Şarkının peşinde Portofino!
Sahile sıralanmış renkli evleri, adını verdiği aşk şarkıları, kristal gibi deniziyle Portofino, görmeden de sevdiğimiz yerler arasında. Akdeniz'de küçük bir koyda olmasına karşın dünya çapında tanınan bu kasaba, şöhretini ünlü simaların ziyaretine borçlu ama, bu durum güzelliğini ikinci plana atmaya yetmez
Levent Özçelik, HT Cumartesi'de Portofino'yu kaleme aldı. Günümüzde ayrıcalıklı turistlerin tatil tercihi olan Portofino, İtalya’nın kuzeybatısındaki Cenova kentine bağlı eski bir Roma kenti. Romalı yazar ve filozof Pliny, kentin adının, körfezi çepeçevre saran yunusların bolluğundan dolayı “Portus Delphini” olarak geçtiğinden söz ediyor. Portofino İtalyanca’da “son liman” anlamına da geliyor.
Daracık Via Roma Sokağı limana iniyor. Dükkânlar sıra sıra; hediyelik eşyalar, pastaneler, şık butikler, çiçekçiler, sanat galerileri... Portofino Limanı küçücük bir yer. Ama limanı saran rengârenk bakımlı binalar, dünyaca ünlü şık butikler, lüks kafe ve restoranlar buradaki hayatın nasıl da gösterişli olduğunu gösteriyor. Şirin bir sahil kasabası burası... Palmiyeli yolları, çiçekli parkları, kristalimsi denizi, şık insanları, lezzetli sofraları, uzun sohbetleriyle İtalyan tipi hayatın ta kendisi. Limanda güneşin süzülerek batışını izlerken insan kendinden geçiyor.
Portofino, doğal bir liman olması itibarıyla tarih boyunca yelkenlilere sığınak olmuş. Eskiden yunusların taklalar attığı limanda şimdi gösterişli yatlar demirli. Kimlere ev sahipliği yapmamış ki burası; Jacqueline Onassis, Brigitte Bardot, Humphrey Bogart, Grace Kelly, Madonna, Cindy Crawford, Antonio Banderas... Politikacılar, liderler, milyonerler...
SANAT LİMANI
Limana girer girmez balıkçı kayıkları göze çarpıyor. Ne kadar turistik olsa da, balıkçılar hep buranın asıl sakinleri belli ki. Sahilde yürüyen güzel yüzlü insanlara bakarken burnuma zeytinyağı, deniz ve çam ormanı kokuları geliyor. Sahildeki binaların bazıları freskolarla süslü, çoğu sıcak tonlarla boyanmış.
1950’lerin başından itibaren turizm Portofinolular için giderek daha fazla önem kazanmış; sürdürülebilir turizm anlayışıyla, ellerindeki değeri koruyup geliştirme felsefesiyle hareket etmişler. Zamanla jet sosyetenin tatil beldesi konumuna gelen Portofino, “Sanat Limanı” sloganıyla uluslararası kültür sanat etkinliklerinin hayat bulduğu bir merkeze de dönüşmüş. Azımsanamayacak sayıda sanat galerisi var burada.
KOYLARINI GEZİN
Köyü saran tepelere beton yığını oteller yapmak yerine yeşil korunmuş, binaların hemen gerisinde başlayan ormanda uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Ya da bir balıkçı motoru kiralayıp çevredeki koyları gezmek mümkün.
Portofino, içeceğinizi yudumlarken veya oraya özgü yemekleri tadarken her an ünlü aktör veya aktrisleri, dünyaca meşhur yazarları, şarkıcıları, bilim adamlarını, işadamlarını, sanayicileri ve rüyalarımıza konuk olabilecek daha nice kahramanı görebileceğimiz, eşsiz güzelliklerin ortasında bir huzur limanı. İddialı bir cümleyle bağlamak gerekirse; dünyada bu harikulade ve tılsımlı köyü en azından bir kere görmek istemeyecek hiçbir turist yoktur.
İTALYAN TARZI HAYATIN SİMGESİ
Dünyada pek az şehre nasip olmuştur görmeden sevilmek... İtalya’nın küçük kasabası Portofino bu şanslı coğrafyalardan biri. Çoğumuz Portofino’yu biliriz; bir kartpostaldan, şarkıdan ya da filmden... Masmavi gökyüzüyle birleşen denizi, pencerelerinden rengârenk çiçeklerin sarktığı küçücük evleri, dar sokakları, lüks yatları, muhteşem köşkleri, ihtişamlı hayatları ve unutulmaz aşklarıyla Portofino, İtalyan tarzı hayatın, aşkın, müziğin sembolü.
Milano’dan yola çıkıyoruz, rotamız Portofino. Daha yola çıkarken, birlikte olduğumuz herkese söz verdiriyorum; asla o şarkı çalınmayacak! Hani şu herkesin bir şekilde mırıldandığı şarkıdan söz ediyorum, Vittorio Paltrinieri’nin 1959’da bestelediği “I found my love in Portofino...” Aşkı Portofino’da buldum... Dalida’nın yumuşak sesinden dinlemeye alışık olduğumuz bu şarkı, Portofino için bir dönemin başlangıcı aynı zamanda. İnsanlığın hafızasına bir şarkıyla kazınan bu küçük kasaba bize şarkıların bazen nelere kadir olabileceğinin de kanıtı galiba...
KEŞİŞLER KURDU
Bu küçük köyü, San Fruttuoso keşişleri kurmuş. 12. yüzyılda köy Cenevizlilerin eline geçmiş ve deniz fenerinin de yapılmasıyla denizcilerin uğrak yeri haline gelmiş.
İNGİLİZLER KEŞFETTİ
Portofino, 20. yüzyılın başlarında ilk İngilizler tarafından keşfedilmiş, onları Alman turistler takip etmiş. Böylece burası, İtalya’dan çok önce yurtdışında tanınmaya başlamış.
KALEDEN MANZARA MÜTHİŞ
Muhteşem manzara için San Giorgio Kilisesi’ne ve Castello Brown kalesine çıkın. Buradan yürüyerek deniz fenerine gidin, 20 dakika sürüyor. Kalenin bahçesi de çok hoş.