Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Uzaya en ucuz bir iki - Hint işi
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Biz Dünyalılar Ağustosu iki Mavi Ay’a birden hayran kalarak açtık ve kapattık. 1 Ağustos ve 31 Ağustos’ta yaşadığımız büyük ayrıcalıktı, aynı ay içinde Dünya’ya en yakın pozisyonda iki süper dolunay 2037 yılına kadar bir daha görülemeyecek.

        Bu sırada iki dolunay arası Ay’da…

        Ruslar Ay’ın güney kutbuna inelim derken kontrolden çıkan Luna-25 aracı yere çakılıp pert olduğu gibi bir de 10 metre genişliğinde krater açtı. Ay yüzeyindeki hasarın görüntüleri NASA’nın LRO Ay keşif aracından geldi. Uzayda hasara sebep olanların tazminat yükümlülüğü var mı diye baktım, 1967 tarihli Ay ve diğer gök cisimleri dahil uzayın keşif ilkelerini belirleyen Dış Uzay Anlaşması’na göre sadece yeryüzüne cisim isabet ettiği takdirde aracı fırlatan devletin (ayrıca toprağından fırlatılan üçüncü tarafın) sorumluluğu var. Cisim dediğin uzay çöpü. NASA verilerine göre 100 milyon kadar moloz parçası Dünya yörüngesinde saatte 25 bin kilometre hızla dönüp duruyor. Geçen yıl yörüngeye 186 fırlatma işlemi yapıldı, 180’i başarılı oldu. Geri kalanlar tepemizde enkaz.

        Kısacası Rusya, 47 yıl aradan sonra Ay’a iniş misyonunda başarısız olduğu için sadece programın maliyetini dert edebilir. Ancak haset etmesi için çok neden var. Başarısız Luna-25 misyonundan dört gün sonra Hindistan Chandrayaan-3 modülüyle o güney kutbuna öyle başarılı bir yumuşak iniş yaptı ki, üzerine destanlar yazılıyor. Hindistan'da kriket aşkını bile gölgede bırakan uzay heyecanı ve süksenin haklı kıvancından bahsetmiyorum. Din temelinde kutuplaşma ortamını yumuşatan milli gururla ne kadar şükür lokması dağıtsalar yeridir.

        Destan derken söz konusu olan Batı’daki yorumlar. Amerikan medyasına göre Hindistan’ın, ABD, Rusya ve Çin’den sonra Ay’a iniş yapabilen dördüncü ülke olması, uluslararası siyasetin yönünü değiştirecek nitelikte bir olay. Önümüzdeki hafta G20 zirvesine ev sahipliği yapacak Hindistan, yumuşak güç ve prestij sağlayan uzay başarısı sayesinde yeryüzündeki nüfuzunu da artıracak. Geçen hafta yayınlanan Pew araştırması Hindistan’a yönelik olumlu uluslararası bakışı ortaya koyuyor, Hintliler de ülkelerinin yükselişte olduğu görüşünde.

        Narendra Modi Hükümeti’nin popülist Hindu milliyetçiliğiyle ülkeyi kutuplaştırdığı, Müslümanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığı, muhaliflere dijital karartma uyguladığı yorum ve analizleri rafa kalktı. Dünyanın en büyük demokrasisi artık daha az demokrasi ama demek ki uzay gücünün hakkını vermek lazım. 2024’teki genel seçimde Modi için yeniden iktidar cepte.

        Ukrayna kaynaklı gergin ortamda Putin’e nispet havası sezilmiyor değil. Hindistan haberleri kaçınılmaz olarak Rusya’nın hezimetini de içeriyor; soğuk savaşta ABD ile uzay rekabetini sürdüren Sovyet ışıltısından eser kalmadığından dem vuruluyor. Sahadaki yeni oyuncular Rusya’yı sollamış bulunuyor.

        İşte Hindistan’ın keşif aracı hemen çalışmaya başladı ve Rusya’nın inemediği güney kutbunda kükürt buldu. Yüzeydeki sıcaklığın 50-60 derece olduğu, sekiz santimetre derinlikte ise eksi 10 dereceye düştüğü ilk kez tespit edildi. Ay’ın karanlık yüzüne inen ilk ülke olarak Çin’in Yutu-2 keşif aracı da araştırmalara devam ediyor ve Pekin uluslararası Ay üssü kurulması önerisinde bulunuyor.

        HOLLYWOOD’UN UZAY FİLMİNDEN DAHA HESAPLI

        Hindistan’da onca yoksulluk varken adamlar Ay seferine çıkıyor, diyenler var. Doğru yoksulluk var ama yoksulluğun üstesinden gelmenin yolu adil paylaşımın yanı sıra bilim ve teknolojiden geçiyor. Ay kaynaklarının ticari kapasitesi tam bilinmiyor ama Hindistan’ın misyonu sayesinde şu soruların yanıtını bulmak mümkün olacak; acaba Ay’ın kutuplarında tespit edilen su buzu potansiyel yaşam desteği olabilir mi ve roket yakıtı için maden sahası açılabilir mi? Uydu iletişimi, navigasyon, kaynak çıkarma, uzaktan algılama, uzay turizmi gibi girişimlerle uzay ekonomisi önemli kazançlar sağlayabilir.

        Alman medyasındaki bazı haberlerde “Hintlilere yıllardır kalkınma yardımı yapıyoruz, onlar kalkıp Ay’a gitti. Bizim bir roketimiz bile yok” serzenişi var; 2020’de Hindistan’a yardım 580 milyon Euro, Suriye’den sonra ikinci sırada. Eh kalkınırken demek ki Ay ve Mars misyonları da gerekiyor. Hindistan aynı zamanda Mars yörüngesine araç gönderen ilk Asya ülkesi.

        Ayrıca Avrupa’nın bugün Ay’a fırlatacak roketi olmayabilir ama olacak. Avrupa Uzay Ajansı’nın geliştirdiği Ariane-6 roketinin fırlatılması sürekli ertelendi, geçen Ağustos dahil, gelecek yıl artık ilk uçuşunu yapması bekleniyor.

        Fakat şunu da kayda geçirmek lazım, uzay programını Hindistan’dan daha ucuza mal eden yok. Chandrayaan-3 seferinin maliyeti 74 milyon dolar, Hollywood yapımı epik bilimkurgu Interstellar’ın 165 milyon dolarlık bütçesinin yarısından bile az. Barbie ve Oppenheimer’dan da ucuz olduğunu yazıp çizen çok ama Hollywood’a kadar gitmeye gerek yok, Hindistan’ın bugüne kadarki en pahalı blockbuster filmi, Haydarabad merkezli Tollywood yapımı RRR’nin bütçesi bile 72 milyon dolar.

        Rusya Luna-25 programının maliyetini açıklamadı, ancak Hindistan’ın iki katı olduğu tahmin ediliyor. NASA’nın Artemis programıyla 2025’te dört astronotla Ay’a yapacağı insanlı seferin ise 93 milyar doları bulacağı hesaplanıyor.

        ABD uzay araştırmalarında halen liderlik pozisyonunda, Hindistan ise düşük bütçe sayesinde uluslararası platformda avantajlı bir siyasi pozisyona geldi. Uzaya açılmak isteyen ülkeler için elverişli bir partner konumunda.

        Modi hükümeti zaten nicedir uzay diplomasisi uyguluyor. Güney Asya’da yörüngesel fırlatma kapasitesine sahip tek ülke olarak bir uyduyu altı komşusunun bedelsiz kullanımına açtı. Modi’nin deyişiyle “paha biçilmez hediyeden” yararlanan komşular Afganistan, Nepal, Bhutan, Sri Lanka, Bangladeş ve Maldivler.

        Artemis programı, Mars’a ilk insanlı uçuş için Ay’da üs kurulmasını içeriyor ve Hindistan da 2020 tarihli Artemis Anlaşmaları çerçevesinde ortaklardan biri. Çin ise 2035’e kadar Artemis programına alternatif Ay araştırma merkezi kurmak üzere Rusya ile anlaştı, Latin Amerika ve Körfez ülkeleriyle uzay işbirliğini geliştirdi.

        BEYİN GÖÇÜNE KAPILMAYAN ADAMIN ZAFERİ

        Şimdi Hindistan Uzay Araştırmaları Merkezi ISRO’nun başındaki uzay mühendisi Sreedhara Somanath Ay’a iniş başarısı sayesinde projektör altında. Amerikan bakış açısıyla adamın en önemli hasleti, beyin göçüyle kapağı Hindistan dışına atmaması gibi görünüyor. “Hindistan’ın Satya Nadella gibi girişimcilerden çok Somanath gibi kahramanlara ihtiyacı var” cümlesinden bunu anlıyorum.

        Yapılan kıyaslama şu: Haydarabad doğumlu Satya Nadella, ABD’de parlak bir kariyere sahip ve halen Microsoft’un CEO’su. ISRO’nun Başkanı Somanath ise ülkesinde kalmayı tercih ederek tarihi bir Ay inişine önderlik etti, bu nedenle de yetenekli Hintli bilim insanları için rol model olması gerekiyor. Somanath asla bir kriket takımının sahibi olamayacak, Fortune ve Forbes listelerine giremeyecek, büyük ihtimal Beyaz Saray’a da davet edilmeyecek ama Nadella’nın yıllık kazancının yüzde 30 fazlasını harcayarak Hindistan’ı Ay’a götürdü…

        İş yine dönüp dolaşıp paraya geliyor. Nadella’nın Microsoft’tan 2022 geliri 54.9 milyon dolar. Hindistan’ın Ay’a gidiş masrafıyla kıyaslanmış ama beteri var; Somanath’ın yıllık kazancı 25 bin dolar.

        Kritik Ay seferi için ISRO’da bütün kadro fazladan çalıştı ama kimseye fazla mesai ödenmemiş, sadece akşamüstü saatlerinde masala dosa ve filtre kahveler bedavaymış. Hindistan Teknoloji Enstitüsü (ITT) mezunlarının üçte biri, çoğu Amerika’ya olmak üzere yurt dışına göç ediyor, ancak küresel muadillerinin beşte biri kadar ücretli ISRO çalışanları halinden memnunmuş.

        Ay misyonunu başaran kadro dün itibariyle Aditya-L1 araştırma uydusuyla Güneş yolunda (üstte). Güneşin en dış katmanını ve rüzgarlarını gözlemlemek için Güneş ve Dünya arasındaki L-1 Lagrange noktasına yerleştirilmesi planlanan uydu dün Andra Pradeş eyaletinin Sriharikota uzay üssünden fırlatıldı. Dünyaya 1.5 milyon kilometre uzaklıktaki L-1 Lagrange noktasına yolculuk dört ay sürecek. Aditya-L1’in fiyatını da söyleyelim; 45 milyon dolar.