Programı ve vergi paketini anlatmak için bir süredir tura çıkan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün büyük patronlar kulübün TÜSİAD’in konuğuydu. TÜSİAD’ın yılda iki kez yapılan Yüksek İstişare Konseyine (YİK) yerli otomobil TOGG ile gelen Mehmet Şimşek tasarruf tedbirlerine uyum için yeni mesajı verdi.
YİK toplantısı nedeniyle önceki akşam verilen kokteyle sıcak hava koşullarından dolayı sınırlı katılım olurken Şimşek’li toplantıya patronlar yoğun ilgi gösterdi.
➔ Mehmet Şimşek ise hem bir yıllık icraatını ve programı anlattı hem de kendisinden önce konuşan TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turhan’ın eleştirilerine yanıt verdi.
➔ Toplantının basına açık kısmında ifadeler saygılı, eleştiriler ve yanıtlar ise netti. Eleştiri ve yanıtların yanında görüş birliğinin sağlandığı konu da çoktu. Bu açıdan Tüsiad’la Şimşek’in düellosu da denilebilir dansı da.
➔ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek konuşmasının sonunda söylediği “Eleştiriye açığız. Yapıcıysa rehber niteliğindedir, ufuk açıcıdır. İdeolojik saplantılarla yapılan eleştirilere ise açık değiliz” sözleri düelloya son noktayı koydu.
YENİ MAARİF MODELİ ELEŞTİRİSİ
➔ Eleştirilerden biri eğitimle ilgiliydi. TÜSİAD YİK Başkanlığına geldikten sonra ilk konuşmasını yapan Ömer Aras güçlü ve dayanıklı bir ekonomi, toplum ve ülke yaratmak için farklı yapılması gerekenleri hukukun üstünlüğü, eğitim ve liyakat, teknoloji üretmek ve inovasyon, verimlilik ve ihracata dayalı ekonomik büyüme modeli olarak 4 madde halinde sıraladı. Aras eğitim konusunu açarken de şunları söyledi:
➔ “Bizler biliyoruz ki, Türk sanayi ve hizmet sektörlerinin dünyada rekabet edebilmesi için siyasi görüş ve inanç bazlı eğitime değil, bilim ve bilgi bazlı eğitilmiş, çağa uygun becerilere sahip işgücüne ihtiyaç var.
➔ Çünkü ancak bilim ve bilgi bazlı eğitim almış çocuk ve gençler aranılan insan olurlar. Eğitim sistemimiz vasıfsız üniversite mezunu değil, iş dünyasının aradığı becerilere sahip gençleri yetiştirmelidir.
➔ Bu açıdan baktığımızda, Mayıs ayında açıklanan yeni Maarif modelini maalesef ülkemizi geleceğe hazırlama kapasitesinde görmüyoruz. Yeni Maarif modeli, hazırlık süreci, ilgili kurumlardan geri bildirim alma ve alınan geri bildirimleri dikkate alma konularında sınıfta kalmıştır.”
➔ TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan da aynı konuya şu cümlelerle dikkat çekti: “Unutmayalım ki ülkemizin rekabet gücü ve refah düzeyinin artmasının arkasında şüphesiz insan kaynaklarınızın sanayileşmeye, sürdürülebilir kalkınmaya ve büyümeye elverişli olarak yetişmeleri zorunluluğu var.
➔ Ürün ve pazar rekabeti dediğimiz zaman özünde ülkeler arası bir eğitim rekabeti, insan kaynakları için rekabet var. İnsanınızı rakip ülkelerden daha iyi eğitmez iseniz, gençlerinize ve ailelerine umutlu bir gelecek sağlayamazsınız, dışa açık piyasa ekonomisinin nimetlerinden de faydalanamazsınız.
➔ Dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olacaksak, eğitim sistemimizin kalitesi de dünyada ilk 10’a girmeli. Oysa PISA sonuçlarına göre, Türkiye’nin okuma, matematik ve fen bilimlerindeki sıralaması 36, 39 ve 34. sıralarda.”
➔ Mehmet Şimşek’in bu eleştirilere karşılığı da PİSA sonuçlarıyla oldu: "PISA sınavı sonuçlarına bakalım. Son 20 yılda muazzam bir iyileşme var. Türkiye, hem okumada hem matematikte hem de fende PISA puanlarında OECD'yle arayı önemli ölçüde kapatmıştır.
➔ Çünkü derslik başına düşen öğrenci, öğretmen başına düşen öğrenciyle biz OECD ortalamasını yakaladık. Kaliteyi artırmak için de yoğun bir çaba içerisindeyiz."
“KADIN İŞGÜCÜ ARTIŞI GSYH’YI BEŞTE BİR ARTIRIR”
➔ İkinci tartışma konusu kadınların toplumdaki yeriydi. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan kadının rolünü sadece aile içinde tanımlamadıklarını belirterek şunları söyledi:
➔ “Kadınlar ve erkekler hayatın her alanında eşit haklara, fırsatlara ve sorumluluklara sahip olmalı. Bunu hayata geçirebilmek için kadın haklarını her boyutu ile gündemimizde bulunduruyoruz. İstanbul Sözleşmesinden çıkılması kadına yönelik şiddetin önlenmesine hizmet etmedi.
➔ Ayrıca 9. Yargı Paketi taslağında ‘Kadının soyadı’ düzenlemesinin, kadınların toplumsal konumunun güçlendirilmesi hedefi ile uyumlu olmadığını düşünüyoruz.”
➔ Şimşek’in konuşmasında bunun yanıtını sınırlı biçimde ve sadece istihdamla ilgili olarak şöyle bulduk: “Demografik avantajımız bize benzer ülkelere göre hala iyi. Önümüzdeki 10 yılda hala sınırlı da olsa bir fırsat penceremiz var.
➔ Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranını artırmak için yoğun bir çalışma içerisine gireceğiz. Eğer biz kadınların iş gücüne katılım oranında OECD ortalamalarını yakalarsak Türkiye'nin milli geliri yüzde 20 daha yüksek olacak."
GELECEK 3 YILIN HARCAMALARI GÖZDEN GEÇİRİLİYOR
➔ Patronların enflasyonla mücadelede bir isteği de mali disiplinin parasal sıkılaştırmaya daha fazla destek vermesiydi. Bu konuda Bakan Şimşek de aynı görüşteydi ve düelloyu dansa çeviren alanlardan biri buydu. Kamuda harcama disiplinini çok önemsediklerini vurgulayan Şimşek şu değerlendirmede bulundu:
➔ "Şu anda bütün harcamaları gözden geçiriyoruz ve 2025-26-27 orta vadeli mali çerçeveyi bu gözden geçirmeye göre yapacağız. Bazı programları kapatacağız. Bazı birimleri kapatacağız. Bakanlık olarak başladık zaten. Birçok ilçede şu anda teknolojiyle verebileceğimiz kaliteli hizmeti, eskiden el yordamıyla veriyorsak o birimleri kapatıyoruz.
➔ O çalışanlarımızı yeniden eğiteceğiz ve vergi adalet ve etkinliği yani kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendirmek için gelir idaresi bünyesinde bu arkadaşları yeniden görevlendireceğiz."
➔ Türkiye şimdiye kadar teknoloji atılımlarını hep geriden takip ettiğini belirten Ömer Aras “Türkiye teknoloji üreten değil, kullanan ülke oldu. Güney Kore gibi ülkeler eğitim ve Ar-Ge’ye verdikleri önem sayesinde teknoloji üretmeyi başarabildi ve kendilerini bir üst sıraya taşıyarak gelişmiş ülkeler ligine dahil olabildiler. Biz ise hep ikinci halkada yer aldık” görüşünü dile getirdi.
➔ Şimşek ise bu sene programı güncelleyip eylül başında paylaşacaklarını belirterek "Daha yapacak çok işimiz var. O alanlardan bir tanesi AR-GE harcamalarıdır. AR-GE harcamalarının artması lazım ama size her türlü teşviki veriyoruz. Dünyada daha iyi bir teşvik varsa getirin bizim önümüze koyun" ifadesini kullandı.
TÜSİAD: YÜKÜ ÜSTLENMEYELİM DEMEYİZ
➔ Enflasyonla mücadelenin yükününün üstlenilmesinin reel kesime maliyetinin olacağına dikkat çeken Orhan Turhan “İş dünyası da Türkiye ekonomisinin sorunlarını çözmesi, daha dengeli, sürdürülebilir bir büyüme patikasına girmesi için, oluşacak maliyetin kendi üzerine düşen kısmını üstlenmelidir.
➔ Bu noktada kuruluşundan bu yana TÜSİAD’ın ülke çıkarlarını hep en öne koymuş olduğunu hatırlatmak isterim. Biz, enflasyonla mücadelenin yükünü üstlenmeyelim, başkaları üstlensin demeyiz” şeklinde konuştu.
➔ Bakan Mehmet Şimşek de programın yükünü toplumun dar gelirli kesimine yüklemeyeceklerini vurgulayarak "Bu programın yükü herkes tarafından adil bir şekilde paylaşılmak zorunda. Onun için şu anda vergide adalet ve etkinliği sağlamaya yönelik çaba içerisindeyiz" diye konuştu.
MÜKELLEFİ YAPAY ZEKA İLE DENETİM
➔ Bir başka dans alanı ise kayıtdışı ile mücadeleydi. “Kayıtdışı ile mücadele etmek KOBİ’leri zora sokmaz” diyen Tüsiad Başkanı Orhan Turhan düzenlemelerin vergi tabanını genişletmeyi hedeflemesini, adil, öngörülebilir ve uluslararası standartlara uygun olmasını gerekli gördüklerini anlattı.
➔ Turhan “Bu alanlarda kapsamlı adımlar atılmaksızın, sadece vergi yükünün önemli bir kısmını yüklenen ‘kayıtlı mükellef grubu’ üzerindeki vergi yükünü daha da arttıracak düzenlemelerle yetinilmesinin, bu sürecin başarısını gölgeleyeceğini düşünüyoruz. Vergi düzenlemelerinin amaçlarına ulaşması için kayıt dışı ile mücadelenin sıkılaştırılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
➔ Kayıtdışı ile mücadele konusunda Şimşek de aynı görüşteydi. Yanıt bununla kalsaydı rahatlıkla iki tarafın dansından bahsedebilirdik. Ama Şimşek açıklamasını daha ileri boyuta götürünce tanımı düelloya çevirdik.
➔ Şimşek, Bakanlık olarak yapay zeka kullanımına önem verdiklerini dile getiren şöyle dedi: "Türkiye'deki bütün vergi mükelleflerini yapay zeka vergi müfettişleri tarafından denetleyip, onu bir rapora dönüştürüp, bu raporu mükellefe gönderip, 'Bizim algoritmalarımız sizinle ilgili şu çalışmayı yaptı, itiraz edeceğiniz hususlar var mı?' demek için altyapı hazırlıyoruz. Bir ekip kurduk, bu konuda kapasitemiz nedir, ona bakacağız. Yoksa dışarıdan destek alacağız."
PROGRAMIN ÖZÜ SANAYİDE DÖNÜŞÜMDÜR
➔ Bakan Şimşek, ekonomi programına yönelik eleştirileri yanıtlarken "Bizim programımızın özü sanayide dönüşümdür. Yapısal, yeşil ve dijital dönüşümdür. Çağın en rekabetçi ekonomilerinin gündemi neyse bizim gündemimiz onlardan zerre kadar farklı değildir. Program da tamamen o çerçevede hazırlanmıştır" diye konuştu.
➔ Şimşek yeşil dönüşüme verdikleri önemi de anlatırken şunları söyledi: "Türkiye, 2003-2024'ün ilk çeyreği döneminde 893 milyar dolarlık enerji ithalatı yapmıştır. Muazzam bir rakam.
➔ Dolayısıyla biz bunu bir nebze olsun yeşil dönüşümle azaltabilirsek Türkiye kendisini çok farklı şekilde küresel rekabet liginde konumlandıracak.
➔ Onun için yeşil dönüşümün gerekliliği çok net şekilde ortadadır ve bu konuda yine gerekeni yapıyoruz. Enerjide, yenilenebilir enerjinin payı yüzde 55'e çıktı, yüzde 62'ye çıkacak. Nükleerle birlikte ciddi şekilde enerjide de dışa bağımlılığımızı azaltmış olacağız."