Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Kripto Para Nedir?

        En yalın ifadeyle şifreli para/şifre para anlamına gelmektedir. Şifre para kavramı ise paranın yapım ve iletiminin kriptoloji (şifre bilimi) ile ve merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymaksızın gerçekleştirilmesine dayanan sistemi ifade etmektedir. Daha genel bir tanımla kripto para ve büyük ölçüde aynı anlamda kullanılan sanal para, bir merkez bankası, kredi kuruluşu ya da e-para kuruluşunca ihraç edilmemiş, bazı durumlarda paraya alternatif olarak kullanılabilen bir değerin dijital temsili olarak tanımlanabilir. Kripto para, arkasında herhangi bir devlet ya da resmi otorite bulunması koşul olarak görülmeyen bir kıymeti ifade etmektedir.

        Genelde karıştırılmakla birlikte kripto para ve sanal para, elektronik paradan farklı bir kavramdır. Elektronik para bilgisayar veya bir başka veri depolama vasıtasında kişilerin adına ve bilhassa internet üzerinden yapılan işlemlerde kullanılan ödeme vasıtasıdır. Sanal para ise fiziki varlığından söz edemeyeceğimiz, somut biçimde elimize alamayacağımız, elektronik ticari işlemlerde kullanılabilen, ancak kendisine mahsus hesap birimine dayanan ödeme vasıtasıdır. Elektronik para birimi piyasada bilinen para birimleri iken, sanal paranın para birimleri böyle değildir. Sanal paranın üreticisi, sanal paranın birimini de tespit etmektedir. Buna göre sanal paranın bir çeşit elektronik para olduğunu, elektronik paranın daha geniş bir kapsama alanı bulunduğunu söyleyebiliriz.

        Çeşitli türleriyle kripto paralar, doğası gereği blockchain/blok zincir protokollerinin birer parçası şeklinde geliştirilmektedir. Blockchain (blok zincir) ise para ve finans sistemleri dışında merkezi kaydı gerektiren pek çok alanda kullanımı mümkün olan, bir varlığı ıslak imzasız ve elden ele geçirmeden güvenli şekilde muhafaza ve transfer etmeyi sağlayan, kendi kendini denetleyebilen bir dijital değer ekosistemidir. Meydana getirilen kripto paralar, basit tabirle bu dijital kayıt sistemine yazılmaktadır. Kimileri bu dijital kayıt sistemini dijital defteri kebir olarak isimlendirmekteyse de defteri kebirdeki gibi tek bir merkezi kayıt (server vs.) değil, sistemi kullanan tüm üyelerde kayıtların tamamı blok zincirler halinde mevcuttur ve bu da tahrifata karşı önemli bir güvence olarak görülmektedir. Bir başka ifadeyle merkezi elektronik para ve bankacılıktaki durumun tersine, burada merkeziyetsizlik temel alınmaktadır.

        Blockchain, işlemlerin şifrelenmiş olarak izlendiği dağıtık bir veri tabanıdır. Blockchain teknolojisi, her bir kullanıcıya atanmış (şifre gibi gizli tutulan) özel bir anahtar ve diğer tüm kullanıcılarla paylaşılan genel bir anahtar kullanılmak suretiyle herkese açık bir anahtar şifreleme tekniği yardımıyla iki kez harcama sorununu ortadan kaldırmaktadır. 

        İşlem, sanal parayı alacak olanın kendi genel anahtarını paranın mevcut sahibine göndermesiyle başlar. Para bir algoritmanın dijital imzasıyla transfer edilir. Genel anahtarlar, blok zincirde saklanan şifrelenerek üretilmiş adreslerdir. Her para bir adres ile ilişkilendirilir ve şifreli ekonomide her bir işlem, basitçe sanal paranın bir adresten diğerine değiş-tokuşudur. İşlemler izlenebilir olmasına rağmen, işlemi yapan kişilerin kimliğinin bilinmemesi sağlanmaktadır.

         "Blockchain" şifreleme teknolojisi ile üretilmiş çok sayıda para birimi bulunmakla beraber yaygınlığı ile "Bitcoin" ön plana çıkmıştır. Bitcoin, belki en şöhretlisi olabilir ama ilk sanal para değildir. David Chaum tarafından üretilen ilk sanal paralardan DigiCash 1990'lı yıllarda ekonomi dünyasında boy göstermiş, 1998 yılında bir iflas hikayesiyle de ortadan kalkmıştır. Bitcoin, sanal paranın bir alt türü olarak şifre paranın ilk örneği olarak nitelenebilir. 

        İtibari para sistemine alternatif olarak geliştirilen yeni bir dijital para sistemi olan Bitcoin'in temellerine dair çok sayıda iddia bulunmakla beraber gerçek kimliği bilinmeyen Satoshi Nakamoto adını kullanan bir kişi ya da grup tarafından internette yayımlanan bir çalışma (Bitcoin: Eşler Arası Elektronik Nakit Sistem, Kasım 2008) ile ilk kez tanıtılmış ve kullanıma açılmıştır. Bitcoin, bir kullanıcıdan diğerine doğrudan iletilmesi mümkün olan (eşlerarası) bir sanal paradır. Bu çerçevede Bitcoin'in de içinde bulunduğu kripto paralar elektronik ve dijital para kavramlarıyla birebir örtüşen bir nitelikte değildir. Alt birimi "Satoshi"dir ve 100 milyon Satoshi 1 Bitcoin'e eş değerdir.

        Toplam Bitcoin sayısı 21 milyon adet ile sınırlı olarak belirlenmiş olup, halen 16,8 milyon adedi kullanımdadır. Kalan miktardan her bir Bitcoin'in kullanıma girebilmesi için yapılan işlemlerin doğrulamasını sağlayan bir matematiksel problemin bilgisayarların işlemci gücünden yararlanarak çözülmesi gerekmektedir. Bu şifreyi çözen kişiler sisteme katkı sağlamakta ve 12,5 Bitcoin ile ödüllendirilmektedir. Bu işleme "Bitcoin madenciliği" denilmektedir. Bu yöntem Bitcoin arzının kontrolsüz gerçekleşmemesi için kurgulanmıştır. Bu şifreyi çözmek oldukça profesyonel bilgi ve çok güçlü teknik sistemsel donanım gerektirdiğinden sıradan bir kişinin yapabileceği bir iş değildir. Bu nedenle, Bitcoin kullanmak isteyen kişiler, internette kripto para satışı yapan sitelerden geleneksel para birimleri karşılığında sanal para satın alabilmektedir. İnternet üzerindeki bu kripto para borsalarında oluşan talebe bağlı olarak Bitcoin'in ulusal para birimleri karşısındaki fiyatı anlık olarak oluşmaktadır.

        Bitcoin almak veya işlem yapmak için Bitcoin Protokolü adı verilen istemcinin bilgisayarda çalıştırılması veya bu istemciyi çalıştıran bir web sitesinde hesap açılması gerekmektedir.

        Bitcoin dışında Ethereum, Ripple, Bitcoin Cash, Cardano, Litecoin, Nem, Neo, Stellar, IOTA, EOS, Monero gibi farklı adlar altında ve sayısı her gün değişen yüzlerce farklı kripto para işlem görmektedir. 

        Kripto paralar, özellikle devlet veya genel otorite güvencesi yoksunluğu nedeniyle ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır. Buna bağlı olarak kripto paralar, para politikası aracı olarak da kullanılamamaktadır. Erişim sınırlaması, kripto hesaptan gerçekleştirilen işlemlerin geri alınamaması, hesabın kaybolma riskleri, veri kaybı yaşaması; virüs ve benzeri saldırılara maruz kalma ihtimali bu paranın diğer dezavantajlı yönleridir.

        Kripto paralarla ilgili olarak suç gelirlerinin aklanmasında kullanılması, merkeziliği peşinen reddettiği için el koymaya veya taraflar arasında transferi engellemeye müsait olmaması kamu düzen ve güvenliği, ayrıca uluslararası suçla mücadele için tehlike olarak algılanmaktadır. Kripto para birimleri, değişim aracı olarak kullanılmanın ötesinde spekülatif yatırım amaçlı olarak talep gördüğünden kullanıcıların (tüketicilerin) korunması problemini ortaya çıkarmaktadır.

        Bu genel eleştiriler dışında bazı İslam hukukçuları tarafından kripto paralara ilave eleştiriler yöneltilmiştir. Kullanıcılar arasında mübadele ve bir değer tespit aracı olarak güven veren paraların kullanımının meşru olduğu durumundan hareketle İslam hukukçularının bir kısmı kripto paraları (bilhassa bahsi geçen Bitcoin'i) mülkiyete konu bir mal olarak görmeyip, alınıp satılabilen bir şey kabul etmeyerek kurgusal bir yatırım olduğunu ileri sürmektedir. Kripto paraların garar (ciddi anlamda belirsizlik) ve bir aldatma aracı olarak kullanılabilmesi söz konusudur, bu da zaten spekülasyona son derece açık olan kripto paraların haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yahut da tüketicilerin mağduriyetine yol açma riski taşımaktadır. 

        Kripto para konusunda stokçuluk (kenz) kapsamında değerlendirilebilecek biriktirmenin geçerli olduğu; üretime katılmayan paranın topluma yarar sağlamayacağı vurgulanmaktadır. Piyasa dengesi ve emek anlayışına zarar vermesi, kripto para kullanıcılarının hukuki korumadan yoksun bulunması, ilgili mercilerin etkisiz bırakılması ve bazı alanlarının ihlali; ölçü, değer ve bozma işlemlerinde hile, kandırma ve aldatmaya açık olması gibi nedenler de ayrıca zikredilmektedir. Bu hususlarda "Bizi aldatan bizden değildir." (Müslim, el-Camiu's-Sahih, Kitabu'l-İman, I, 99.) ve "Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek caiz değildir." (Malik b. Enes, Muvatta', Kitabu'l-Akdiye, Babu'l-Kada, No 1461) hadis-i şerifi/hukuk ilkesine vurguda bulunulmaktadır.

        Bu eleştirilere karşın kripto paralar, zaman ve mekana bağlı olmaksızın, çok yüksek hızda, anlık biçimde işlem ve transferlere imkan tanıması; mevcut bankacılık sisteminden daha karmaşık, güvenli ve taklit edilemez bir altyapı vadetmesi; kullanıcılarını internetin bulunduğu her noktadan, kişisel ve özel bilgilerin verilmesine ihtiyaç duymaksızın, herhangi bir alt üst sınıra tabi tutmaması ve ekstra masraf ve ödemelere maruz bırakmaması gibi vasıflarıyla önemli avantajlar sunmaktadır. Devletlerin kontrolündeki para ve hesaplara göre el konulması daha güç, hatta mümkün olmayan bir statü sergilemektedir.

        Bu genel savunma dışında kripto para lehinde görüş bildiren İslam hukukçuları ayrıca bazı değerlendirmelerde bulunmaktadır. İslam hukukçularının kripto paralara dair lehte yaklaşımı iki farklı biçimde tezahür etmektedir. Bazı İslam hukukçuları kripto paraların (özellikle Bitcoin'i kastederek) bir dijital sermaye olduğunu kabul edip para vasıflarını taşımadığını savunmaktadır. Diğer bazıları ise kripto paraların dijital bir sermaye olması yanında para olarak da meşruiyetini tanımaktadır.

        Kripto para kavramına sıcak bakan İslam hukukçularına göre döviz, altın ve benzerlerine para yatırmak ve fiyatları arttığında satmak suretiyle para kazanmak zaten caiz görülmüştür. Kripto paralar da döviz, altın ve benzeri helal yatırım araçlarının tümü gibi spekülasyona açıktır ve bu durum da anılan sistemi haram olarak nitelemek hususunda temel ölçü biçiminde değerlendirilemez.

        Kripto paraların devlet gibi muteber bir otorite tarafından tedavüle sokulmamasından dolayı meşru olmadığı iddiasına karşı, bir nesnenin para olarak kabulünde devletçe basılma zorunluluğunun bulunmadığı, önemli olanın halkın kabul ve kullanımı olduğu günümüz iktisatçılarınca vurgulanmaktadır. Bununla beraber kripto paraların bazılarının doğrudan devletler tarafından tedavüle sokulduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla üzerinde belirsizlik bulunduğu ileri sürülemeyen, hem de bir devlet veya bir muteber otoritenin teminatını tekeffül ettiği kripto bir paranın kullanımı tabii olarak meşruiyet zemini yakalayacaktır. 

        Kripto paraların karşılığının olmamasına dayalı gayri meşruluk iddiaları da bu paraların kullanımının haram olduğu iddiası için geçerli bir delil görüntüsü sunmamaktadır. Nitekim kağıt paralar itibari değer ifade eder ve dünyadaki para birimlerinin kaçının ne kadar karşılığının olduğu, hatta bazılarının karşılığının olup olmadığı bilinmemektedir.

        Kabzın bulunmaması, kripto paraların caiz olmadığı konusunda ortaya atılan bir başka meşruiyet sorunu olarak dikkat çekmektedir Ancak İslam hukukunda kabz, hakiki ve hükmi olarak iki kısımda değerlendirilmektedir. Hükmi kabza örnek olarak Hz. Peygamber'in satın alıp da henüz kabzetmediği malı hibe etmesi gösterilmektedir. (Buhari, el-Camiu's-Sahih, Buyû', 47) Buna göre menkullerin teslimi için mutlak surette yerlerinin değiştirilmesinin bir zaruret olmadığı, satıcı için tahliyenin de kafi olduğu belirtilmektedir. Bu durumla paralellik arzeden, zilyedliğin hükmen teslimi esas olan ve özellikle günümüzde tüm aşamalarının sanal ortamda, kendine ait usullerle gerçekleştiği, garar riski bulunmayan hususlarda (havale gibi) kabz şartı aranmamaktadır. Anılan çerçevede bu neden de kripto paraların aleyhine bir delil olarak ileri sürülemez.

        Vergilendirme konusunda ise her tasarruf enstrümanında vergi kaçırılması teorik olarak mümkündür. Şeffaflık, kayıt sistemi ve denetim noktasında avantajları da bulunmakla beraber kripto paraların, diğer paralara oranla vergi kaçırmaya daha müsait olması, vergi kaçırma riskinin yüksek olması, bu para sisteminin haram olarak değerlendirilmesi hususunda yeterli sebep değildir. Bu riskin ortadan kaldırılmasının yolu da konuya dair hukuki düzenlemelerin yapılmasından geçmektedir. 

        Kripto paralar piyasalardaki tekel paraların hakimiyetini tehdit etmekte; -eğer bu alanda da bir tekelleşme yaşanmazsa- para işlem ve transferlerinde yeni bir alternatif sistemi haber vermektedir. Kripto para sistemi, bankacılık sistemini zamanla kısıtlayacak ve belki kısmen de olsa tasfiye etme cüretini gösterebilecek bir gelecek beklentisi ortaya çıkarmaktadır. Kripto para sisteminde bankacılığın standart aracılığı ortadan kalkmaktadır.

        Bütün bunların dışında belki de en önemlisi kripto para sisteminde -en azından şu anki koşullarda- faiz uygulaması bulunmamaktadır. Faizin İslam ekonomik sisteminin en önemli kırmızı çizgisi olduğu dikkate alındığında, bu durum, kripto paraların meşruiyeti için en önemli belirleyici özelliğidir.

        YAZAR

        Hasan Doğan

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa