Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Fransız okullarındaki sorun sürüyor, olan çocuklara olacak...
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Malum İstanbul’daki Pierre Loti, Ankara’daki Charles de Gaulle Fransız okulları ile ilgili sorun sürüyor.

        Dün Erzurum’da konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu konuya değindi ve Fransızlar çözüme yanaşmıyor, oyalıyorlar minvalinde açıklamalar yaptı.

        Dünkü köşemde Sayın Tekin ile konuya dair görüşmemi aktarmıştım.

        Belli ki sorun bir çıkmaza girmiş. Fransa ikili anlaşmaya ve Türk öğrenciler ile ilgili bilgi paylaşımına yanaşmıyor, Türkiye de yıllardır defacto sürdürülen durumu "Ya dejure hale getirelim ya da masayı devirelim" diyor.

        Ben açıkçası iki ülke ilişkilerine olumlu katkı sağlayan, şimdiye dek bir çok kıymetli isim yetiştirmiş olan bu iki okulun bu tartışmalarla yıpranmasını çok yanlış buluyorum.

        Taraflar birer adım geri çekilmeli ve sorun muhakkak çözülmeli diye düşünüyorum.

        Bir buçuk ay sonra okul açılacak, kayıtlar yapılmış, yıllardır eğitim gördükleri, arkadaşları ve öğretmenleri ile bir dünya kurdukları okullarına dönememe riski ile karşı karşıya olan yüzlerce çocuk var.

        Bu ülke çocukları ve gençlerine karşı bu kadar hoyrat olmamalı.

        Tek sorun bu olsa...

        Kaldı ki eğitimdeki tek sorun nesillerdir var olan ama kağıt üzerinde yasal düzenleme eksiği bulunan Fransız okulları mı?

        Yıllardır işleyen teamüller artık kurala dönüşmüş, belli bir çerçeve çizilmesi için Fransızların da yapıcı adım atması gerekir ama MEB ve Dışişleri de çocuklarla ve velilerle biraz empati yapsa her şey çok daha iyi olmaz mı?

        Dün MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner ile yaptığım görüşmeyi aktaracağımı yazmıştım.

        Gelelim o görüşmeden notlarıma…

        Türkiye’de 5580 sayılı özel öğretim kurumları kanuna göre özel okullar 4 alt kategoriye ayrılıyor:

        1)Özel Türk okulları (Bilfen, Final vs)

        2) Milletlerarası okullar ( İnternational School, British School etc, bunlardan 252 tane var, Türkler ya da yabancılar tarafından kurulabiliyor, Türk öğrenci alınmıyor, genelde geçici görev için burada olan yabancıların çocuklarına hizmet veriyor.)

        3) Azınlık okulları (Rum, Ermeni, Yahudi okulları-Lozan’a dayanıyor, bir de sonradan kurulan Süryani anaokulu bu kapsamda-58 böyle okul var)

        4) Yabancı okullar( Yabancıların kurduğu Türk öğrenci alan okullar, Robert, St. Benoit, Dame de Sion gibi 6 Fransız okulu, Avusturya Lisesi, Alman Lisesi, 2 İtalyan Lisesi)

        Sorun ikili anlaşma olmaması

        Bir de bu kategorilere girmeyen yabancı misyon okulları var, işte kriz bu okullarda. Pierre Loti, Charles de Gaulle’ün dışında İran, Pakistan, Alman okulları ile birlikte 8-9 adet.

        Fethullah Güner’in söylediğine göre bu okulların yasal ya da anayasal bir dayanağı yok. Viyana sözleşmesine dayanarak 1820’lerden beri misyon görevlilerinin çocukları için hizmet verirken zamanla Türk öğrenci de almaya başlamışlar.

        Güner’e göre sorun bu okullardaki Türk öğrencilerle ilgili sayı ve kayıt bilgilerinin olmaması ve ikili bir anlaşmanın bulunmaması.

        “Müfredata müdahale gibi iddiaların aslı olamaz Nagehan Hanım zira biz zaten bu okulları tanımıyoruz o nedenle herhangi bir resmi yazışma yapmamız vs söz konusu değil” dedi.

        Peki nedir Türk tarafının talebi?

        Fethullah Güner’in söylediği şu:

        “Gelin ikili anlaşma yapalım dedik. Olmaz diyorlar, bizim 105 ülkede okulumuz var şayet sizinle anlaşma yaparsak diğer ülkeler de ister diyorlar.”

        Fransızlar ikili anlaşma teklifine ne diyorlar?

        Kanunlarımıza aykırı diyorlarmış.

        AEFE adı altında bir zincir olan Fransız okulları diğer ülkelerde nasıl çalışıyorlar?

        Fethullah Güner’in dediğine göre kadrolu ve kadrosuz okullar varmış, dolayısıyla ülkeye göre kategori değişiyormuş.

        Güner şunu özellikle vurguladı: “Biz bunu milli bir mesele olarak görüyoruz. Egemen bir devletiz, şayet Fransızlar bunu kabul etmezse kendileri bilir. Biz aylardır diyalog için çabalıyoruz.”

        Türkiye elbette egemen bir ülke. Buna zarar verecek hiçbir şey kabul edilemez ancak uzun yıllardır Türk öğrenci alan bu iki okul koskoca Türkiye'nin egemenliğine zarar veremez. Kaldı ki milli günlerin kutlandığı, bayramlarda Türk marşlarının söylendiği, festivallerinde folklor danslarının yapıldığı, içinde bulunduğu ülkeye ve kültürüne saygılı bir anlayış var okulda.

        Açıkçası şayet okullarla ilgili olumsuz bir karar alınırsa makro siyasetin bedelini yine gelecek kuşaklar ödeyecek ve çok yazık olacak…