Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Merak edemediğim toplantı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ankara’da siyaset, özellikle bayram sonrasında inanılmaz bir tempo kazandı. Peş peşe gelen açıklamalar, kritik görüşmeler. Doğrudan ya da dolaylı verilen mesajlar. Bunların her biri büyük bir ilgi ve merak uyandırdı.

        Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe’nin yaptığı uzun görüşme de merakla takip edilenler arasındaydı. Fakat kendi payıma bu görüşmenin içeriğini merak etmedim desem yeridir. Nedenlerini anlatmak istiyorum.

        Bakan Mehmet Şimşek, daha önceki dönemlerde de, bugün üstlendiği bakanlık görevinde de politik duruşlar sergileyen bir isim olmadı. Kafasının önünde ya da arkasında farklı bir düşünce taşımadan, neye inanıyorsa ve mevcut tablo neyse onu aktardı. Hala da bunu yapıyor.

        O nedenle Şimşek’in CHP’li muhatabına, kamuoyuna yansıyan görüşlerinden farklı bir cümle kurması muhtemel değildi. Şöyle ifade edelim. Bir süre önce Londra’da katıldığı iki kritik toplantıda ne söylediyse veya AK Parti MKYK’sına yaptığı sunumda ne anlattıysa bu görüşmedeki çerçevesi farklı olamazdı. Öğrendiğim kadarıyla da öyle oldu.

        "Sonuçlarını almak üzere olduğumuz bir ekonomik program var. Bu programın gereklerini yerine getirme konusunda da kararlıyız." Uzun görüşmenin Mehmet Şimşek tarafındaki özeti böyleydi.

        İTTİFAKTAN PROGRAMA DESTEK

        Bunu doğrulayan iki önemli açıklama daha var. Gerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerekse MHP lideri Devlet Bahçeli, mevcut ekonomik programla ilgili aynı mesajları verdiler.

        Cumhurbaşkanının değerlendirmesini aktaralım kısaca: "Hayat pahalılığı ve enflasyon kaynaklı sorunların toplumda, bilhassa sabit ücretle çalışanlarda oluşturduğu yükün farkındayız. Bu sorunu, ülkeye ve millete hiçbir faydası olmayan, hatta zararı dokunan popülist politikalarla değil, kalıcı refah artışını sağlayarak çözeceğiz. Önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun ateşinin düştüğünü hep birlikte göreceğiz."

        Bahçeli’nin sözleri de şöyle: "Türkiye ekonomisi çok şükür fırtınadan çıkmıştır. Enflasyonda düşüş trendi başlamıştır. Ekonomi programına güveniyoruz ve en kötü günlerin geride kaldığına inanıyoruz."

        CHP'NİN PROGRAMI FARKLI MI?

        Ancak mevcut ekonomik programın destekçileri Cumhur İttifakı’ndan ibaret değil. Tam da bu nedenle Şimşek-Karatepe görüşmesi merak edilir olmaktan bir kez daha çıkıyor.

        CHP’nin ana muhalefet olarak gelir dağılımındaki adaletsizliği, asgari ücretin yıl ortasında yeniden artırılmasını, emeklilere enflasyon üzerinde zam yapılmasını istemesi, hem haklı ve hem de mevcut ekonomik gerçeklerle uyumlu talepler. Hayat pahalılığı ve alım gücündeki muazzam düşüş ortada.

        Fakat şu da bir gerçek. CHP ve toplamda muhalefet, özellikle 6’lı Masa döneminde bugün Mehmet Şimşek tarafından ortaya konulan programdan daha farklı bir öneride bulunmadı. Ne CHP’nin, ne İYİ Parti’nin Bilge Yılmaz gibi iddialı isimlerinin, ne de Ali Babacan’ın ana başlıkları itibarıyla farklı bir programı vardı.

        Dolayısıyla bugünün sorusu ve sorunu şu. CHP toplumun son derece haklı taleplerini dile getiriyor ve bunları meydanlara taşıyacağını ifade ediyor. Ama bu taleplere dair kendi çözüm önerisinin ya da programının ne olduğu sorusunun cevabı, hükümetin cevabıyla aynı.

        ERKEN SEÇİM MÜMKÜN MÜ?

        Şimdi gelelim bu tablo üzerinden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gündeme taşıdığı ‘erken seçim’ talebine. Doğrusu birbiri ardına yaptığı açıklamalardan Özel’in gerçekten erken seçim isteyip istemediğini anlamak kolay değil.

        Mesela şu sözleri: "Toplumun yarıya yakınında bir erken seçim talebi var. Erken seçim talebi yükseldikçe biz bu talebi seslendirmeye devam ederiz." Buraya kadar olanı erken seçim talebi gibi görünüyor. Ancak bundan sonrası daha farklı bir çerçeve. "130 milletvekilimizle, AKP ve MHP oy vermediği takdirde erken seçim kararı alınamıyorsa, bizim burada erken seçim dememizin ya da demememizin teknik bir karşılığı yok. Ama siyaseten, hele hele böyle devam edeceklerse, kesinlikle ve kesinlikle erken seçim kaçınılmaz olur."

        Şurası gayet net ve bu yönüyle Özgür Özel haklı. Mevcut parlamentodan CHP istediği için erken seçim çıkması mümkün değil. Dahası CHP 31 Mart’ta aldığı sonuca rağmen bir genel seçime pek çok nedenle hazır ve istekli değil. Bir an önce seçime gidilmesi yönündeki baskının, İstanbul merkezli olduğu da herkesin malumu.

        Parti içinde dengeler oturmadığı gibi, cumhurbaşkanı adayı konusundaki rekabet sanıldığından çok daha sert. Ayrıca seçim sonrasında ‘emanet’ olarak tanımlanan oyları kalıcı hale getirmek; başka bir deyişle mevcut söylemin dışına çıkabilecek bir değişimi gerçekleştirmek için önünde çok zorlu bir yol var CHP yönetiminin.