, telafisi mümkün olmayan tarihi ve kültürel varlıkların kaybı büyük bir güvenlik sorunudur. Böyle bir işin içinde askerin olması oda doğaldır.

        Askerin kurulacak deprem bakanlığı yoluyla sadece deprem bölgesinde ve sınırlı bir sürede sivil otoritenin altında çalışması ortaya yeni bir sistem çıkartabilir. Depremlere ve afetlere hızlı, organize ve eğitimli bir şekilde müdahale edilmesinde etkili sonuçlar aldıkça uluslararası alanda bir Türkiye modeli oluşturabilir.

        ➔Tezkere sonrası sivil hayatta da askerde alınan arama kurtarma eğitimin revize edilmesi pekala mümkündür. Beş yılda bir hafta kampa girmek göçük altında kalmaktan daha iyidir.

        ➔Yine gelişmiş medya olanakları ve dijital ortam için pek çok ama kısa ve net videolar hazırlanabilir. Bu da eğitimin önemli bir parçası olabilir.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar