Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Diaspora Nedir?

        Aynı yerden farklı yerlere göç ederek anavatanı dışında yaşayan etnik veya dinsel nüfustur. Diaspora sözcüğü, Yunanca kökenli bir sözcük olup dağılmak, yayılmak anlamına gelir. Tarihteki klasik örnekleri Musevi, Ermeni ve Grek (Yunan) diasporalarıdır. Bu gibi klasik diasporalarda "zorunlu göç" temel kriterdir. Klasik diasporaların en temel özelliği, birlikte yaşadıkları çoğunluk toplumu ile aralarında belirgin toplumsal ve kültürel sınırların olmasıdır. Klasik diaspora cemaatleri, genellikle, "öteki" ile, yani çoğunluk toplumu ile karışmamaya özen gösterirler. Modern diaspora kavramı ise günümüzde, göçmen, misafir işçi, sığınmacı, mülteci ve benzeri şekillerde anavatanlarından uzakta yaşamak durumunda kalan insan topluluklarını ifade etmek için kullanılır. Öte yandan, sömürgecilik ve işçi göçü hareketlerinin ürünü olan ve modern diasporalar şeklinde tanımladığımız bu oluşumlar, çoğunlukla toplumsal birer kategori olarak ele alınmazlar. Bu tasarımlar, daha çok diasporik kültürel kimliğe sahip ya da transnasyonal (ulusaşırı) - diasporik kültürel oluşumu sağlayan topluluklar olarak ele alınırlar.

        Geleneksel ve modern diasporalar arasındaki farkı açıklamak için Fransız felsefeci Emmanuel Levinas'ın (ö. 1995) anlatımına başvurulabilir. Levinas, İbrahim Peygamber ile Odysseus'un söylenceleri arasındaki farklara değinir. Burada dikkat çekilen nokta, her iki tarihsel figürün anavatan ile olan ilişkileridir. Buna göre, Odysseus, Truva savaşlarına katıldıktan sonra ülkesi olan İtaka'ya geri dönebilmek için komuta ettiği gemilerle yola koyulur. On yıl kadar süren bu geri dönüş yolculuğunda, yaşadığı her şeye rağmen evine dönmekten vazgeçmeyen Odysseus ailesine ve vatanına uzun uğraşları sonrasında ulaşabilmiştir. Öte yandan, Tevrat, Eski Ahit''de anlatıldığına göre, Tanrı, İbrahim Peygamber'in bulunduğu toprakları halkıyla birlikte terk ederek geri dönmeksizin yeni topraklara göç etmesini istemiştir (Yaratılış, 12: 1). Bunun üzerine İbrahim Peygamber, bugünkü Irak sınırları içinde kalan ve doğduğu yer olan mitolojik Ur kentini halkıyla birlikte terk edip 'vaat edilmiş topraklar'a doğru yolculuğa başlamış ve doğduğu topraklara bir daha asla geri dönmemiştir. Bu karşılaştırma temel alınarak geleneksel diasporalar ile Ulysses arasında bir benzerlik ve diğer taraftan, modern diasporalar ile İbrahim Peygamber arasında bir başka benzerlik kurmak mümkündür. Kendisi ve kabilesi için yeni bir vatan bulmak üzere ülkesini geride bırakan İbrahim Peygamberin deneyimiyle günümüzde büyük ölçüde kapitalist büyümenin bir sonucu olarak anavatanlarını terk etmek durumunda kalan işçi diasporaları arasında bir bağlantı kurulabilir. Öte yandan Müslüman diasporalarına baktığımızda özellikle İslami eğilimi güçlü olan grupların kendi göç deneyimleri ile Muhammet Peygamberin Hicret deneyimi arasında paralellik kurma eğilimi gösterdikleri söylenebilir. Bu tür benzerliklerin kurulması yoluyla, inananlar göç deneyiminin yol açtığı ve kimi zaman travmatik olan zorlukların üstesinden gelebilme gücünü kendilerinde bulabilmektedirler. Türkiye'de iç savaştan kaçarak komşu topraklarına sığınan Suriyeliler için üretilen "Ensar" ve "Muhacir" söyleminin de yine benzer bir anlayışla hayat bulduğu ve İslam Peygamberi Hz. Muhammet'in deneyimini yeniden deneyimlemek şeklinde göçün ruhani boyutuna vurgu yapmak için türetildiği de hatırlanmalıdır.

        Diasporik bir deneyim yaşamak zorunda olan bu tür toplumsal gruplar, bulundukları yeni coğrafyada zamanla kendi kültürel ve dini cemaatlerini ya da diğer bir deyişle kendi adacıklarını kurmak durumunda kalmışlardır. Kurdukları bu kültürel adacıklar aslında bir anlamda homojen diasporik oluşumlardır. Bu tür toplumsal gruplar arasında özellikle diasporik dini cemaatlerin "ari ve saf olarak kalma" prensibine dayandığı görülmektedir. Ari ve saf olma düşüncesinin savunucuları, başka kültürlerle karışmanın kendi kültürlerini zayıflatacağından korkarlar. Ayrıca, inanmayanlarla ya da kendileriyle aynı inançları paylaşmayan insanlarla iletişim kurmanın inanç sistemlerini zedeleyeceğini düşünürler.

        İngiltereli sosyolog Robin Cohen'in diasporalar hakkında yaptığı sınıflandırma da geleneksel ve modern diasporalar arasındaki farklılıkları anlamak açısından oldukça anlamlıdır. Cohen'in eski ve yeni diasporalar şeklinde iki temel grup olarak yaptığı ayrım küresel ekonominin değişimine endeksli bir ayrımdır. Bu çerçevede geleneksel ve modern ayrımını belirleyen asıl unsur söz konusu diasporaların "kapitalizm öncesi" (Ermeni, Musevi ve Çerkes diasporaları) ve "kapitalizm sonrası" (İrlandalı, Çinli, Hintli, Sih ve Türk diasporaları) gerçekleşmiş olmalarıdır. Geleneksel diasporaların varoluş nedeni ya sömürgeleştirilme ya da sömürgeleştirmedir. Modern diasporaların varoluş nedeni ise küresel kapitalizmin doğurduğu sorunlar nedeniyle çevreden merkeze doğru (işçi diasporaları) ya da merkezden çevreye doğru (kapitalist diasporalar) yaşanan göçtür.

        William Safran ise başlığı "Modern Toplumlarda Diasporalar: Anavatan ve Geri Dönüş Söylenceleri" şeklinde çevrilebilecek önemli çalışmasında ideal diasporaları resmetmeye çalışır. Diasporaları "yersiz ve yurtsuz kalmış göçmen cemaatleri" olarak açıklayan Safran'a göre bir topluluğa diaspora adının verilebilmesi için anavatandan uzakta en az iki farklı çevresel mekana yayılmış olmaları, anavatanları hakkında anılarını, vizyonlarını ve söylencelerini sürdürüyor olmaları, yerleştikleri yeni ülkenin ev sahipleri tarafından tam bir kabul görmediklerine olan inancın varlığı, bir gün anavatana geri dönme isteğinin sürekli canlı tutulması, anavatanın refahı ve zenginliği için çaba harcanması ve bir azınlık olma bilincinin anavatan ile kendileri arasında varolan özel ilişki tarafından tanımlanması ön koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir. Bu kriterler her ne kadar yeni diasporaları açıklamakta yetersiz kalsa bile geleneksel diasporalara ilişkin bize önemli ipuçları verebilir.

        Diasporik bilincin günümüzde yaygınlık kazanmasını kolaylaştıran en önemli etken, hiç şüphesiz uluslararası iletişim ve ulaşım ağlarında yaşanan gelişmelerdir. Küreselleşme ile birlikte azınlık toplumları ve çoğunluk toplumları arasındaki güç ilişkilerinde bazı önemli değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Yakın zamana değin diasporik toplumlar içinde yaşadıkları ülkenin yasal, siyasal ve kültürel hegemonyasına itaat etmek zorunda kalmışlardır. Ulaşım ve iletişim imkanlarındaki yetersizlikler diasporik toplumların kendi anavatanlarıyla olan ilişkilerini asgari ölçüde tutmuş olmalarının temel nedenidir. Ancak bugün, bu gruplar kendi anavatanlarıyla ilişkilerini modern iletişim ve ulaşım araçları sayesinde kolaylıkla geliştirebilmektedir.

        Günümüzde mültecilerin durumu da anavatanlarını savaşlar, yıkımlar, umutsuzluklar ve hayatlarını koruma gibi nedenlerle terk etmek zorunda kaldıklarından, geçmişte benzeri nedenlerle anayurtlarını terk eden, geleneksel diasporalar olarak adlandırdığımız toplumsal gruplara oldukça benzemektedir. Kitlesel bir göç niteliğindeki Suriyeliler'in göçü de benzeri nedenlerle geleneksel bir diaspora örneği olarak karşımıza çıkma ihtimali vardır.. Önemli bir kısmı komşu ülkelere dağılmak zorunda kalan Suriyelilerin bir kısmı da dünyanın başka coğrafyalarına savrulmuştur.

        YAZAR

        Ayhan Kaya

        KAYNAK

        • Appadurai, Arjun. Modernity at Large: Cultural Dimensions of Globalization. Minnesota: University of Minnesota Press, 1997.
        • Atacan, Fulya. Kutsal Göç: Radikal İslamcı Bir Grubun Anatomisi. İstanbul: Bağlam Yayınları, 1993.
        • Bagchi, Amiya Kumar. "De-industrialization in India in the nineteenth century: Some theoretical implications." The Journal of Development Studies 12, Sayı: 2 (Ocak 1976): 135-164.
        • Cohen, Robin. Global Diasporas: An Introduction. Londra: UCL Press, 1997.
        • Kaya, Ayhan. Berlin'deki Küçük İstanbul: Diasporada Kimliğin Oluşumu. İstanbul: Büke Yayınları, 2000.
        • Levinas, Emmanuel. "The Trace of the Other." Deconstruction in Context içinde. Yay. Haz. M. Taylor. Chicago: University of Chicago Press, 1986. 346-359.
        • Levinas, Emmanuel. Collected Philosophical Papers. Çev. A. Lingis. The Netherlands: Kluwer Academic Publishers, 1987.
        • Levinas, Emmanuel. Sonsuza Tanıklık. Çev. Medar Atıcı, vd. Ankara: Metis Yayınları, 2003.
        • Safran, William. "Diasporas in Modern Societies: myths of homeland and return." Diaspora 1, Sayı: 1 (1991): 83-99.
        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa