Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Kabinede değişim, Esad'la yeni dönem

        Önceki yazıda CHP’nin yeni dengelerini, cumhurbaşkanı adayı konusundaki iç tartışmalarını ve tüm bunların devam eden ‘normalleşme’ süreciyle bağını aktarmaya çalıştım. Buna sadece bir cümle ek yapabilirim. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in son demeç ve röportajlarında normalleşmeye dair kararlı tutumunun devam ettiğini görüyoruz.

        Gelelim AK Parti'deki duruma. Dünkü yazının sonunda şu vurguyu yapmıştım. "AK Parti’nin yeni yol haritasının dinamikleri, elbette belli bir yere kadar CHP’nin gidişatıyla da ilgili. Ama asıl başlık net: Yeni bir inşa süreci mi; yoksa mevcudu korumak mı?"

        Sadece iki bakanlıkta yapılan bir değişimin, 31 Mart seçimlerinden sonra beklenen asıl değişimle ilgisi ne düzeyde? Her iki bakanlığın da çok kritik olduğunu kısaca anlatarak başlayayım.
        SAĞLIKTA ZOR YILLAR
        Sağlık Bakanlığı, pandemi döneminde çok önemli sorumluluklar üstlenen, ama bir o kadar da sert tartışmaların odağında bir yer oldu. Doktorların gelir düzenlemesi, yurtdışına gidenler ve randevu sistemi başta olmak üzere hastanelerin yaşadığı bazı sorunlara kadar pek çok başlık hep gündemde yer buldu.
        Fahrettin Koca, sağlık sektöründe hem hastane sahibi, hem de hekim olarak bulunduğu için zaman zaman ortak bir dilin avantajlarını değerlendirebildi. Özellikle doktorlar için yaptığı ve bir hayli ter döktüğü ücret düzenlemesiyle de olumlu bir hava oluşturdu. Özel hastane sahibi olmasının getirdiği eleştiriler ise görev süresi boyunca hep canlıydı.
        Bir başka önemli nokta, son aylarda yoğun biçimde bu görev değişiminin konuşuluyor olmasıydı. Son Kızılcahamam kampında yaşanan bir tartışmanın, Bakan Koca’nın ayrılmasının nedeni olduğuna gelince. Evet, yaşanan tartışma hayli sert. Ancak bu kararın daha önceden olgunlaşan nedenleri olduğunu da eklemek istiyorum.
        YENİDEN MURAT KURUM
        Çevre ve Şehircilik’te yapılan değişimin birkaç boyutu ve nedeni olduğunu tahmin ediyorum. Öncelikle deprem bölgesine yönelik süreçlerde daha hızlı aksiyon alabilmek. Çünkü bölgede hala çok ciddi sorunlar var ve kış aylarında bunların en azından öngörülebilir bir duruma gelmesi hayati önemde. Diğer yandan kentsel dönüşümden 31 Mart sonrası değişen belediye tablosuna kadar pek çok alanda Murat Kurum’un daha dinamik bir süreç yönetimi gerçekleştirmesi bekleniyor. Kurum’un en önemli handikapı İstanbul seçimini kaybetmiş olması elbette. Bakanlığın ilgi alanları öylesine geniş ki bunu tartışmaya fırsat bulacağımızı sanmıyorum.
        KABİNEDE DEĞİŞİM SÜRECEK Mİ?
        Peki asıl merak edilen soruya gelelim. Kabinede bu değişim devam edecek mi? Yeni isimler görecek miyiz? Elbette nihayetinde kulis, ama birkaç parti halinde 7-8 ismin daha değişmesi güçlü bir ihtimal. Hatta dün geceki değişimde bir ismin son dakikada geri çekildiği de kulislerde çokça konuşuldu.
        Bu değişimin, seçim sonrasında parti tabanında ve kamuoyunda beklenen hamleler olduğu söylenebilir mi? Açıkçası bu anlamdaki değişim taleplerinin merkezinde kabinenin yer aldığını söylemek gerçekçi olmaz. Eleştirilerin odağında olan asıl yerler parti yönetimi, teşkilatlar ve kritik bazı bürokratik makamlardı.
        İlk bölüm, yani parti yönetimi ve teşkilatların değişimi, kongre süreçlerinin zamana yayılmasıyla birlikte şimdilik çok yavaşlamış halde. Bürokrasiye dair değişimin sinyallerini kestirmek ise gerçekten çok güç.
        KULİSLER VE DE KULİSLER
        Ama yine de meraklısına bazı kritik kulisler aktarabilirim.
        Bugün kabine toplantısı var. Yeni bakanlar görevlerine başlarken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kritik bir sunum yapması bekleniyor. Türkiye’nin muazzam yüklü ve zorlu bir dış politika gündemi var. Bu gündemle doğrudan ilgili olan bir başlık ise Kayseri’de ortaya çıkan ve hepimizin endişeyle takip ettiği sorunlar. Sunumda ne kadar olacağını bilmiyorum, ama kurulun gündeminde son hadiseler elbette genişçe yer bulacak.
        Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Kayseri'de sokaklarda ortaya çıkan görüntülere çok sert tepki gösterdi. Öte yandan Kayseri’deki bu hadiseleri başka şehirlere de taşıma yönündeki provokasyonlar da çok yakından takip ediliyor. Türkiye, özellikle Suriye’den gelen göç dalgası yüzünden yaşadığı sorunları, bizatihi muhataplarıyla ele alma konusunda da kararlı. Beşar Esad’la görüşme gündemi de bunun ana unsurlarından birisi. Sadece göç değil, ülkemize yönelik tehditlerin de Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde ele alınması için Türkiye Beşar Esad’a el uzatıyor. Ana çerçevesi ‘bölgede akan kanın durdurulması’ ve bu yönde kuvvetli mesajların verileceğini tahmin ediyorum. Ülkemizdeki göçmenlerin geri dönüşüyle ilgili de yeni bir politikanın hızla hayata geçmesi sürpriz olmayacak.
        Erken seçim tartışmalarında Cumhurbaşkanının tavrında değişme yok. ‘Altın değerinde 4 yıl’ hedefi devam ediyor. Ayrıca CHP’nin kendi iç sorunlarından ve çekişmelerinden kaynaklanan böyle bir gündeme hiçbir şekilde sıcak bakmıyor.
        Astana’da hayli kritik bir görüşme trafiği olacak Cumhurbaşkanının. Öğrenebildiğim kadarıyla da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le uzun bir görüşme yapması planlanıyor.
        Ankara'nın sıcak kulisleri şimdilik bu kadar.