Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAZ geldi sezon açıldı ve klasik Alaçatı sesleri yükselmeye başladı. “Alaçatı elden gidiyor”, “Ne oldu bu köye?”, “Eskiden burada koyunlar otlardı”, “Çok yüksek ses var”, “Kitap okuyamıyorum” türü sesler. Babamın “Beni bir gün Akmerkez’in olduğu yere götürdüler, bir sürü inek otluyordu. Çobanları da başında. Birinin borcu vardı. Akmerkez’i verdiler, almadım, dağ başıydı” diye başlayan cümleleri geliyor aklıma. Kimin böyle bir hikâyesi yoktur ki...

        Ve evet Alaçatı da birçok yer gibi eski Alaçatı değil. Ama buraya gelenler eski köyü istemiyor artık. Buraya gelen eğlenmek istiyor. Eğlenmese, bu durumdan şikâyet etse gelir mi? Şikâyet edip geleni de çok gördüm, o da ayrı.

        Bu bayram sokaklarda iğne atsanız yere düşmüyordu. Tüm mekânlar tıklım tıklımdı. Evlerini milyon dolarlara satan ya da çok ciddi paralara kiraya verenler gayet mutlu. Kimsenin bir şikâyeti yok. Şikâyet olsa bu hale gelmezdi zaten. Şikâyet eden 3-5 kişi. Ve o 3-5 kişinin şu 3 gerçeği çok iyi anlaması gerekiyor:

        SEZON SADECE 2 AY

        1- İnsanlar Alaçatı’ya çoğunlukla eğlenmeye gelmek istiyor.

        2- “Kitabımı alayım, kafa dinleyeyim” diyen insan Alaçatı’ya gelmiyor. Başka bölgeleri tercih ediyor.

        3- Köyde deniz yok. Ama insanlar eğlenmek, dans etmek, terliğini giyip arabaya binmeden dolaşmak için bu köyü tercih ediyor. Mikonos’a nasıl gidiyorsa, işte o kafa. Artık Mikonos’tan daha çok Alaçatı tercih ediliyor.

        Bırakın artık ağzınıza pelesenk olmuş cümleleri. Kimsenin eski Alaçatı’yı istediği filan yok. İnsanını sevmeyen zihniyetin çıkardığı sesler sadece bunlar. Ve tartışılan konu da 2 ay için aslında. Bodrum-Alaçatı gibi yerlerde sezon 2 ay. Yani işletmeci müziğin sesini ne kadar köklese de olmaz. O-la-maz! Çatlasa patlasa yine olmaz. Müşteri ancak 2 ay geliyor. Mikonos’taki gibi 8 ay sezon yok buralarda.

        ÇOK SEVİNİYORUM

        Kendi insanını sevmeyen bizim çok bilmiş insanımız buna üzüleceğine, “Ah orası elden gidiyor, burası elden gidiyor” diye çığırtkanlık yapıyor. Ülkesi değil elin oğlu kazansın derdinde. Mikonos’ta adamlar 8 ay turizmi canlandırıyor ama bizim insanımız “Vah köy elden gitti, ah köy eskisi gibi değil” diyor. İstiyor ki kendi insanı kendi ülkesinde durmasın, yemesin içmesin, oralara gidip yesin, içsin. Sonra da “Ah oralar çok güzel, vah buralar çok kötü” diye anlatsın. Hoş ondan da şikâyet ediyorlar ya. Yani ne istediğini bilmeyen bir kesim sürekli dırdırlanıyor.

        Ve kusura bakmayın ben bu zihniyete hizmet edemeyeceğim. Alaçatı eski Alaçatı değil evet ama insanımız artık Mikonos yerine Alaçatı’yı tercih ediyor. Ben buna bazıları gibi üzülmüyor aksine çok seviniyorum.

        **********

        ÜLKEMİZDE FİYATLAR DAHA MAKUL

        ESKİDEN “Alaçatı-Bodrum pahalı, Mikonos çok ucuz” diyenler de artık kendi ülkesini tercih ediyor. Çünkü dolar ve Euro yüzünden fiyatlar artık bizim ülkemizde daha makul. Yemesi, içmesi, denizi daha keyifli. İnanın bu sene kendi insanı kendi insanını baltalamazsa Alaçatı-Bodrum, Mikonos’a taş çıkarır. Öyle güzel işletmeler, öyle güzel hizmetler var.

        **********

        KEŞKE BİR BİLENE SORSAYDINIZ YANI BABANIZA

        BEN kendimi bildim bileli bir fayton meselesi var. Bir kedi-köpek meselesi var. Yani hayvan hakları meselemiz var. Çıkar bir hayvan yasası, kime ne yararı var bu yasayı çıkarmamanın? Neden bu kadar zor olabilir? Bundan 20-30 sene önce de çıkmamış. Bu yaşıma geldim hâlâ bu konuyu konuşuyoruz. Benden önceki yılları bilmem. Bu hükümetle de 16 senedir birlikteyiz yine çıkmadı işte. Çıkmıyor işte.

        Bakın benim gibi, bizler gibi, eski Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın kızı Melike İpek Yalova da sosyal medya hesabından “İlk değil, bu kaçıncı? Elin oğlu 1800’lerde başlamış hayvanların korunmasına dair düzenlemelere. Aklım almıyor, bir hayvan hakları yasasının çıkması neden ve nasıl bu kadar zor olabilir?” demiş.

        Eh işte ben de onu anlamıyorum vallahi billahi Melike İpek Yalova. Keşke sosyal medyadan böyle soracağınıza önce siyasete girmiş, bu işleri bilen, devlet bakanlığı yapmış babanıza bir danışsaydınız. En azından kendi bildiği döneme dair “Bak kızım bu ülkede” diye başlayan mantıklı bir açıklama yapsaydı. Biz de bir şey anlamaya çalışırdık. Yani siyasete girmiş, bu işleri bilen kişi değil midir bunun en mantıklı yanıtını verecek.

        Ama İpek Yalova sosyal medyadan soruyor. “Ben babamla da konuştum” diye başlayan bir yazı yazsaydınız sanki daha anlamlı olurdu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar