Bir öğrenme alanı olarak nitelendirebileceğimiz bilişsel öğrenme, özellikle eğitim psikolojisi alanında, zihinsel etkinlikler yoluyla sahip olduğumuz ve edindiğimiz öğrenmelerdir. Örneğin, fizikte bir tanımı ya da kuramı hatırlamaya çalışmak, bir elektrik devre problemini çözme becerisini kazanmak bilişsel öğrenme alanına girmektedir. Bilişsel öğrenmelere yönelik hedef ve davranışların belirlenmesini kolaylaştırmak amacıyla 1950-60'lı yıllarda pek çok araştırmacı tarafından çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır. Örneğin Bloom, Bilişsel Alan Taksonomisi'ni geliştirmiştir. Bu sınıflamaya göre, bilişsel öğrenmede altı temel basamak yer almaktadır. Bunlar bilgi, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirmedir. Bu basamaklardan bilgi, kavrama ve uygulama basamakları temel zihinsel becerileri ifade ederken analiz, sentez ve değerlendirme basamakları daha üst düzey düşünme becerilerini ifade eder.
Bilgi düzeyinde, tanımlar, semboller, olgular hakkında genel bir bilgiye sahip olunur. Bu tanımlar ve ilişkiler yorum yapılmadan aynen tekrar edilecek düzeydedir. Bu düzeydeki öğrenme, daha sonraki aşamalar için temel teşkil etmektedir. Kavrama düzeyinde bilgi basamağında kazanılanların özümsenmesi, yeniden yorumlanması ve ifade edilmesi mümkün olmaktadır. Edinilen bilgi, yeni bir aktarım biçimiyle, olgunun neden, nasıl olduğu da açıklanarak ifade edilebilir. Uygulama basamağında, kazanılan bilgi birikimi kullanılarak yeni durumların anlaşılması ve problemlerin çözülmesi söz konusudur. Bu basamakta temel olan, edinilen ve kavranan bilginin günlük hayatta karşılaşılan bir probleme ya da duruma uygulanabilmesidir.
Yukarıda sayılan alanlardan daha üst bir bilişsel öğrenme alanı olan analiz düzeyinde, bilimsel bilgiyi oluşturan öğeler birbirinden ayırt edilir. Bilgiyi oluşturan yapılar ve bütün arasında derin ilişkiler kurulur. Analiz düzeyinde tümevarım ve tümdengelim akıl yürütme süreçleri kullanılır. Sentez basamağında, fikir ya da öğeler belirli ilişki ve kurallara göre birleştirilip yeni ve anlamlı bir bütün oluşturulur. Burada en önemli koşul, ortaya çıkan sentezin yeni ve özgün olmasıdır. Toplumsal sorunları çözmede yeni bir yaklaşım ortaya koyma ve yeni bir kuram geliştirme, senteze örnek olarak verilebilir. Son olarak, değerlendirme basamağı, bilginin öğeleri arasındaki bağıntı ve ilişkilerin belirli ölçütler bakımından irdelenmesi ya da bu bilginin başka durumlarda geçerli olup olmadığının değerlendirilmesini ifade eder.
Öğrenme psikolojisi tarihine baktığımızda da bilginin nasıl daha anlaşılır ve düzenli hale getirildiği bilişsel kuramlar tarafından açıklanmaktadır. Bilişsel kuramın kökleri 1920'lere kadar uzanmaktadır. Tolman, hayvan davranışlarını ilk defa zihinsel süreçlerle açıklamaya çalışmıştır. Gestalt psikologları, algı, öğrenme ve problem çözmede örgütsel süreçlerin öneminden bahsetmiştir. Çağdaş bilişsel kuramlar, örneğin bilgi işleme kuramı öğrenmede davranışçı ekollerin aksine, zihinsel süreçleri vurgular ve öğrenmenin insan türüne özgü yönleri üzerinde durur. Bu kuramlara göre bazı öğrenme süreçleri insana özgü olabilir çünkü insanlar karmaşık bir dil gibi, kendi türüne özgü yeteneklere sahiptir. Öğrenmede her zaman açık bir davranış değişikliği olmayabilir; bundan ziyade öğrenme zihinsel, içsel bir değişim içerir. İnsanlar, öğrenme sürecine aktif olarak katılırlar. Kendi öğrenmelerini kontrol edebilirler. Bilgi, kişinin inanç, tutum ve duyguları yoluyla birbirine bağlıdır ve bu nedenle bilgi daha önceki deneyimlerle bağlantı kurulduğunda daha anlamlı, etkili ve kalıcı olur. Gözlenen davranışlar, gözlenemeyen zihinsel süreçler hakkında önemli çıkarsamalar yapılmasına yardımcı olur.
Bilişsel yaklaşımların eğitsel uygulamalara yansıyacak iki önemli özelliğinden bahsedilebilir. Birincisi, öğrencilerin aktif katılım yoluyla kendi öğrenmelerini arttırabilecekleridir. Zihinsel olarak aktif öğrenciler, yani anlamak için dikkat gösteren öğrenciler daha fazla öğrenir. İkincisi, öğretmede kullanılan teknikler, öğrencilerin sınıf materyalini zihinsel olarak nasıl işlediğini ve nasıl öğrendiğini belirlemede önemli bir yere sahiptir. Örneğin, ders anlatılırken görsel kullanmak öğrenmeyi daha etkili hale getirebilir.
YAZAR
Tuğba Uzer Yıldız