Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Borsa hakkında diyebilirim ki son zamanlarda en anlamlı, yatırımcılar için en yararlı olabilecek veriyi Zeynep Aktaş dün Twitter’dan yayımladı. Borsa şirketlerinin son 10 yıllık karlarını hem TL bazında hem dolar bazında bir araya getirdi ve artış oranlarına yer verdi.

        ➔ Bu tablodaki verilere dönüp dönüp yeniden bakmalı, üzerinde düşünmeli, iyice hazmetmeli. Bugün borsanın geldiği 2.42 dolarlık düzeyi hak ediyor mu etmiyor mu? Yoksa bu karlar karşısında borsa şirketleri çok daha yüksek değerlerde mi olmalı?

        ➔Benim kanaatim çok daha yukarılarda olması gerektiği şeklindedir. Bunu da borsanın yüzde 3.5 düştüğü günün akşamında yazdığımın farkındayım. Günlük ve kısa vadeli eğilimler değil daha çok orta vadeli eğilimden bahsediyorum.

        ➔Nitekim 8 Kasım’da borsa endeksinin gözünü tarihsel rekoru olan 5.10 dolar ve üstüne çevirdiğini yazmıştım. Borsa da dolar gibi, gördüğü tepe noktayı asla unutmaz. Bu kar tablosunu ve dolar bazında dahi yüksek karları görünce inancım daha arttı.

        NEGATİF FAİZ DOPİNGİ

        ➔Öncelikle belirteyim ki bugün borsanın son bir yılda yüzde 177 artması, yılbaşından bu yana yüzde 151 yükselmesi, dolar bazında dünyada bir ay üstü bütün vadelerde ilk sırada yer almasının en önemli nedeni Türkiye’de ve dünyada görülmemiş düzeyde derin negatif Türk Lirası faizleridir. Son veriler yüzde 85.5 enflasyona karşı yüzde 10.5 TCMB politika faizini ve -%75 negatif faizi gösteriyor.

        REKLAM

        ➔Tamamen siyasi nedenle bu düzeylere bütün dengeleri zorlayarak indirilen faiz oranlarının negatifliğini en azından yarım asırdır bizim gibi bir ekonomide görmedim. Hatta Türkiye’deki 1970’li yılların negatif faizini de geride bıraktık.

        ➔O dönemde insanımız yüksek enflasyon karşılaşınca ve faizler enflasyona göre uyarlanmayınca TL’den kaçmış, altın ve gayrimenkule yönelmişti.

        ➔Alternatif arayışı o kadar yüksekti ki, döviz taşımanın ve hesap açtırmanın yasak olduğu bu dönemde Türk insanı cebinde, kasasında, yastık altında döviz tutmaya başlamıştı.

        ➔Sonuçta 1983 sonunda 32 Sayılı kararlı döviz taşıma ve bankalarda hesap açma serbest bırakıldı. Bugün gelinen aşamada dolarizasyon oranı yüzde 70’lerde ve ekonominin önemli sorunlarından biri.

        ➔Şimdi 1970’lerden daha derin bir negatif faiz var. Üstelik sermaye hareketleri de serbest.

        KONUT FİYAT ARTIŞINDA DÜNYA LİDERLİĞİ

        ➔Bu koşullarda paranın gittiği en önemli adres yine gayrimenkul oldu. Konut dışı gayrimenkul satışları tüm zamanların rekorunu kırıyor. Ancak bu alanda fiyat ölçümü yok. Fiyatların ne kadar arttığını bilmiyoruz.

        ➔Konut satışları ise rekor fiyat artışlarının ardından hız kesti. Hala 1.5 milyonun üzerinde ama düşüyor.

        ➔Fiyatlar ise hız kesmedi. Son açıklanan veri aylık yüzde 4’tü. Eylül itibariyle konut fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 190 Cumhuriyet tarihinin rekorunda. TÜFE’nin iki katından fazla, ÜFE’yi de geçti.

        Türkiye konut fiyatlarındaki rekor artış ile pandemi sonrası dünyada açık ara lider konumunda. En çok değer artışı Türkiye’de ve en çok konut fiyat artışının olduğu ille Türkiye’den. Yüksek enflasyonun ve negatif faizin bir sonucu.

        ➔Geçmişten farklı olarak yüksek konut fiyatları ve yüksek kiralara yol açarak ilk kez kentlerde barınma sorununa yol açmış durumda.

        REKLAM

        ➔Ve rekor düzeydeki negatif faizler parayı kripto varlıklara, yurtdışı finansal araçlara gitmeye zorluyor. Kripto yatırımcılığında dünya dördüncüsü durumuna gelmemizin en önemli nedenlerinden biri negatif faizler. Üstelik kriptodan iyi bir kazanç da elde edemiyoruz.

        ➔Altına bu kez sınırlı gidiş var. Çünkü Fed’in faiz artırımına denk gelmesinden dolayı altının dünyada prim yapamayacağı öngörüldüğün sınırlı ilgi gördü.

        TAMAMEN YERLİ GÜCÜYLE ÇIKIŞ

        ➔Yine geçmişten farklı olarak borsa da yerli tasarruf sahiplerinin güvenmediği ama zorlayarak olsa geldikleri, para koydukları yer haline geldi.

        ➔Bu nedenledir ki yurtiçi yerleşiklerin borsadaki payı ilk kez yüzde 70’in üzerine çıktı. Yabancı payı da 1994 sonrasında ilk kez yüzde 30’un altını gördü.1989’da yabancıların menkul kıymetlere yatırımı serbest bırakıldığında yabancıların borsa payı sıfırdan başlamıştı.

        ➔Dolayısıyla Türkiye borsasında ilk kez bir büyük yükselişi borsa yabancı yatırımcı olmadan, hatta onların çekilmesine karşı, tamamen yerli yatırımcıların net alımlarıyla gerçekleştiriyor.

        ➔Bu nedenle olsa gerek küçük hisse senetleri ve halka yeni arz edilmiş hisse senetleri büyük rağbet görüyor. En çok halka arzlar kazandırıyor. Ama kimse de Borsanın Halka Endeksi’ne dayalı bir fon çıkartamıyor. İşin tuhaflığı burada.

        ➔Aslında bu ifade eksik. Borsanın 1987 yılındaki ilk patlaması da yabancı yatırımcı olmadan gerçekleşmişti. Dolayısıyla ifadeyi ilk ve son kez diye düzeltelim.

        ➔Aradaki 1990, 1993, 1997, 1999, 2007 ve 2013 büyük yükselişlerinin tümünde yabancı yatırımlar daha etkindi. Böylece sonuncusunun tamamlanması şartıyla borsanın 36 yılında 8 büyük yükselişin gerçekleştiğini not düşelim. Her 5.5 yıla bir büyük yükseliş demek.

        ŞİRKETLERDEN TARİHİ KARLAR

        REKLAM

        ➔Gelelim şirket karlarının borsa yükselişindeki etkisine. Bu durumun bir ölçüde fiyatlandığını ama hak ettiği ölçüde fiyatlanmadığını tahmin ediyorum.

        ➔Zeynep Aktaş’ın hazırladığı tabloya bakınca şirketlerin karları dolar bazında 2013 yılının bile üstünde. 2013 her bakımdan Türkiye ekonomisinin pik noktası ve altın yılı.

        ➔Üstelik aradaki yüksek devalüasyona rağmen. Halbuki 2013 yılında borsanın tepe noktası 5.10 dolar, yıllık ortalaması 4.10 dolardı.

        ➔Borsa endeksi dün 2.42 dolar düzeyindeydi. Önceki gün 2.57 dolardı. Tam olarak rekor düzeyinin yarısına geldik diyebiliriz. Dolar bazlı endeksin 10 aylık ortalama ise 1.60 dolar ile 10 yıl önce 2013’te ise 4.10 dolarlık endeksin yarısında bile değil.

        Şirketlerin 9 aylık dönemdeki karları ise 2013’te 20.7 milyar dolar iken bu yıl 38.3 milyar dolara yükseldi. Tabi ki şirket sayısı 141 adet daha fazla. Ama aradaki farkı yine de şirket sayısıyla açıklamak zor. Gerçek kar artışı var.

        ➔Hem son dönemin halka açılan şirketler daha küçük ölçekli ve karları da doğal olarak küçük ve orta ölçekli olduğundan toplama etkisi düşük.

        ➔Üstelik bu kar artışı, geçen yılın aynı dönemindeki 21.8 milyar dolarlık ve yüzde 108 oranıyla yükselen karın üzerine geliyor. Bu yılki kar artışı ise yüzde 75 düzeyde. Dolar bazında böylesi yüksek karlar elde ediliyor.

        KARLAR NE OLACAK?

        ➔Peki ne olacak bu karlar? Regüle edilen sektör olarak bankacılıkta karlar dağıtılmayabilir veya çok sınırlı izin verilebilir. 2008 sonrasında durum böyle.

        ➔Ancak reel şirketler karını dağıtıyor ve dağıtacak da. Karların yüksek oranlarda sermayelere eklenmesi eğilimi bizde zayıf.

        REKLAM

        ➔Dolayısıyla 2022 karları 2023 yılında dağıtılırken borsa belki tarihinde görmediği bir durumla karşılaşacak. Borsa ilk kez temettüye boğulabilir. Gerçi bu ifade biraz abartılı kaçabilir. Çünkü faaliyete geçtiği ilk yıl borsada temettü verimliliği yüzde 13’tü. Ama o yıl hariç belki de en yüksek temettü verimliliğine ulaşılabilir.

        Tarihi negatif faizler parayı borsa tarafına doğru itiyor. Şirketler da parayı çekecek tarihi yüksek karlılık dönemini yaşıyor. Süreç başladı ve belki yarısına geldik.

        ➔Yabancılar bu kervana katılırsa süreç hızlanır, aslında katılmasalar daha iyi olur. Çünkü oynaklığı artırabilirler. Türkiye’nin yabancı sermayeye karşı tutumu netleştikten sonra borsaya gelmeleri daha uygun.

        İlk kez her tarafından kıstırılmış para ile ilk kez bu kadar yüksek şirket karları borsada buluşuyor. Bu kez de rekor kırılmazsa ne zaman ve hangi şartlarda diye sormak lazım.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar