Adam adama markaj: Guterres, Mazraoui ve Greta
Filistinlilerin yaşam hakkını savunan hiçbir dışavurum affedilmiyor. İşte BM Genel Sekreteri Antonio Guterres istifa etsin, Noussair Mazraoui Bayern Münih’te ceza alıp kadro dışı kalsın, Greta Thunberg de iklim hareketinden dışlansın isteniyor.
Portekizli eski siyasetçi bir diplomat, Bundesliga’da top koşturan Faslı bir futbolcu ve İsveçli gencecik bir iklim aktivisti; ünlü olmalarının dışında tek ortak yanları Filistinlilerin yaşadığı mezalimi dile getirmiş olmaları. Herkes eleştirilebilir, beis yok ama Simon Wiesenthal’in ömrünü adayarak yıllarca izini sürdüğü soykırımcı Nazi canileri sanki onlar, öyle bir takibat hakim.
BM Genel Sekreteri Guterres, Hamas’ın İsrail’e saldırısını kınamasına kınıyor ama Güvenlik Konseyi’ndeki konuşması nedeniyle Netanyahu hükümetinin gözünde artık persona non grata. Hamas saldırısının durduk yerde meydana gelmediğini, Filistinlilerin 56 yıldır toprakları ellerinden alınarak şiddet içerikli boğucu bir işgal altında yaşadıklarını ve savaş hukukunu hatırlatarak, şimdi de Hamas saldırısı yüzünden topluca cezalandırıldıklarını söyledi çünkü. “Sivillere hem barınak, yiyecek, su, ilaç ve yakıt olmayan güneye gitmeleri için talimat vereceksin, hem de güneyi de bombalamaya devam edeceksin, bu sivilleri korumak değildir” diyor.
Önce İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, BM şefiyle randevusunu iptal ediyor, ardından İsrail’in BM temsilcisi Gilad Erdan, Guterres’in iftira attığını öne sürerek istifaya çağırıyor. Bir BM Genel Sekreteri'ne bu şekilde muamele pek görülmüş vaka değil. Genel sekreterin yanlış anlaşıldığını düşünerek X hesabından konuşmanın bir kesitini yayınlaması da alışıldık bir durum değil.
Şimdi İsrail, BM personeline vize vermemeyi gündemine aldı; hatta Erdan’ın ordu radyosuna yaptığı açıklamaya göre Guterres’in insani işler ve acil yardım koordinasyonundan sorumlu yardımcısı Martin Griffiths’in vize talebi geri çevrilmiş bile. Erdan “Terörizm ve cinayete anlayış gösterenlere ders vermenin zamanı geldi” diyor.
Bu arada Birleşmiş Milletler’e yönelik alaycı bir üslup da söz konusu. BM’nin Filistinlilere Yardım Ajansı UNRWA, Gazze’ye yakıt ikmali yapılamadığı takdirde dün gece yarısı itibariyle bütün faaliyetlerin duracağını açıklamıştı. Elektrik olmadığı için hastane jeneratörlerinin durması dahil. İsrail ise Hamas’ın askeri amaçlarla tonlarca dizel yakıtı sakladığını iddia ediyor. İsrail ordusu X hesabından bir uydu fotoğrafı paylaşarak BM’yle dalga geçiyor: “Bu yakıt tankları Gazze’de. İçlerinde 500 bin litreden fazla yakıt var. Size lazımsa Hamas’tan isteyin.”
FUTBOLCUYA GÖREV BİÇMEK
Bayern Münih’in Faslı topçusu Mazraoui, Galatasaray maçı kadrosuna alınmasaydı belki Almanya’da ortalık yatışırdı. Fakat sakatlıklarla kadro eksiğinin de etkisiyle, maalesef 1:3 biten İstanbul’daki karşılaşmada savunmadaki yerini almıştı.
Filistin’i savunan paylaşımları nedeniyle Almanya’daki Yahudi Merkez Konseyi ve en büyük Yahudi spor federasyonu Makkabi Deutschland, cezasız kalmaması için Mazraoui’nin peşini bırakmıyor; İstanbul’a gelişi ortamı daha da kızıştırmış görünüyor. Çünkü onların yorumuna göre Filistin’in tarafını tutmak, Mazraoui’nin Instagram paylaşımında yaptığı gibi “Gazze’de ölenlere rahmet, yaralılara şifa dilemek”, direkt Yahudi düşmanlığı anlamına geliyor ve böyle bir profilin hiçbir şey olmamış top koşturmaması gerekiyor.
Belli ki Bayern Münih alttan almaya çalışıyor, 25 yaşındaki oyuncunun Fas milli takımından dönüşünde kendisiyle “aydınlatıcı bir konuşma” yapıldığını, “Mazraoui’nin terörün her türlüsünü ve terör örgütlerini lanetlediğini” açıklıyor kulüp. Ancak Merkez Konsey bu önlemi yeterli bulmuyor, Mazraoui’ye daha sert bir yaptırım uygulanmasını istiyor. Konsey Başkanı Josef Schuster, kulübü de eleştirerek “Bayern Münih gibi bir şampiyona yakışmadı” diyor. Mazraoui’nin topluma örnek olma işlevi de bulunan profesyonel futbolcu kimliğiyle Hamas terörünü kınayarak İsrail’in var olma hakkını tanıması ve meydanlara taşan antisemitizmi reddetmesi gerektiğini söylüyor Schuster.
Son haberlere göre Makkabi Deutschland’ın bir temsilcisi hem kulüp yönetimi hem de Faslı oyuncuyla bir araya gelip meseleyi görüşmek istiyordu. Dün itibariyle buluştuklarına dair bir bilgi yoktu.
GRETA FAKE NEWS YAYIYORMUŞ
Greta Thunberg’in iklim aktivisti arkadaşlarıyla birlikte “Özgür Filistin”, Gazze’yle dayanışma ve ateşkes çağrısı içeren paylaşımı nedeniyle topa tutulduğunu, görseldeki pelüş oyuncak ahtapot yüzünden antisemitizme dair komplo teorileri üretildiğini geçenlerde aktarmıştım.
Mesele orada kalmadı, İsrailli iklim aktivistleri de kıza cephe alarak öfkeli bir dille açık mektup yayınladı, hele Alman medyası Greta’nın iklim hareketini nasıl zehirlediğinden tutun Yahudi hayatlarını nasıl tehlikeye attığına dair başyazılar yayınlamaya koyuldu.
Jerusalem Post’un haberine göre İsrail’deki Greta karşıtı reaksiyonu, Kadın Çevreciler Forumu’nun kurucusu Rony Bruell örgütledi, kınama metni için birkaç saat içinde yüzlerce çevreciden imza topladı. Açık mektupta 7 Ekim saldırısında ağır can kaybına uğradıkları ve rehinelerin durumu haklı olarak hatırlatılıyor ama, “Greta, tek taraflı, bilgiden yoksun ve yüzeysel paylaşımların nedeniyle derinden yaralandık, şoke olduk ve düş kırıklığına uğradık” diye bağlanıyor. Greta’nın bölgedeki çatışmaların tarihçesini okuyarak bilgilenmesi de salık veriliyor. Fakat o tarih, Filistin topraklarının işgalini ve halen süregelen yerleşimci yayılmasını da içeriyor.
Der Spiegel’in başyazısında ise Greta Thunberg, zamanın en nüfuz sahibi kişiliklerinden biri olarak gerçekleri çarpıtıp Yahudi hayatlarını tehlikeye sokmakla suçlanıyor. Yazara göre, dünya forumlarında konuşan, başkanlarla buluşan ve Nobel Barış Ödülü almasına ramak kalan Greta, milyonlarca genci etkileme gücüne sahip; Instagram’da 14 milyon takipçisi var ve sadece Filistin’i destekleyerek fake news yaymış oluyor, bölgeyle ilgili çok az bilgiye sahip olup haber takip etmeyen taraftar kitlesini de yanlış yönlendiriyor. Üstelik bilgi kaynağı olarak verdiği bazı linklerde İsrail soykırımla suçlanıyor, Hamas propagandası yapılıyor.
Başyazıda şu satırların hakkını vermek lazım: “Greta, ağırlıklı olarak sosyal medyadan bilgilenen genç kuşağın küresel ikonu. Bu alemde influencerlar klasik medyadan daha büyük güce sahip. Greta Thunberg’in tek bir postu, tahminen bir Spiegel başyazısından beş bin kat etkili.” Doğru.
Avrupa Birliği içinde Avusturya ile birlikte en sıkı İsrail destekçisi olan Almanya’nın medyası, bireysel nüfuz bağlamında futbolcuyla, iklimciyle uğraşırken AB’nin İsrail’e mesafeli üyelerini de görmezden gelmiyor. Die Welt yazıyor; “Bazı AB ülkeleri İsrail’e özellikle eleştirel yaklaşıyor. İrlanda, İspanya, Fransa, Lüksemburg ve Belçika, Hamas’a karşı savaşında İsrail’i frenlemeye çalışıyor. Bu ülkeler, tek taraflı İsrail desteği yüzünden Küresel Güney’le Avrupa bağlarının iyice kopmasından ve Putin’in eline koz verilmesinden kaygı duyuyor, Brüksel kulislerinde sürekli Gazze’deki sivil ölümlerin önüne geçilmesi gereğini ifade ediyorlar.” Aman ne büyük aymazlık!
AB içindeki ses tonları farklı ama İsrail’e açık çek veren ABD ile birlikte Batı’yı temsil ediyorlar. Ürdün Kraliçesi Rania da CNN Int.’te Christiane Amanpour’a konuşurken Gazze’deki felaket karşısında Batı’yı çifte standart uygulamakla suçladı, bunun Ürdün dahil bölge insanlarını şoke eden bir skandal olduğunu söyledi.
Uluslararası medyada “Ürdün Kraliçesi açıkça Filistin’in tarafını tutuyor” diye yazılar çıktı. Kadın aslen Filistinli, kimin tarafını tutacaktı!
- İyi haber: Avrupa'da aşırı sağ yükseliyor ama aralarında geçimsizlik var3 gün önce
- Olimpiyat sıcağında vantilatör endeksi4 gün önce
- Traktör paradoksu1 hafta önce
- Yapay zekayla Refah resmi, ölen gazetecilerin anısına hakaret1 hafta önce
- Avrupa seçimlerinde rot-balans sağa çekiyor2 hafta önce
- Cate Blanchett orta sınıfsa biz neyiz2 hafta önce
- Taziyenin haddi3 hafta önce
- İstikamet Ruanda, saatler Paris-Londra3 hafta önce
- Filistin ve iklim davaları nasıl birleşti4 hafta önce
- Tasarruf testeresi ve gnocchi memurları...1 ay önce