Yapay zekayla Refah resmi, ölen gazetecilerin anısına hakaret
Refah’la dayanışma addedilen yapay zeka üretimi o fotoğraf (!) savaşın yakıcı vahşetini değil sadece Matrix’i hatırlatıyor. Morpheus’un Neo’yu interaktif simülasyonlu Matrix’ten çıkarıp, karanlık kaostan ibaret gerçek dünyayla yüzleştirdiği sahnenin tam tersini gösteriyor. Gazze’nin alev, duman ve yıkıntıları arasında cansız çocuk bedenleri yerine, sırtını karlı dağlara yaslamış geometrik düzen içinde kutu kutu rafine bir Refah. Yapay zeka ürünü “Bütün Gözler Refah’ta” görseli, muntazam dizili çadırları ve her türlü çarpıklıktan azade haliyle Matrix’in bilgisayarda üretilmiş sahte dünyası sanki.
7 Ekim’den beri İsrail saldırılarında 37 bin insan can verdi, katliamın acılarını ve yokluğu, açlığı gösteren hiçbir fotoğraf, yapay zekanın yalancı grafiği kadar paylaşılmadı; sadece Instagram’da en son 45 milyona ulaşmıştı. Filistin mezalimine niye ses vermiyorsun diyorsunuz, alın işte Refah için ne kadar kaygılanıyorum görün… paylaşımları. Gayet konforlu bir aktivizm.
Oysa çıplak hakikatin fotoğraflarını çeken, Gazze’nin gerçek karanlık yüzünü dünyaya anlatmak için bombalar altında görev yapan 107 gazeteci İsrail saldırılarında öldürüldü. 1992’den beri savaş ve çatışmalarda ölen gazetecilerin kaydını tutan Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) 31 Mayıs itibariyle tespit ettiği kayıp tablosu bu. CPJ verilerine göre kaydı tutulan yılların hiçbir dilimine bu kadar çok gazeteci ölümü sığmadı. Ne Afganistan’da, ne Irak, ne de Suriye’de… Hiçbirinde.
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin Program Direktörü Carlos Martinez de la Serna’nın dediği gibi, “Her bir gazeteci öldürüldüğünde, yaralandığında, hapse atıldığında veya sürgüne zorlandığında gerçeğin parçalarını da kaybederiz. O ölümlerden sorumlu olanların karşısında çifte imtihan vardır: Biri uluslararası hukuk diğeri ise tarihin asla affetmeyen bakışı…”
Gazze’de gazeteciler öldürüldükçe, parça parça kaybettiğimiz gerçeklerin yerini makine üretimi hayal perdeleri mi alacak? Sosyal medyanın story’ler dünyasında üzmeden, can acıtmadan, travmatik içeriğe bulaşmadan.
Refah’la dayanışma dalgası, İsrail’in geçen pazar günü mültecilerin çadır kampına yaptığı saldırı sonrası ortaya çıktı. Netanyahu’nun 45 insanın ölümünü “trajik bir hata” diye geçiştirdiği saldırı sonrası. Instagram’da “All Eyes on Rafah” grafiği ilk “shahv4012” kullanıcı adıyla hikayelerde paylaşıldı, “sen de ekle” seçeneğiyle çığ gibi büyüyerek yayıldı. X’te Filistin hesaplarına da yansıdı, ancak yoğun eleştiri de vardı. Çünkü teknoloji ürünü fake imaj, Gazze’deki gazetecilerin özellikle sosyal medyadan yansıttığı felaket görüntülerini perdeliyor, temize çekiyordu. Bazı sosyal medya danışmanlarına göre yapay zeka grafiği, taraf tutma içeriği taşımadığı için de viral oldu. Ancak tabii bir insanlık suçu karşısında pozisyon almak için eyleme katılanlar da vardı.
Kullanıcıların kaçı Refah tablosunun sahici olmadığının farkındaydı, meçhul. Meta’dan görsele dair yapay zeka uyarısı yoktu. Fakat manzara bile fake işlenmişti. Refah’taki çadır kentin arka planında karlı dağlar yok. Derme çatma çadırlar binaların arasına kurulmuş, kumluk tepelerin yanı sıra yer yer palmiye ağaçları var.
Bombalardan kaçan yaklaşık 1 milyon Filistinlinin son sığınağı Refah. İsrail mayıs başında bölgedeki kara harekatını genişletti; Uluslararası Adalet Divanı’nın “dur” emrine rağmen İsrail kuvvetleri, Hamas’ın operasyon merkezi Refah’ta olduğu gerekçesiyle giderek derinlere doğru ilerliyor. İsrail ta geçen şubat ayından bu yana kente geniş çaplı saldırının planlarını yapıyor. O dönemde Dünya Sağlık Örgütü’nün Batı Şeria’daki temsilcisi Richard Peeperkorn vahim planı kastederek “Bütün gözler Refah’ta” demişti; saldırı halinde insani felaketin akla hayale sığmayacak boyutlara geleceğini söylüyordu. Bu uyarı üzerine Save the Children ve Oxfam gibi örgütler Refah’ı bekleyen tehlikeye dikkat çekmek için sloganı kullanmaya başladılar. Barışçı Yahudi hareketi Jewish Voice for Peace de, 45 kişinin öldüğü saldırıdan sonra X mesajında öyle dedi: “Bütün gözler Refah’ta.”
Şimdi bu sloganı metinden çok görselle yansıtma çabasını anlamak mümkün. Ayrıca Meta’nın şirket politikası gereği kanlı vahşet görüntülerini sınırlandırmasından ötürü yumuşak bir ton tercih edilmiş olabilir. Ancak bu örtük mesajın, savaşta ölen Filistinli gazeteci, foto muhabiri ve kameramanların anısına saygısızlık olduğunu savunanlar da var. Instagram’da bir video paylaşan “Islam.mc” adlı kullanıcı, yapay zeka ürünü görselin tembel aktivizme alan açtığını ve savaşta ölen Filistinli gazetecilere hakaret edildiğini söylüyordu.
YOKLUK, GAZETECİLİK VE SON
İsrail’in kara ve hava saldırıları altında gazeteciler sadece ölümle burun buruna çalışmıyor, sürekli kopan iletişim, İsrail yakıt geçişine izin vermediği için elektriksizlik ve malzeme sıkıntısıyla da mücadele ediyor. Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), daha savaşın ilk gününden beri haberciliğin bedelini hayatlarıyla ödeyen gazetecilerin hiçbir koruma, ekipman, uluslararası varlık, iletişim veya yemek ve su olmadan dünyaya gerçekleri anlatmak için hayati bir görevi yerine getirdiklerini belirtiyor. Uluslararası hukukun koruması altında oldukları halde, İsrail askerlerinin en az üç gazeteciyi kasten hedef alarak öldürdüğünü belirleyen CPJ bunları cinayet olarak kayıtlara geçirdi; ayrıca 10 vaka daha cinayet şüphesiyle araştırılıyor.
CPJ tespitlerine göre ölüm, yaralanma ve tutuklanma dahil 350 ayrı vaka meydana gelmiş gazetecilere yönelik. Ölen 107 medya çalışanı arasında 102 Filistinli, üç Lübnanlı, iki de İsrailli gazeteci yer alıyor; yaralanan gazeteci sayısı 32, tutuklananların sayısı 42, iki gazeteci ise kayıp.
Muhammed el-Salihi savaşın ilk günü 7 Ekim'de öldürüldüÖlümler daha ilk günden başlıyor. Bir Filistin haber ajansının foto muhabiri Muhammed el-Salihi savaşın başladığı 7 Ekim günü hayatını kaybetti; Gazze Şeridi’nin merkezindeki bir mülteci kampı yakınında vurularak öldürüldü. Nablus merkezli TV kanalında görevli kameraman Nidal el-Vahidi ise aynı gün Beyt Hanun sınır kapısı yakınlarında kayboldu, o gün bugündür haber alınamıyor.
Nidal el-Vahidi savaşın başından beri kayıpAnadolu Ajansı da Gazze savaşında kayıp verdi: Foto muhabiri ve freelance kameraman Montaser el-Sawaf. Meslektaşlarının anlattığına göre bisikletiyle dolaşarak Gazze harabelerini görüntülüyordu. Fotoğraflarından birinin altına “Dün burada bir sokak vardı, evler, çocuklar ve hayaller vardı” diye yazmıştı. Anne ve babasıyla diğer aile üyelerini kaybettiği bombardıman sonrası yaralı gözüyle çektiği selfie son paylaşımlarından biri oldu. 1 Aralık 2023 günü İsrail’in hava saldırısında kardeşiyle birlikte hayatını kaybetti Sawaf.
Montaser el-Sawaf'ın yaralı yüzü son selfie'si olduEl Cezire’nin Gazze büro şefi Wael al-Dahdouh savaşın en ünlü ekran yüzüydü. Karısı ve çocuklarından ikisini kaybettiği hava saldırısından sonra bile haberciliği sürdürmüş, başka bir saldırıda kendisi gibi El Cezire’de çalışan oğlu Hamza da ölmüştü. 15 Aralık günü, bir okula sığınanları görüntülemek için Han Yunus’a gitmişti ki, kameramanıyla birlikte dron saldırısına yakalandılar. İkisi de yaralandı. Belçika vatandaşlığı olan Filistinli kameraman Samer Abu Daqqa saatlerce ambulans bekledikten sonra kan kaybından can verdi. Wael al-Dahdouh ise yaralı halde Katar’a tahliye edildi.
TEK PARÇA ÖLMEYİ HAYAL ETMEK
Filistinli freelance gazeteci ve podcast yayıncısı Ayat Khadoura henüz 27 yaşındaydı. Gazze’nin kuzeyinde Beyt Lahya'daki evinden bir video paylaşmıştı 6 Kasım günü. O konuşurken ekrandaki İngilizce yazıda diyordu ki; “Bu dünyaya son mesajımdır… Büyük hayallerimiz vardı, ancak bugün ne yazık ki, eğer öldürülürsek tek parça halinde öldürülmenin hayalini kurabiliyoruz sadece…”
Ayat’ın son mesajı oldu. Daha eğitimini sürdürecek, büyük gazeteci olacak, film çekmek için ekipman edinecekti. 20 Kasım 2023 günü evlerini havaya uçuran İsrail bombardımanında Ayat ve kardeşleri can verdi. Hayatta kalan kız kardeşi Yasmin, Ayat’ı defnedemediklerini söyledi. Bedeni paramparça olmuştu.