Estetik eğitimi, insanın duyarlılığını geliştirerek onun çevresindeki sanat yapıtları, estetik değeri bulunan nesneleri, insanlarla etkileşimi ve yaşamsal etkinlikleri, güzel ve hoş gibi estetik değerler doğrultusunda tasarlaması, bu tasarımları sanatla ilintili olarak duyumsama, anlamlandırma ve çözümleme sürecidir. İnsanın nasıl ki zihinsel eğitimi için bilgi yönünden eğitilmeye ve bedensel gelişimi için beden eğitimine ihtiyacı varsa, duyuşsal gelişimi için de estetik eğitime ihtiyacı vardır. Estetik duyarlılığa sahip kişiler, zekaları ile elde ettikleri bilgileri, kişisel bir yorumla değer ifade edebilecek şekilde yorumlama becerisine sahiptir. Bu yorumlama sürecinde bireyin nesnel dünyayı gözlemlemesi, onun algısını kuvvetlendirerek soyut düşünebilme ve düş gücü yetisini geliştirir. Ayrıca insanın içinde bulunduğu kültürü benimsemesine de yol açar.
Estetik, Antik Yunancada duyum, duyulur algı anlamına gelen 'aisthesis' kelimesine dayanır. Estetiği bir bilim dalı olarak kuran ve bu adı almasını sağlayan ise 18. yüzyılda yaşamış olan Alexander G. Baumgaten'dir. 19. yüzyılın başlarında Avrupa'da genel eğitimin özünü estetik eğitimin oluşturacağı şekilde eğitim programlarının düzenlenmesi ve böylelikle kültürel çöküntüye bir önlem alınabileceği vurgulanmıştır. 1930'lu yıllarda Sanat Yoluyla Eğitim akımının sahibi Herbert Read de duyulara dönük estetik eğitimin genel eğitimin özü olması gerektiğini savunmuştur. Endüstri Devrimi'nin getirdiği modernleşme sonucu, modern toplumda insanın duygusal ve estetik yönünün ihmal edilmesi, eğitimde reformcu hareketlerin başlamasını sağlamış ve çağdaş eğitim akımlarından 'Sanat Eğitimi Akımı'nın doğmasına neden olmuştur.
Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma hareketleriyle birlikte estetik, ilk olarak edebiyatçıların üzerinde durduğu bir konu olmuştur. Osmanlıda ilk estetik derslerinin Sanayi-i Nefise Mektebi ile Darülfünun programlarında yer aldığı görülür. Bu kurumların eğitim programlarında estetik derslerinin karşılığı olarak, güzelliklerle dolu anlamına gelen "bediiyat" ve "bedii" terimleri kullanılmıştır. Bediiyat dersi beş temel unsura ayrılmıştır: güzellik hissi ve fikri, tabiatta güzel, sanatta güzel, sanatın mahiyeti, sanatın gayesi. Cumhuriyet döneminde Ziyaeddin F. Fındıkoğlu, İbrahim Alaeddin Gövsa gibi yazarlar estetik üzerine eserler hazırlamış, Cemil Sena Ongun, Suut Kemal Yetkin ve İsmail Tunalı da estetiğin kurumsallaşmasında rol oynamışlardır.
YAZAR
Oğuz Dilmaç