Sözlükte temel anlamı "övmek, iyiliğe karşılık vermek, minnettarlık" olup dini bir terim olarak "Allah'tan veya insanlardan gelen nimet ve iyilikten dolayı minnettarlığını ifade etme, nimete söz ve davranışla karşılık verme, Allah'a itaat edip günah işlemekten uzak durmak suretiyle nimetin gereğini yapma" şeklinde tanımlanmıştır.
Şükür, farklı din ve kültürlerde önemsenen ve iyi bir yaşam için gereken vazgeçilmez unsurlardan biri olarak kabul edilen erdemlerden biridir. Kur'an-ı Kerim'de şükür kelimesinin geçtiği yerlerin çoğunda Allah'ın nimetlerinden söz edilmekte, dolayısıyla insanların Allah'a şükretmesi gerektiği bildirilmekte ve şükredenlere verilecek mükafatlar anlatılmaktadır (bkz. A'raf 7/10; Secde 32/810; Mülk 67/23).
Amel yönünden şükrün kalp, dil ve organlarla ilgisi vardır. Kalbin şükrü nimetleri verenin Allah olduğuna inanmak ve bütün yaratılmışlar için iyilik düşünmek, dilin şükrü verdiği nimetlerden ötürü Allah'a minnettarlığını ifade etmek, bedenin şükrü varlığını Allah'ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmek, yasaklarından uzak durup buyruklarını yerine getirmek, sahip olunan maddi imkanların şükrü ise sadaka ve zekat vermektir. Kendi varoluşuyla birlikte, insanın hayatını sürdürmesi için gerekli olan sayısız nimetleri ikram eden ilahi kaynağın bağışlarına karşı bir minnettarlık ifadesi olduğu dikkate alındığında şükretme davranışının, duanın en kolay ve yaygın ifade biçimi olduğu söylenebilir.
Şükür, insanı daha üretken, mutlu, enerjik ve sağlıklı hale getiren, ruhsal bozulmaları azaltan ve yaşam memnuniyetini olumlu yönde etkileyen psikolojik güç kaynağı olarak ifade edilmektedir. Aynı zamanda şükür, bireyin yaşamına büyük anlam veren umut, neşe, güzelliğin takdir edilmesi gibi erdemlerin arasında yer almaktadır.
İyilik ve güzellik sevgisi ve onun çoğaltılması üzerine kurulu olan şükür, 2000'li yıllarından itibaren pozitif psikoloji ile birlikte psikolojik açıdan bir duygu, biliş, davranış, tutum, değer, bir kişilik tarzı ve bir başa çıkma tarzı olarak ele alınmıştır. Şükür; kişinin olgunluğu, mutluluğu ve yaşam memnuniyeti için gereken en önemli bilişsel, duygusal ve ahlaki motivasyon kaynaklarından biri olarak ele alınmış; şükretmeme hali nankörlük, vefasızlık, ölçüsüzlük, memnuniyetsizlik ve mutsuzluk olarak görülmüştür.
İnsan-Allah ilişkisinde, özellikle insanı Allah'a yaklaştıran dini bir duygu olarak büyük öneme sahip olan şükür duygusu, davranış haline geldiğinde ahlaki anlamda olgun ve erdemli bir yaşam tarzının da vazgeçilmez bir meziyeti olarak değerli görülmektedir. Şükrün de içinde algılandığı dini öğretiler, dinin insana huzur ve mutluluk veren bir aracı ve rehber olduğunu söylemekte, "dindar" insan modelinde bireyi erdemli, mutlu ve huzurlu insan olarak tanımlamaktadır.
YAZAR
Gülüşan Göcen