Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cehennem gibi geçen iki günün ardından ve haftanın ikinci gününde sanki geçici bir ateşkes oldu ve yaşadığımız kur depreminde nefes alma fırsatı bulduk. TL karşısında sürekli yükselen ve son aşamada füze gibi çıkmaya başlayan dolar kuru, dün yüzde 5 kadar aşağı geldi. Borsa düzeldi. Türkiye riski düştü. Sistemin üzerindeki stres ve baskı bir ölçüde azaldı.

        - Türkiye’ye bağlı olarak küresel piyasalarda meydana gelen bozulmalar da durulma yoluna girdi ama Arjantin, Türkiye bozulmasının etkisiyle politika faizini 5 puan artırmak zorunda kaldı ve bunu hemen de geri alacak durumu yok.

        - Bu nefeslenmeyle birlikte kura yönelik yapılan atağın ilk aşamasının ürkütücü bilançosunu da hesaplayabiliriz. 26 Temmuz’da “Türkiye’ye yaptırım” açıklamasıyla başlayan atak 13 Ağustos Pazartesi günü tepe noktasına ulaştı. Dolar kuru 4.7660’tan Pazartesi gün içinde 7.2149’a kadar çıktı. Artış oranı yüzde 51.4’ü buldu. 1 TL’nin değeri de 20.98 sentten 13.86 sente inerek yüzde 33.9 düştü. TL, değerinin üçte birini 11 iş gününde kaybetti. Dün ise bunun bir kısmını geri aldı.

        SALDIRIYI KESEN SAVUNMA

        - Bu nefeslenme imkanının ortaya çıkmasında Türkiye’nin saldırıya karşı ilk kez toplu savunma yapmasının payı var. TCMB piyasalara hem TL hem de döviz likiditesi ile destek verdi, sistemin sağlıklı işleyişini sağladı.

        - Arkasından bankaları fonlama faizini 1.5 puan yukarı çekerek yüzde 19.5 düzeyine çıkardı ve parasal sıkılaştırmaya adım attı. Merkez Bankası bu hareketi ile piyasalara sadece miktar değil fiyat müdahalesinde de bulundu. Hem miktar hem de fiyat müdahalesinin dozu ve boyutu ise şimdilik düşük düzeyde.

        - BDDK da bankaların Londra ile yaptığı takas işlemlerini sınırlayarak yabancıların TL üzerindeki spekülasyonunu azalttı.

        - Sosyal medya yoluyla özellikle bankalar konusunda dedikodu ve yanlış haber yayanlara karşı da SPK ve Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.

        - Döviz kurundaki spekülatif atağa karşı iş dünyası da savunma kalkanındaki yerini aldı. Dedikodulara karşı en iyi savunma şeffaflığı artırmaktır. Banka genel müdürleri sırayla medyaya çıkıyor, sorulara yanıt veriyorlar. Mevduat çekilişi var mı, yok mu rakam vererek cevaplıyorlar.

        - TOBB ve TÜSİAD sıra dışına çıkarak ortak bir açıklama yaptı, kuru savunmak üzere parasal sıkılaştırma istedi. Parasal sıkılaştırmanın karşılığı faizin yükselmesi. Yani kur artışına karşı iş dünyası ve sanayi kesimi faiz artışını tercih eder duruma geldi.

        BRUNSON’DA DİKKAT ÇEKEN TRAFİK

        – Ancak dünkü kur depreminde nefes alınmasına yol açan gelişmelerden biri de ev hapsinde tutulan Rahip Brunson ile ilgiliydi. Tamamen serbest bırakılması için ABD’nin verdiği süre yaklaşırken, görüşme trafiği dikkat çekiyor. Başkan Trump’ın danışmanı Türkiye Büyükelçisi ile görüştü. Brunson’ın avukatı ev hapsinin kaldırılmasını yeniden talep etti. Bu arada ev hapsinin kaldırılması formülü de “Mahkumun psikolojisinin bozulması” olarak bulundu. Bu gelişmeler de küçük de olsa bu konuda gelişme sağlanabileceği ihtimalini doğurdu ve muhtemelen doların 7 TL’nin altına doğru inmesinde kısmen etkili oldu. İşin nasıl sonuçlanacağını ise bekleyip göreceğiz.

        LİKİDİTE ARTIŞI KRİTİK ÖNEMDE

        - ABD tarafından kuru etkileyebilecek karşı ataklar gelebilir. Bunun karşısında Türkiye’nin alabileceği önlemler de bulunuyor. Öncelikle bankacılık sistemini TL ve döviz likiditesi yönünden desteklemede önemli imkanlar bulunuyor. Zorunlu karşılıkların tutulması bugünler içindir. Bu karşılıklar düşürülerek sisteme hem TL hem de döviz likiditesi sağlanmış olacak.

        - Kaldı ki, kurun geldiği düzey itibariyle sistemde dövizden TL’ye geçişlerin daha baskın hale geldiğini bankacılar belirtiyor.

        - Fiyat yönüyle destekleme yani Merkez Bankası’nın faizleri yukarı çekerek TL’yi desteklemesinde de bir hayli alınacak mesafe vardır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz karşıtlığı ile tanınsa da, işin zorunlu hale gelmesi durumunda gereğinin yapılmasına yol verdiğini biliyoruz.

        - Merkez Bankası’nda tutulan zorunlu karşılıkların hem döviz hem de TL tarafında indirilmesi ve likiditenin bollaştırılması hayati önemde. Döviz ve TL likiditesi olduktan sonra, dedikodular sonucu kuşkuya kapılmış ve mevduatının yerinde olup olmadığını yoklayan müdilere karşı bankaların eli güçlenir. Parasını çekebileceğini gören müşteri rahatlar. Bankalar hakkında özellikle dışarıdan körüklenmekte olduğunu hissettiğimiz asılsız duyumlara da bundan sonra pek itibar etmez.

        FAİZ ARTIŞI ARTIK İŞE YARAR

        - Faizlerin artırılması da, boşta kalan TL’yi sisteme çeker ve toplar. Faiz artışı TL’nin değerini yükseltir ve dövize yönelmesinin maliyetini artırır. Kamu kesiminin düşük borçluluk düzeyinde olması da, faiz artırımında rahat adım atabileceğine işaret ediyor.

        - Faiz artışı iç talebi bastıracağı ve ekonomiyi küçülteceği için de, cari açığı ve enflasyonu düşürücü etki yapar. Bu da, içinde bulunduğumuz dönemde Türkiye’nin risklerini azaltır.

        Bütün bu koşullardan dolayı da faiz artışı artık işe yarar, TL’yi değerlendirme yönünde etkili olur.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar