Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eski adıyla Orta Vadeli Programı, yeni adıyla Yeni Ekonomik Programı da (YEP) geride bıraktık. Dün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından İstanbul’da açıklanan Yeni Ekonomik Programın 3 yıllık süreyi kapsamasına karşılık kullanım tarihi finansal piyasalar için doldu. Çünkü açıklanmasıyla son fiyatlaması da yapıldı ve bir kenara konuldu. Doların, faizin, borsanın, artık Yeni Ekonomi Programı diye bir sorunu, tartışması, beklentisi olmayacak. Buraya kadardı.

        OLTANIN UCUNA TAKILAN YEM

        Hükümetin kurulmasıyla döviz kurunda başlayan hızlı artışlar karşısında alınacak önlemlerin asıl Orta Vadeli Program’da ortaya konulacağı açıklandı. Sonra bu program hakkında Bakan Berat Albayrak çeşitli defalar farklı açıklamalar yaptı. Adının değişeceğinden tutun da 3 yıl yerine 5 yıl vadeyi kapsayacağına, içinde mali kuralın yer alacağına kadar pozitif beklentileri oluşturan açıklamalar yapıldı.

        Her açıklamada döviz kurunu ya düşürücü, ya yükseliş hızını kesici etki yaptı. Beklentileri yönlendirmede, kur krizini yönetme ve yatıştırmada Orta Vadeli Program etkili bir şekilde kullanıldı. Adeta oltanın ucuna takılan bir yem işlevi gördü. Denilebilir ki, temmuz ortasından 20 Eylül’e kadar iki ayı aşkın bir zamanda YEP iyi bir piyasa düzenleyici oldu.

        AÇIKLAMAYLA KUR NİYE ARTTI?

        Ancak piyasaların işleyişindendir. Bekleneni alıp gerçekleşeni satar. Dünkü program açıklamasından sonra da böyle oldu. İlk defa Orta Vadeli Program kuru oynatıyor. Çünkü ilk kez bu kadar büyük önem atfedildi ve beklenti yaratıldı.

        Açıklamayla piyasaların pozitif tepki vermesi ancak yaratılan beklentinin oldukça ötesine geçen bir gerçekleşmenin olmasıyla mümkündü. Mesela 2019 yılı büyümesinin negatif alınması, enflasyonun yarı yarıya daha düşük tutulması gibi.

        Ancak YEP radikal, şaşırtıcı, beklentileri aşan adımlar atmadı. Bu nedenle açıklamayla piyasaların klasik kâr satışları oldu. Döviz kurunda kısmi bir yükseliş gerçekleşti.

        YENİ EKONOMİK PROGRAMIN FARKI

        Piyasaların işi bitti diye programın işi bitmedi. Bundan sonrası ise ekonomi yönetiminin, hükümetin, reel ekonominin işi artık. YEP daha tartışılacak, çözümü aranan sorunların yanıtları orada aranmaya devam edilecek, ekonomi yönetimine ve aktörlerine rehberlik yapacak.

        Üstelik bu programın öncekilerden önemli bir farkı da var. Program artık üç ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacak. Hangi alanlarda ileri gidildiği, hangisinde geride kalındığı, bunun nedenleri bulunacak ve kamuya açıklanacak. Program hazırlanıp bir kenara koyulmayacak, takibi de yapılacak.

        ÖZEL SEKTÖR YATIRIM YAPAR MI?

        Programın içeriğine ilişkin iki kısa yorumla bitirelim.

        Bunlardan biri, programın başarısı kamunun tasarrufuna ve özel sektörün yatırım artışına bağlanmasıdır. Özel sektörün sabit sermaye yatırımları bu yıl yüzde 1.8, 2019’da yüzde 2.0, 2020’de yüzde 5.8 ve 2021’de yüzde 6.9 artacak. Bunun gerçekleşebilmesi özel sektörün tasarruf artışına, ardından da yatırım isteğine bağlı. Özel sektör tasarrufları da üç yılda GSMH’ya oranla yüzde 24.7’den yüzde 26.5’e çıkacak ki, yatırımlar gerçekleşsin. Ancak aynı özel sektörün bir kısmı şimdi kredilerini ödeyemiyor ve yeniden yapılandırmaya tabi tutuluyor. 100 milyon liranın üstü borçlar için Yeni İstanbul Yaklaşımı yürürlüğe girdi. Büyümenin dibe ineceği 2019 karlarını ne kadar artıracaklar ki, sabit sermaye yatırımlarını yüzde 2’den 2020’de yüzde 5.8 ve 2021’de yüzde 6.9’a çıkaracaklar. Programın yumuşak karnı burada.

        BÜYÜME İLE CARİ AÇIK ÇELİŞKİSİ

        Programın ikinci yumuşak karnı ise cari işlemler açığının GSYH’ya oranının bu yıl yüzde 4.8’den 2019’da yüzde 3.3, 2020’de yüzde 2.7’ye ve 2021’de yüzde 2.6’ya indirilmesinde ortaya çıkıyor. Bunun olabilmesi iki şeye bağlı. Ya büyüme olmaz ya da sanayinin yapısı değiştirilir. İthalata bağımlı üretim yapısından ihracata dayalı bir yapıya geçilir. Ancak bu kadar kısa sürede bunun başarılması imkansız. En azından büyük bir kararlılık gösterilirse 5-10 yılı alacak bir süreçten bahsediyoruz. Büyüme ise en düşük 2.3 ile 2019’da öngörüldükten sonra sürekli bir artışla 2021’de yüzde 5’e çıkıyor. Cari açık düşüyor ama büyüme artıyor. Büyüme artarken mevcut üretim yapısıyla biz cari açığı hep artırdık. Bu kez nasıl başaracağız?

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar