Çalışma yeri, zamanı, süresi, üstlenilen görevler vb. bakımından iş veya istihdamın esnek veya değişken olarak düzenlenmesi ve uygulanmasını ifade eder. Esneklik, değişen koşullara uyum sağlayacak şekilde değişebilme kapasitesi şeklinde tanımlanabilir. Çok yönlü ve hızlı değişime bağlı olarak işletmelerde esneklik ihtiyacı artmakta ve esnek çalışma (istihdam) sistem veya düzenlemeleri de yaygınlaşmaktadır.
1970 ve 1980'li yıllarda yaşanan gelişmeler, işletmeleri etkileyen çevre koşullarını o döneme dek hiç karşılaşmadıkları kadar belirsiz, dinamik ve değişken hale getirmiştir. Bu nedenle, esneklik ihtiyacı da artmıştır. 1970'li yıllarda tüm dünyayı etkileyen ekonomik dalgalanmalar, 1980'lerin ortalarından itibaren hızlanan ve günümüzde de devam eden teknolojik ilerlemeler ile küreselleşme, çevre koşullarının belirsizliğini sürdürerek esnekliğe duyulan ihtiyacın da artmasına yol açmıştır. Buna bağlı olarak, işletmelerin ayakta kalabilmek için üretim sistemlerinden örgüt yapılarına kadar birçok alanda esnek yaklaşımları benimsedikleri görülmektedir. Bu doğrultuda belirsiz süreli/kadrolu istihdam ve sabit yer ve zamanlarda tam zamanlı geleneksel katı çalışma sistemlerine alternatif olarak esnek çalışma sistemlerine duyulan ihtiyaç da artmıştır.
Esnek çalışma sistemleri; sayısal esneklik, işlevsel esneklik ve esnek çalışma yöntemleri olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.
Sayısal esneklik, işletmelerin iş gücü ihtiyaçlarındaki değişmelere göre işgören sayısını değiştirebilmelerini ifade eder. Çağrı üzerine çalışma ve geçici iş ilişkisi, sayısal esnekliğin yaygın örneklerindendir. Çağrı üzerine çalışma; kişileri tam gün sürekli çalıştırma yerine talebin arttığı dönemlerde çağırarak çalıştırmaktır. Geçici iş ilişkisi, kişilerin belirli bir süre için istihdam edilmeleridir. Sayısal esneklik, işletmeler açısından iş gücü maliyetlerini azaltma ve verimliliği artırma gibi yararlara sahiptir. Ancak sayısal esneklik, işletmelerin çalışanlarına uzun süreli istihdam ve iş güvencesi sunamamaları anlamına da geldiği için eleştirilmektedir.
İşlevsel esneklik, çalışanların farklı iş ve görevlerde çalıştırılmasıdır. Bu, işgörenlerin çok yönlü becerilere sahip olmalarını gerektiren bir esneklik türüdür. İş rotasyonu, takım çalışması, iş zenginleştirme ve yatay kariyer hareketleri, işlevsel esneklik için başvurulan yollardır. İşlevsel esneklik, çevresel değişikliklere daha hızlı cevap verebilme ve işgören ihtiyacını işletme içinden sağlama açısından işletmeler için yararlıdır. Çalışanların işlevsel esneklik sayesinde işletme içinde ve dışında istihdam edilebilirlikleriyle birlikte iş yükleri de artmaktadır.
Esnek çalışma yöntemleri, iş hayatında norm olarak kabul gören bir iş yerinde, tam zamanlı geleneksel çalışma biçimine alternatif olarak geliştirilmiştir. Geleneksel çalışma biçimi, işin, işyerinde, işverenin gözetimi altında, yılın bütün iş günlerinde, günlük sabit sürelerle çalışmayla yerine getirilmesidir. Esnek çalışma yöntemleri, geleneksel çalışma biçiminin zaman, mekan ve çalışma süresi açısından esnetilmesini içeren düzenlemelerdir.
Zaman esnekliği, geleneksel çalışma biçiminin çalışma saatleri açısından esnetilmesidir. Vardiyalı çalışma, esnek zaman ve sıkıştırılmış iş haftaları bu esnekliğe dayalı sistemlerdir. Vardiyalı çalışma (shift work), akşam ve gece dahil olmak üzere değişik zaman dilimlerinde farklı çalışan gruplarının çalıştırılmasıdır. Bazı işletmelerin yirmi dört saat durmadan hizmet vermesiyle ihtiyaç duyulan vardiyalı çalışma, en eski esnek çalışma yöntemidir. Vardiyalı çalışmanın, uyku bozuklukları, normal yaşam ritminin dışına çıkılması ve sosyal çevre ile ilişkilerin bozulmasına neden olduğu belirtilmektedir. Esnek zaman (flextime), günlük çalışma süresinin sabit ve değişken zaman dilimleri şeklinde düzenlendiği ve çalışanların toplam günlük çalışma süresini doldurmak şartıyla esnek zaman dilimlerinde (örn. sabah 6 ve 10 ve 15-19 arasında) işe geliş zamanlarını kendilerinin saptadıkları çalışmadır. Bu, işgörenlerin iş ve aile rollerini dengelemelerini kolaylaştıran, motivasyon ve iş performansını artıran bir sistemdir. Sıkıştırılmış iş haftaları, bir günde çalışılan iş saatlerinin arttırılarak haftalık çalışılan gün sayısının azaltılmasıdır. Bu, çalışanların çalışmadıkları serbest gün sayılarını artırıcı bir uygulamadır. Ancak işe gelinen günlerde daha uzun çalışılması, aşırı yorgunluğa neden olmaktadır.
Mekan esnekliği, işin önemli oranda veya bazı durumlarda tamamen işyeri dışında da yapılmasına izin verilmesidir. İletişim ve bilişim teknolojilerinin hızlı gelişmesi ve yaygınlaşması, görev ve sorumlulukların işyeri dışında yerine getirilmesini içeren "uzaktan çalışma"nın yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Uzaktan çalışma, sosyal izolasyona neden olmasıyla eleştirilmektedir.
Çalışma süresi esnekliği, genellikle çalışma sürelerinin azaltılmasını içeren düzenlemelerdir. Kısmi-zamanlı çalışma ve iş paylaşımı, çalışma süresi esnekliği kapsamında incelenebilir. Kısmi süreli çalışma, tam zamanlı çalışmaya kıyasla çalışma sürelerinin önemli ölçüde azaltıldığı çalışma biçimidir. İş paylaşımı, normalde bir kişi tarafından üstlenilen tam zamanlı bir işe ait görev ve sorumlulukların birden fazla, genellikle iki kişi tarafından yapılmasıdır. İş paylaşımında bulunanlar, kısmi zamanlı çalışan ve tam zamanlı işe ait ücreti de paylaştıklarından dezavantajlı olan kişilerdir.
Esnek çalışma yöntemleri (örn. vardiyalı çalışma, kısmi süreli çalışma) eskiden sadece nitelikli olmayan işler ve çalışanlarla ilişkilendirilirken, esnek zaman ve uzaktan çalışma gibi yöntemlerle günümüzde nitelikli iş ve çalışanları da kapsamaya başlamıştır. Her ne kadar geleneksel çalışma sistemi, iş hayatında halen hakim olmayı sürdürse de 2000'li yıllardan bu yana esnek çalışma yöntemleri gittikçe yaygınlaşmaktadır. Esnek çalışma sistemleri, işverenler yanında çalışanlar tarafından da (iş-yaşam dengesi vb. nedenlerle) tercih edilen düzenlemelerdir. Esnek yöntemlerin yaygınlaşması, geleneksel çalışma düzenine göre tasarlanmış, insan kaynakları yönetimi politika ve uygulamalarında da değişiklikler gerektirmektedir.
YAZAR
Kadriye Övgü Çakmak Otluoğlu