Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Duvarları olmayan bir müze var, hem de bir tık ötede, çünkü dijital bir müze. Müzenin adı Duvarları Olmayan Müze ama biz ona müze değil de bir karma sergi diyelim. British Council Türkiye’de 2017 yılından beri internet bağlantısı olan bir bilgisayarı, bir tableti, cebinde akıllı bir telefonu olan herkesin ulaşabileceği sergiler açıyor. Geçenlerde açtığı son sergisinin başlığı ‘Cadılarla Dans Etmek’, küratörü Mine Kaplangı. İngiliz edebiyatının kadınların hak ve eşitlik arayışına öncülük eden cadıları konu alan eserlerden ilham alan yeni sergiye geçmeden önce size biraz son iki yılda açılan sergilerden de bahsetmek istiyorum.

        Bu dijital müze platformunun amacı elbette sanatı daha fazla kişiye ulaştırabilmek. Ama bu dijital sanat platformundaki sergileri British Council ilk kez ve sadece Türkiye’de açtı. Gelecek sene iki ülkede daha açılacakmış ama British Council Sanat Müdürü Su Başbuğu henuz ülkelerin belli olmadığını söyledi. Bu arada, British Council, Birleşik Kırallık’ın, yani bizim hergün dediğimiz gibi İngiltere’nin kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatları yaratan uluslararası bir organizasyonu. Dünyada yüz ülkede varlar.

        Yeni sergi açıklaması Pera Müzesi’nde yapılan konferansta anlatıldı. İlk konuşmacı British Council’in ülke direktörü Cherry Gough idi ve British Council’in çok geniş bir sanat eserleri koleksiyonu olduğunu, 1938 yılında sadece kağıt üzerine yapılmış birkaç eser sahibiyken, bugün 1250 İngiliz sanatçıdan 9 bine yakın tablo, çizim, heykel, fotoğraf ve film koleksiyonları olduğunu söyledi. Dünyanın çeşitli ülkelerine bu eserleri sergilenmek üzere gönderdiklerini de öğrendik.

        GEÇEN GECE BİR RÜYA GÖRDÜM

        2017’de açılan ilk Duvarı Olmayan Müze dijital sergisinin başlığı ‘Geçen Gece Bir Rüya Gördüm’ ve küratörü de İstanbul Bienali Sergi Koordinatörü Elif Kamışlı idi. "Gündelik hayatta bir sanat mekanına girmemiş ya da girmeye çekinenler varsa, bir tıkla o mekana girebilsin istedik" dedi. Geçen Gece Bir Rüya Gördüm sergisi, Birleşik Kırallık’ın iki kuvvetli sanat geleneği olan manzara resimleri ve heykellerden oluşuyordu ve dijital sergi 110 bin kişi tarafından ziyaret edildi. ‘Yılın En İyi Web Sitesi Özel Ödülü’ de dahil, toplam dört dalda Altın Örümcek Web Ödülü kazandı.

        TANIŞIYOR MUYUZ?

        2018’deki Duvarları Olmayan Müze sergisi ‘Tanışıyor muyuz?’ idi; küratörü de Pera Müzesi Koleksiyon Müdürü Ulya Soley. ‘Tanışıyor muyuz?’ bir portreler sergisi idi ve tabii yine British Council koleksiyonundaki eserlerden seçilmişti. Ulya Soley, “Sergiler dijital ortma taşınırsa, kurumlar eserlerini saklayabilir” dedi. Tanışıyor muyuz? sergisini üç ayda toplam 159 bin kişi ziyaret etti ve 16. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde ‘En İyi Etkinlik ve Kültür Sanat’ ve ‘En İyi Mikrosite’ ödüllerini kazandı. Ayrıca Felis ödüllerinde ‘En İyi Mikrosite, En İyi Kullanıcı Deneyimi ve En İyi Kullanıcı Arayüzü’ kategorilerinde de başarı ödülü aldı.

        Aubrey Hammon Bolshewitches
        Aubrey Hammon Bolshewitches

        CADILIK TARİHİNDA KADINI GÜÇ SEMBOLÜ

        Son sergi ‘Cadılarla Dans Etmek’in küratörü Mine Kaplangı. 50 kadar açık çağrıya müracaat eden küratör arasından seçilmiş. O da sanat ortamlarında Collective Çukurcuma’nın kurucularından biri olarak tanınıyor. Konuşmasında sergi temasının kendisine ‘kadın’ olarak verildiğini, kadını bir güç sembolü olarak kabul eden cadılık tarihini, cadıların sanatta ve edebiyatta temsiliyetini kurgulamak istediğini ve bu serginin ortaya çıktığını söyledi. "Cadı avlarının devam ettiği günümüzde belki de sansürlediklerimizi anlatabilmek için yeni bir fırsat yaratır" da dedi. Bu yıl ilk kez British Council’in 9 bin’e yakın eseri içeren koleksiyonundan seçtiği İngiliz sanatçılar dışından Türk sanatçılara da yer verildiğini anlattı.

        CADILARLA DANSI 360 DERECE GEZİN

        Cadılarla Dans Etmek dijital sergisi 360 derece gezilebiliyor. Zaten arayüz de bir sergi salonun duvarları ve duvarda asılan tablolar olarak düzenlenmiş. Yani farenizi yukarı aşağı, sağa sola çektiğinizde sanki galeride bir karma sergiyi gezmişsiniz gibi oluyorsunuz. Cadılarla Dans Etmek dört bölümden oluşuyor. Her dört bölümde sanatçı isimlerine tıklayarak eserleri görüntülebiliyor ve açıklamalara ulaşabiliyorsunuz. Hatta işitme ve görme özgürlüler için sesli betimleme, kolay okuma ve işaret dili butonları da var. Tabii hem İngilizce hem Türkçe dillerinde. İsterseniz girin bakın.

        Cadılarla Dans Etmek

        Karşınıza önce kapkaranlık bir sokak ve korku filmlerini andıran sokağın ucundaki kapkaranlık orman çıkıyor. Fısıltılar, rüzgar uğultusuna karışan karga ya da baykuş sesleri arasında ilk bölüm ‘Mitler ve Hikayeler’le yüz yüze geliyorsunuz. Virginia Woolf’tan feminist bir cümle sizi karşılıyor: “Kadınlar yüzyıllardır, erkeklerin görüntüsünü gerçek boyutlarının iki katı büyüklüğünde gösterebilen büyülü bir güce sahip birer ayna işlevi görmüşlerdi.” Küratör Kaplangı, bu bölümde izleyiciye gece uyumadan önce kapının ardındaki karanlıkta ne olduğunu merak ettiren tüm hikayelere, romanlara, masallara ve gece ormanda yürürken uzaktan duyabileceğiniz tekerlemelere– eğer dikkatlice dinlerseniz- kulak vermenizi istiyor. Bu bölümde Sir Peter Blake, William Blake, Paula Rego ve Türkiye’den CANAN ve Fatma Bucak’ın işleri var.

        İkinci bölümün başlığı alevler içinde yanan çalıların ve ağaç gövdelerinin çıkardığı çıtırtılı seslerin arasında ‘Ritüeller ve Semboller’. Küratör Mine Kaplangı’nın bu bölüme girişi "Büyü çemberleri, ağaçlardaki izler, aynalar, ateş etrafında dans ve diğerleri... Bu bölüm, neredeyse unutulmak üzere olan ya da çoktan unutulmuş olanları hatırlamak adına tekrarın ve ritüellerin gücüne adandı" sözleriyle oluyor. Serginin sanatçıları: Roger Ackling, Alan Davie, Aubrey Hammond ve Türk sanatçı ve grubundan Fatma Bucak, Nilbar Güreş, Istanbul Queer Art Collective ve Erinç Seymen.

        Üçüncü sanal oda ‘Aşinalar ve Doğa’ bölümünde küratör, "Ormanların sesine kulak verdiğimizde, içine daldığımızda ve doğayla işbirliği yaptığımızda ne olur?" diye soruyor ve bu odayı tüm balta girmemiş ormanların ve korulukların gece bekçilerine adıyor. Sanatçıları; Anya Gallaccio, Gözde İlkin, Michael Landy, David Nash ve Madame Yevonde. Baykuş sesleri ürkütücü. Aşinalar cadılara yardım eden doğa üstü varlıklar olarak tanıtılıyor ve kara kedi ve baykuşlar da tabii işin içine giriyor.

        Dijital müzeye karanlık kemerli bir mağara kapısından girdiğimiz son sanal oda ‘Portreler’. Kaplangı bu odayı şöyle tanıtıyor: "Bu bölüm sırlarını ve büyülerini beraberinde taşıyan, türlü zorlukları aşmak için kazanlar kaynatan farklı zaman dilimlerinden farklı kadınların portrelerini içeriyor." Sanatçıları; Gerald Leslie Brockhurst, Grayson Perry, Madame Yevonde, Lynette Yiadom Boakye ve Pınar Yolaçan.

        Diğer iki sergiyi de gezmek isterseniz işte adresleri:

        Geçen Gece Bir Rüya Gördüm Tanışıyor muyuz?
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar